İtalya’da Ne Yaşanıyor? (3. Bölüm)

TECRİTE KARŞI DESTEK VE DAYANIŞMA

(İtalya’da Koronavirüsle ilgili neler yaşandığına dair yazılarımızın üçüncüsü, Potere al Popolo’nun (İktidar Halka Partisi), tamamen tecrite ve caresizliğe mahkum edilen İtalyan halkını, tecritten çıkarıp dayanışmayı örgütleme çabalarını anlatıyor.
Yeterli veya yetersizdir; daha çok statüler içindedir; ancak halkı devlete teslim etmemenin yollarını aramaları yanıyla olumludur.)


Coronavirüs ve Karşılıklı Yardım, Birbirimize Destek Olmak İçin Ne Yapabiliriz?
Kriz eşitsiz bir topluma çarptığında, en çok acı çekenler her zaman savunmasız olanlardır: yaşlılar, işçiler, göçmenler, kadınlar, önceden tıbbi durumları olan insanlar.

Potere al Popolo olarak, tecritten kurtulmanın ve topluluklar arasında karşılıklı destek ve dayanışma ilişkileri kurmanın yollarını bulmaya çalışıyoruz.

Birçok şehirde, günlük işlerle desteğe ihtiyaç duyan insanlar için temel ihtiyaçlar için alışveriş gibi karşılıklı yardım sistemi kurduk. (güvenli koşullarda).

Ayrıca krizden etkilenen işçilere hukuki danışmanlık sağlamak için ulusal bir yardım hattı oluşturduk.

Yardım hattı sadece birkaç gün önce yayına girdi, ancak zaten güvenli olmayan koşullarda çalışmaya zorlanan, işten atılan veya kayıt dışı sektörde çalışan ve hükümetin kriz destek planlarının dışında bırakılması nedeniyle risk altında olanlardan 70’den fazla çağrı aldık.

Bu çağrılardan toplanan bilgilerle, örgüt olarak hangi eylemin gerçekleştirileceğini planlayabilir ve işverenler ve hükümetten talep edilecekleri formüle edebiliriz.Yardım hattına yapılan tüm çağrılar önce küçük bir gönüllü hukukçu grubu tarafından alınmakta, daha sonra arayanların detayları takip desteği için bulundukları bölgedeki gönüllülere aktarılmaktadır.

Şimdiye kadar, müdahale için üç kilit alan belirledik. Birincisi lojistik sektörü. Artan talepler nedeniyle (insanlar dükkanlara gitmek yerine evden sipariş veriyorlar) bize, normalden daha fazla ve öngörülen güvenlik önlemlerine uymayan koşullarda çalıştıklarını söyleyen Amazon depo çalışanları ile temas halindeyiz.

İkinci sektör çağrı merkezleri. Çağrı merkezlerini yöneten şirketler, evden çalışmanın teknolojik gereksinimlerinin sağlanmasının maliyetleri arttıracağı gerekçesiyle işçilerin evden çalışmasına izin vermek konusunda isteksiz davranmakta, bu nedenle işçiler sıkışık ofislerde çalışmaya devam etmektedir.

Her iki durumda da avukatlara söz konusu işverenlere güvenlik önlemlerinin alınmasını ve tüm çalışanların fazla mesaiden muaf tutulmasını talep eden resmi bir uyarı göndermelerini söyledik.

Üçüncüsü mevsimlik işçiler için güvence. İtalya’da, özellikle tarım ve turizmde, aynı zamanda fabrikalarda çok sayıda mevsimlik işçi bulunmaktadır. Mevsimlik iş, işverenin her yıl aynı işçileri işe alma zorunluluğu olmadığından, güvencesiz bir iş türüdür. Ancak mevsimlik işçilerin işsizlik yardımlarına erişimi vardır (İtalya’da işsizlik yardımlarına herkesçe erişilemiyor). Hükümetten ve sosyal güvenlik kurumundan, kriz nedeniyle bu yıl yeniden istihdam edilmeyecek mevsimlik işçilerin bu uzun süreli işsizlik süresinin tamamından faydalanabilmeleri için talepte bulunduk.

Gerçekleştirilebilecek somut eylem örnekleri olan bu özel durumların yanı sıra, hükümeti, serbest meslek sahipleri, yasal bir sözleşmesi olmayan çalışanlar da dâhil olmak üzere etkilenen herkesin maaşlarını garanti altına almaya çağırıyoruz.

İşini kaybeden herkese işsizlik yardımı verilmesini, fatura, kira veya ev kredisi ödemeleri yapamayan herkese af çıkarılmasını istiyoruz.

Ayrıca, gerekli olmayan tüm üretim faaliyetlerinin durdurulmasını talep ediyoruz (işçilere tam ücretli izinle birlikte).

Son olarak, devletin sağlık hizmetine büyük yatırımlar yapmasını, kalıcı sözleşmelerle daha fazla sağlık çalışanı istihdam etmesini ve ilaç ve sağlık ekipmanı üretimini kamu denetimine almasını talep ediyoruz.

Hükümetin kemer sıkma politikalarını tersine çevirmesini ve AB mali sözleşmesinin kaldırılmasını istiyoruz. İtalya şimdi ciddi bir ekonomik krizle karşı karşıya. Yalnızca tam bir paradigma değişikliği, ekonomiye, kamu hizmetlerine ve istihdam yaratmaya yapılan büyük hükümet yatırımları, bizi bu felaketin en kötü etkilerinden kurtaracaktır.

Krize karşı verdiğimiz yanıt üç yönlü olmuştur: acil ihtiyaçları karşılamak için topluluklarımız içinde örgütlenmek; işçilerin sahada mücadelelerini desteklemek (hukuki görüş ile birlikte); devletten talep etmek için daha geniş politik talepler formüle etmek. Bu felaketten çıkmanın tek yolunun kolektif eylem ve koordinasyon kapasitemizi oluşturmak olduğuna inanıyoruz.

Bu nedenle, İtalya’daki olayları uzaktan gözlemleyen ilerici örgütlere; sizlere, emniyeti ve topluluklarınızın güvenliğini korumak için taleplerde bulunma amacıyla örgütlenmeye başlamanızı öneririz.

Sosyal ağlarda paylaşın

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.