Kültür Nedir?
Çok geniş bir alanı kapsayan kültür olgusunun onlarca tanımı vardır. “İnsanlığın yarattığı ve yaşattığı maddi ve manevi değerlerin tümüdür” diye bir genelleme yapabiliriz.
“Bir toplumun veya belli bir topluluğun bilim, sanat, ahlak, eğitim alanındaki ürün ve birikimleriyle, duygu. düşünce, kurallar ve değerlerinin toplamıdır.” diye de tanımlayabiliriz.
Felsefe sözlüğünde ise “insanın insanlıkla ilgili en genel bilgisi” olarak tanımlanıyor kültür.
Üretimden tüketime, yaşam biçiminden giyim-kuşama, oturduğumuz evlerden konuştuğumuz dile kadar her şeyimizle bir kültür birikimi oluştururuz. Her toplumun, her halkın bilgisi farklıdır. Doğa ve birbirleri ile etkileşim şeklinde farklıdır.
Bu nedenle kültürlerde belli farklılıklar görülür. Bu yaşamın akışı içinde normaldir ve toplulukların birbirleriyle olan iletişimi arttıkça kültürleri de birbirleriyle kaynaşacaktır. Çünkü bu bilgiler ortaklaşacaktır. Birbirleriyle kaynaşması, mümkün olmayan iki kültür vardır; o da ezenlerin ve ezilenlerin kültürüdür.
Yani sınıfsal olarak farklılaşmış kültürler, birbiriyle uyuşmaz asla ve bu nedenle de kaynaşamazlar. Kültür tanımlarında geçen tüm olgular da birbirlerinin zıddı bir gelişim yaşamışlardır. Örneğin, dünyanın neresine giderseniz gidin; halkların paylaşma, dayanışma, yardımlaşma, kollektivizm gibi değerleri ortaktır.
Yine dünyanın hangi egemen sınıfına bakarsak bakalım; bireycilik, bencillik, sömürgecilik gibi değersizlikleri ortaktır. Yani kültürel açıdan düşündüğümüzde sınıfsal değerler evrenseldir ve her yerde benzer özellikler gösterirler.
Bu nedenle kültür denilince anlamamız gereken şey onun sınıfsal boyutudur. Bundan dolayıdır ki kültür konusunu ele almak demek bir savaş cephesini ele almak demektir.
Sanat Nedir? Ne İfade Eder?
İnsanın nesnel gerçekliği estetiksel olarak ifade edebileceğimiz sanatın amacı bir düşünceyi ya da anlayışı belli bir tarzda, üslupta güzel haliyle oluşturmaktır.
Estetik sanatın olmazsa olmazıdır; ancak her şeyi değildir. Zira estetik kaygısına düşüp anlatmak istenilenin anlaşılmaz hale getirilmesi günümüzde sıkça rastlanan bir durumdur.
Kültür gibi sanat da sınıfsal ayrışmaya uğramıştır. Ezilenin sanatı, ezilenlerin bilgi birikimini estetize edip belli bir anlayış yaratarak, bu anlayışı ortaklaştırmak iken, egemenin sanatı da bunun tam tersi şekildedir.
“Sanatın kökleri, en eski kitlelerin derinliklerine uzanmaktadır. Sanat bu kitleler tarafından anlaşılmalı ve sevilmelidir. Sanat, bu kitleleri birleştirmeli, duygularını, düşüncelerini ve isteklerini yüceltmelidir. İşçi ve köylü kitleleri kuru ekmeğe muhtaç durumdayken, ufak bir azınlığa pasta sunmak doğru olur mu?” (Aktaran Devrimci Sanat-1, Tavır Yayınları, syf. 25) Bu açıdan sanatın amacı da bellidir.
Sanat belli bir bilgi ve birikim ürünüyse, onu icra eden sanatçı da o bilgi ve birikimin temsilcisi olarak, ait olduğu sınıfın duygularını estetize edilmiş ürünüyle uyandırma ve harekete geçirme sorumluluğu taşır.
Kültür ve Sanat Kurumları Neden Birlikte Kullanılır ve Aralarında Nasıl Bir Bağ Vardır?
Kültür nasıl ki insanlığın yarattığı maddi ve manevi değerlerin tümüyse sanat da bu maddi ve manevi değerlerin estetize edilerek yeniden yaratılmasıdır. Bu açıdan her sanat eseri belli bir kültürün maddi üretimi olarak ortaya çıkar. Ne sanatçı içinde yaşadığı toplumdan ayrı bir bilgi-birikime sahip olabilir. Ne de sanat eseri; olmayan bir kültürün değer yargısıyla ortaya çıkarılabilir.
Mağara duvarlarına en basit çizimlerle işlenen çeşitli figürler ilkel toplumun kültürel birikimini o düzenin bile bildiğimiz güzellik anlayışıyla ortaya çıkarmış ve sanatsal bir yaratı meydana getirmiştir. Bu gün de, gelecekte de bu böyle olacaktır.
Kültür ile ilgili her şey sanatı da ilgilendirir ve sanatsal her faaliyet bir kültürün eseridir. Bunda önemli olan kimin kültürü ve sanatının yaratıldığı, bu kültür ve sanatın neye hizmet ettiğidir.
Kültür-Sanatın Tarihsel Olarak Gelişimi Nasıl Bir Yol İzlemiştir?
Henüz insanlığın sınıflara ayrılmadığı ilkel toplumun da bir kültürü vardı ve bu kültür doğal olarak tüm toplumun çıkarlarını gözeten, tüm toplumun ortak değerlerini dile getiren bir kültürdü. Ama sınıfların ortaya çıkmasıyla birlikte, sınıfsal çıkar farklılıkların yarattığı çelişki ve çatışma doğal olarak birbirine karşıt ve birbiriyle çelişen sınıf kültürlerini de ortaya çıkardı. – Sürecek – (yürüyüş sayı 114)