İşçinin tek derdi evine ekmek götürmek olmuş ülkemizde. Çalışarak aldığı maaşın emeğinin karşılığı olup olmadığı değil konu. O tartışma çok ileri bir tartışma ülkemiz için.
Konu; Çalışıp da maaşını alamamak! İşçiler çalışıyor, maaşını alamıyor.
Dün yine bir inşaatın çatısına çıktı işçiler. Aylardır alamadıkları maaşlarını istediler.
İstanbul Ataşehir’deki Dekorist Proje ve Mimarlık’ın inşaatında çalışan üç işçi, 77 gündür maaşlarını alamadıklarını söyleyerek çalıştıkları binanın çatısında eylem yaptı.
Denilebilir ki maaşlarını alamadıkları için böylesine tehlikeli bir eylemin bu kadar yaygın olduğu başka bir ülke yoktur dünyada. Çok sık aralıklarla buna benzer haberler görürüz.
Peki devlet ne iş yapar?
Maaşlarını
alamadıkları için bu kadar çok çatıya, yüksek binaların tepesine, vinçlere
çıkarak eylem yapılan bir ülkede
devletin buna önlem alması gerektiğini söyler akıl.
Tabii bizim ülkemizde de önlem alınıyor böylesi eylemlerin olmaması için.
Nasıl mı?
Şimdi belki okuyucularımızın akıllarından işçilerin maaşlarını ödemeyen patronlara çok ağır yaptırımlar getiren yasal düzenlemeler yapacağı geçer.
Yok öyle yapmıyor ülkemizde devlet. Eylem yapan işçiyi gözaltına alıyor hemen. Sonrasında soruşturma. Sonrasında hapse kadar yolu var.
Çünkü ülkemizde faşizm var ve faşizm patronları korur kollar.
Ülkemizin emekçilerinin çok ciddi bir kısmı çok düşük ücretle çalıştırılıyor. Özellikle İç, Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da asgari ücretle bile iş bulabilmek çok zor. Bunun üzerine bir de maaşlarını alamayan işçinin hayatı nasıl bir cehenneme dönüyor ki tek çare canını bile tehlikeye atıp çareyi çatıya çıkarak eylem yapmakta buluyor.
Eylemlerin açığa çıkarttığı kadarında bile haksızlığın ve adaletsizliğin ne kadar büyük olduğunu görmek mümkün. Bir de duyulmayan, basına yansımayan eylemler var. Hiç eylem yapmayanları da kattığınızda tablo çok daha net ortaya çıkacaktır.
Aşağıda ”maaşlarını alamadıkları için çatıya çıktı” şeklinde google’dan yapılan aramanın sonucunda çıkan eylemlerden sadece çok küçük bir kısmını göreceksiniz: