10 haziran’da mahkeme tahliye etti.
Hapishane kapısından gözaltına aldılar.
23 saat gözaltında tutup tekrar mahkemeye çıkardılar.
Mahkeme tekrar serbest bıraktı.
11 haziran’da savcı karara itiraz etti.
14 haziran gecesi saat 23.50’de tekrar gözaltına aldılar…
Nasıl da tıkır tıkır işliyor mekanizmaları. Adaletlerinin veya adaletsizliklerinin kılıcı nasıl da halkın tepesinden eksik olmuyor. Savcı uyumuyor. Ne olursa olsun tutuklatmayı kafaya koymuş. Hukuk, adalet, mahkeme kararları onu hiç mi hiç ilgilendirmiyor. O Ay-ten- Öz-türk’-ü tu-tuk-lat-tı-ra-cak !!!
AKP iktidarının yargısı halk çocukları, halkın onurlu evlatları, devrimciler söz konusu olunca gecelerini gündüzlerine katıp hapse atmaya çalışıyorlar. Tutuklamaya yetmeyince kendi yasalarını bile çiğniyorlar.
Ama sözkonusu AKP’nin hırsızları, sapıkları, katilleri, tehdit şantajla mala çökenleri, tecavüzcüleri olunca ağızları açılmıyor. Sedat Peker’in anlattıkları dünyada konuşuluyor, söylediklerinin muhatapları çıkıp açıklamalar yapıyor, görevden almalar oluyor ama SAVCILARDAN ÇIT YOK. Tek bir soruşturma yok. ÇÜNKÜ HEPSİ PİSLİĞİN İÇİNDE. AKP’nin yargısının işi halkla uğraşmak. Halkın çekilmez hayatını daha da çekilmez hale getirmek.
Ayten Öztürk’ü tutuklamak için bu kadar ısrarlı olmalarının sebebi onu teslim alamamaları. Ona 6 ay boyunca işkence edip tek bir aman diletememeleri. İtirafçılaştırmak bir yana işkencecileri, işkencehaneleri teşhir etmesine engel olamamaları. AKP faşizminin işkenceciliğini teşhir etmekle kalmadı, ayrıca işkence için yapılmış üslerin varlığını duyurdu. Kinleri öfkeleri, hazımsızlıkları bundan.
AKP’nin savcıları bu işkence üslerini teşhir etmeye cesaret edemez. Bir çoğu bu işkencehanelerin nerede olduğunu biliyordur. Savcı görünümlü işkenceciler halk çocuklarını hapishanelere atmak için çalışıyor. Mahkemeler de sadece halka karşı işliyor.