


ÖZEL HABER/ KÜLTÜR SANAT
İskandinavya (GHA)
1970 yıllarının son baharında, karanlıkların İskandinavya ülkelerine çökmeye başladığı aylarda konserlerde Rocky ve devrimci müzik sesleri yankılanmaya başlandı. Bunların arasından sıyrılıp geçen biri vardı, Onun şarkıları diğerlerinden çok farklıydı. Latin Amerika’daki devrimci hareketlere ve Afrika’daki özgürlük mücadelesinden çok etkilenmiş, Türkiye’de Grup Yorum ‘un yarattığı etkiye benzer etki o yıllarda kuzey ülkelerinde hissediliyordu.
Björn Afzelius, İsveç müziğinin en önemli sanatçılarından biri olarak sanat tarihine ismini yazdırdı. Yalnızca bir sanatçı ve söz yazarı değil, aynı zamanda güçlü toplumsal ve politik mesajlar veren bir sanatçıydı. Hayatı boyunca müziği bir mücadele aracı olarak gördü ve ezilenlerin sesi olmaya çalıştı. Şarkıları hem İsveç’te hem de uluslararası alanda geniş bir dinleyici kitlesine ulaştı. 26 yıldır aramızda olmayan Björn Svante Afzeliu halen müziği ile İskandinav ülkelerinde yaşıyor.
Sanat ve Mücadeleyle geçen bir ömür
Björn Svante Afzelius, 27 Ocak 1947’de İsveç’in Huskvarna kentinde doğdu. Çocukluğu ve gençliği, İsveç’in o dönemki sosyal yapısı ve gelişen politik hareketleriyle şekillendi. Üniversite yıllarında adaletsizliklere karşı duyarlılığı arttı ve bu onu ilerleyen yıllarda sosyalist hareketlere yakınlaştırdı. Müziğe olan ilgisi erken yaşlarda başladı. Bob Dylan, John Lennon,Inti Illimani, Quilapayún, Joan Baez gibi protest müziğin öncü isimlerinden etkilendi. Onun için müzik, sadece bir eğlence aracı değil, aynı zamanda bir mücadele ve değişimin en etkili araçlarından biriydi.
1970’lerin başında İsveç’te müzik yapmaya başladı ve kısa sürede müziğinin politikliğiyle dikkat çekti. Hoola Bandoola Band’in bir üyesi olarak ün kazandı. Bu grup, özellikle sol görüşlü İsveç gençleri için bir ilham kaynağıydı. Kapitalizm, emperyalizm ve sömürüye karşı sert eleştiriler getiren şarkıları, onu İsveç’in en tanınmış protest müzisyenlerinden biri haline getirdi.
Ancak Björn Afzelius, sadece İsveç içindeki sorunlarla ilgilenmiyordu. Latin Amerika’daki askeri diktatörlükler, Vietnam Savaşı ve Apartheid rejimi gibi küresel meselelerde de duyarlıyldı. 1980’lerde Nikaragua ve Şili’deki devrimci hareketlere destek verdi. Küba’nın yanında oldu. Müziği, sadece bir sanat değil, aynı zamanda bir dayanışma ve direniş aracıydı.
Bİnlerce insan konserlerine geldi, milyonlarca album sattı.
Björn Afzelius, kariyeri boyunca milyonlarca albüm sattı. İsveç’in yanı sıra Danimarka, Norveç ve Finlandiya’da da büyük bir dinleyici kitlesi kazandı. Müziği, yalnızca politik bir mesaj vermekle kalmadı, aynı zamanda halkının yaşadığı sorunları da işliyordu. Hayatı boyunca 14 solo albüm çıkardı ve sayısız konser verdi. Şarkıları, halk müziği ile rock arasında bir köprü kurarak, geniş kitlelere ulaştı.Halen şarkıları dilden dile söyleniyor, yeni sanatçılar şarkılarını yeni versyonlarla yeniden halka ulaştırmaya devam ediyor.
Bir Çocuğun Rüyası, Bir Halkın Umudu oldu
Onun müziği, yalnızca notaların birbirine eklenmesiyle doğan bir melodi değildi. Hayatı boyunca, en derin duygularını, en isyankâr haykırışlarını ve en sıcak umutlarını dizelerine döktü.
“Sång till friheten” – Özgürlüğe Bir Ağıt
“Du är det finaste jag vet, du är det dyraste i världen…”
Sen, benim bildiğim en güzel şeysin,
Sen, dünyadaki en değerli hazinesin…
Afzelius’un bu şarkısı, yalnızca bir aşk şarkısı değildi. Özgürlüğe yazılmış bir mektuptu. O, özgürlüğü bir sevgili gibi sevdi, ona sadık kaldı ve asla onu terk etmedi. Müziğiyle hep özgürlüğün peşinden koştu, onu en derin anlamlarıyla kucakladı.
“Tusen Bitar” – Kırık Kalplerin Şarkısı
“Det sägs att om man älskar nån så mycket att det stör, så är man rädd att förlora den man har…”
Derler ki, birini öyle çok seversen ki bu seni sarsarsa,
Onu kaybetmekten korkarsın…
Björn, sadece siyasetle değil, insan kalbinin en derin acılarıyla da şarkılar yazdı. “Tusen Bitar”, sevginin kırılganlığına, hayatın kaçınılmaz kayıplarına yazılmış bir ağıttı.bu ağıt aynı zamanda Arjantinli annelere yazılmıştı. Devrimciliğinin yanında, aynı zamanda bir şairdi. Aşkın, ayrılığın ve özlemin sesini de kendi mücadelesinin içine kattı.
Ikaros
“Jag ville ju flyga, jag ville ju upp,
Så långt och så högt som det går.
Men vingarna brann och störtningen var,
Det enda jag klart kunde få.”
Uçmak istiyordum, yükselmek istiyordum,
Olabildiğince uzağa ve yükseğe.
Ama kanatlarım yandı ve düşüşüm,
Elde edebildiğim tek şeydi.
Sonsuzluğa bir nefes.
1990’ların sonlarına doğru Björn Afzelius’a akciğer kanseri teşhisi kondu. Mücadeleci ruhuna rağmen hastalık onu yavaş yavaş güçten düşürdü. Son günlerine kadar müzik yapmaya devam etti. 16 Şubat 1999’da 52 yaşında hayata gözlerini yumdu. Ölümü, İsveç müzik dünyasında büyük bir kayıp olarak görüldü. Ancak müziği ve fikirleri yaşamaya devam etti. Bugün bile, onun şarkıları adalet ve özgürlük arayışında olan insanlara ilham vermeye devam ediyor.
Björn Afzelius, bir sanatçı, bir mücadele insanıydı. Müziği, toplumsal adaletsizliklere karşı bir protesto olarak yankılandı. Hem İsveç’te hem de dünyada, onun şarkıları hala direnç ve umutla anılıyor. Onun mirası, sadece müzik listelerinde değil, mücadele eden insanların yüreklerinde de yaşıyor.
GHA
“Ikaros,” yüksek idealler uğruna verilen mücadelenin tehlikelerini ve bedellerini anlatır.