30 Ekim Cuma günü İzmir’ de 6.9 büyüklüğünde bir deprem meydana geldi . Bu, beklenen bir deprem olmasına rağmen 58 bina yıkıldı, 114 kişi hayatını kaybetti ve yüzlerce kişi enkaz altında kalarak yaralandı.
Enkaz altında kalanlardan biri de 3 yaşındaki Elif oldu. Elif enkaz şeklindeki bir binadan tam 65 saat sonra çıkarıldı. İhmal sonucu çöken bir binada kalmışken AFAD görevlileri Elif’i enkaz altından çıkardı. Elif’in enkaz altından çıkarken bir görevlinin parmağını tutması ‘umudun fotoğrafı ’ denilerek sosyal medyada gündem oldu. Ancak kimse Elif’ in neden enkaz altında 65 saat boyunca kalmaya mecbur bırakıldığını sorgulamadı. Sistemin, neden Elif’i o binada oturmak zorunda bıraktığı burjuva medyasının aklının ucundan bile geçmedi.
Küçük kız sosyal medyada gündem olunca kapitalizm bunu tabi ki arsızca kullandı. Elif’in enkaz altından çıkarken bir görevlinin elini tuttuğu fotoğrafını, bir online satış sitesi anahtarlık, kupa ve not defterinin üstüne basarak satışa çıkardı. Kapitalizm insanların acılarını hiçe sayarak bunlarla oynuyor. Daha Elif’in çıkarıldığı enkaz bile kaldırılmadan ahlaksızca Elif’in görevlinin parmağını tuttuğu fotoğrafı metalaştırılarak satışa sunuyor. Böyle depreme dayanıksız binaları yapan sistem olan kapitalizm yıkılan binaları dahi kar haline getiriyor, pazarlayacak metaya dönüştürüyor. Kapitalizm her olayın etinden, sütünden yararlanıyor. Olayın, yüzlerce insanın kapitalizmin kontrolsüz yapılaşması, depreme dayanıksız yapılaşmaya engel olmaması sonucu öldüğü, daha yüzlerce insanın enkaz altında olduğu veya hastanede tedavi gördüğü bir olay olması bunu değiştirmiyor. Binlerce kişi evsiz kalmış bir şekilde sokaklarda yaşarken Kapitalizm bunu kendi kârına kâr katbir katmak için kullanacağı bir ‘talihsizlik’ olayı olarak gösteriyor.
Acıları dahi satan bu sistem kapitalizmdir. Bu sistemin en büyük destekçisi hatta artık sistemin sahiplerinden olan burjuva medyası ise kurtarılma hikayeleriyle halkın gözünü boyarken asıl değinilmesi gereken noktaları halktan gizliyor. Küçük kızın neden depreme dayanıksız bir binada oturduğunu sormak yerine bu durumu ajite ederek halka bir dizi gibi izlettiriyorlar. Çünkü sistemin istediği bu. Burjuva medyası halka bunları izletmezse, sosyal medyada kurtarılma haberleriyle gerçeklerin üstünü örtmezse halk o binaların neden yıkıldığını, her yıl toplanan deprem vergilerinin nereye gittiğini, siyasilerin enkazların üstünde şuursuzca yaptığı şovları sorgulamaya başlayacak. İşte o zaman 114 kişinin ölümümden sorumlu bu sistem ve bunu dahi araçlaştırarak kâra dönüştüren kapitalizmin gerçek yüzü ortaya çıkmış olacak. Ve bir kez halk, yani depremde binaların altında kalarak can veren bu halk sorgulamaya başlarsa ve ortaya çıkan bu gerçeği görürse kapitalist kan emiciler sonlarının geleceğini biliyorlar.