6 ay boyunca Ankara’da gizli bir işkence merkezinde tutulduktan sonra tutuklanan Ayten Öztürk ilk defa dün mahkemeye çıktı ve uğradığı işkenceleri kendi ağzıyla anlattı. Anlattığı işkenceler ayrı bir haber konusu ve bunun haberini yayınlayacağız. Bunun öncesinde kısaca kendi ifadelerine bakalım.
Duvardaki halkalara ellerimi bağlıyorlardı. Regl olduğum dönemlerde daha çok işkence yapıyorlardı, bitkin düşüyordum.Üzerime sıvı benzeri şeyler sürerek ahlaksız sözler sarfediyorlardı. Jobla taciz ve tecavüz etmeye çalışıyorlardı. Bu sırada söyledikleri sözler savunmamda yazılı.
İki çeşit elektirik işkencesi uyguladılar. Biri tırnakla parmak arasından, parmak ucundan vererek uygulanan işkenceydi. Serçe parmağımdan veriyorlardı. İzi hala var.
Bir defasında gözümü açarak götürdüler işkence odasına. Masada jop, kayış, spot lamba vardı.
“Yemek yemedim, çünkü orada insanlık bitmişti, insanlığın bittiği yerdeydim. Bana “Buralarda gebereceksin, direndiğini kim biliyor?” dediler.
Sıvı gıdayı kabul etmediğim için üstüm başım şekerli sıvı oluyor ve öylece kuruyordu, kokuyordum. Bir ay öyle kaldım. İnce tül çekerek ayrılmış bölmede banyo yapmam istendi, orada banyo yapmak istemedim.
Çok zayıflamıştım. Vücudum pul pul oldu, dökülüyordu.
Mahkemede polisler de hazır bulundu. Muhtemel iskencecilerine karşı söyledi bu sözleri. Avukatların polislerin salondan çıkarılmaları talebi mahkeme tarafından reddedildi.
Hayvanlara işkence haberlerini günlerce yayınlayan burjuva medya ise bu ifadeleri görmezden gelmeye devam ediyor. ‘Her şey çok güzel olacak’ diyenlere göre de ülkemizdeki gizli işkence merkezlerinin bir önemi yok..
Bakın ne demiş işkenceciler: ‘niye direniyorsun direndiğini kim biliyor’..iskence yapana suskunluk ve görmezden gelmeyle destek geliyor. ‘İşkenceyi niye anlatıyorsun dediklerini kim duyuyor.?’ diyor bu suskunluk adeta.
6 ay boyunca ‘kimseler bilmeden’ süren işkence sansürle kimseler duymadan, kimseye duyurulmadan devam ediyor. Öncesi ve sonrasıyla bir işkence politikası devam ettiriliyor elbirliğiyle.
Bu politikayi bozacak tek şey ise kimseler bilmese bile ‘insanlığın bittiği yerde’ direnerek insanlık onurunu koruyan Ayten Öztürk’ler..
İşkencecilerin insanlıklarını bitirdiği o yer Ayten Öztürk’le insanlık onurunun tekrar ayağa kalktığı yer olmuştur. Buna sessiz kalanlar bu onura sahip çıkmamış olurlar sadece. Herkes onurundan bir şey kaybetmiş olur. Düşünün şuan, şimdi bile birileri Ankara’da bir yerde işkence altında. Tam olarak nerde ve kim bilmiyoruz ama iskence altında..siz de biliyorsunuz bunu.
İnsanlık onurunun sesini vahşi işkencelerle boğamadınız sansürle de boğamazsınız.