Erdoğan, yerel seçimler için partisinin istanbul milletvekilleriyle ve belediye başkanlarıyla yaptığı toplantıda “Karnını doyuruyorsunuz, her türlü ihtiyacını karşılıyorsunuz yine de oy vermiyor” diyerek bir kez daha halka hakaret etti.
“Artık mideye değil buraya (başını işaret ederek) bakacağız. Herkesin midesini doyurduk, ama neticede durum böyle” dediği aktarılan Erdoğan, faşizmin halka bakış açısını özetlemiş oldu.
Onlara göre kapısında bekleyen kölelerden farkı yoktur halkın. hiçbir hakka sahip değildir. Tek görevleri üç beş haramzadeyi doyurmak için karın tokluğuna çalışmak. Oy vermiyorsa nankördür. Nasıl olur da karnını doyuranlara nankörlük ederler? Erdoğanın bu sözlerinde özetlenen zihniyet bu şekilde. Aslında bu zihniyet Erdoğanın ağzından söze dökülmüş olsa da kapitalist düzendeki tüm düzen partilerinin zihniyeti. Kendisine oy versin vermesin, düzen partileri tüm halkı bu şekilde, yani köle olarak görür. Bir parça ekmeğe mahkum edip, minnet etmiyorsa, buna da şükür demiyorsa suçludur halk.
Ancak unutulan bir şey var. Biz bu kadar yoksulsak siz bu kadar zengin olduğunuz için. Zenginliğinizin kaynağı bizim alınterimiz. Bizi doyuran sizin sadakalarınız değil. O sadakalar da bizden çaldıklarınızın küçük bir parçası sadece.
Kim kimi doyuruyor?
Dönüp bakalım yoksulluğun her geçen gün artar, açlık sınırı altında maaş alanlar artarken, tekellerin karı da artıyor, yeni milyonerler ekleniyor eskilerine. Sizi doyuran işte bu yoksullar. Emeğini çaldığınız yoksullar!
Erdoğan çözümü bulmuş kendince, artık mideyi değil kafalarını kazanacakmış yoksulların. Ne karnını doyurabilirsiniz yoksulların ne de kafalarını kazanabilirsiniz. Ancak gerici ideolojilerle, tarikatlarınızla, vakıflarınızla yetmedi baskı ve zulmünüzle o yoksulların isyanının önüne geçmeye, örgütlenmesine engel olmaya çalışabilirsiniz. Lakin bunun da gerçekler karşında fazla bir hükmü yok.
Yoksulun kafasını ancak bu sömürü düzeni kökünden değiştirecek olanlar kazanabilir.