Rize’de İkizdere ilçesinde bulunan İşkencedere Vadisi’nde emekçi halkın taş ocağı yapımına karşı başlattıkları doğa nöbeti, 31 Temmuz’da 100. gününe ulaştı.
Köylüler 100 gündür toprağını, suyunu, havasını, bugününü ve geleceğini savunuyor.
İkizdere halkı, 100. gününde Gürdere Köyü girişindeki direniş çadırı önünde toplanarak taş ocağının yapıldığı bölgeye doğru yürüyüşe geçti. Köylülere çeşitkli demokratik kuruluşların temsilcileri de destek verdi.
İkizdere direnişi, bu yılın 21 Nisanında, buldozerlerin, kepçelerin doğa katilleri olarak bölgeye girmesiyle birlikte başladı.
Her direnişte direnenlerin karşı karşıya kaldığı baskılarla, zorluklarla İkizdere köylüleri de karşılaştı. Askerler tarafından defalarca yolları kesildi, gözaltına alındılar, tehdit edildiler; fakat direnişi buna rağmen bugüne kadar devam ettirdiler. Gürdere köyü girişindeki direniş çadırında doğa nöbetini sürdürüyorlar.
100. gün eylemi de bu çadırın önünden başladı.
„Suyumuza toprağımıza sahip çıkıyoruz“
Eylemde, direnişi sürdüren köylüler adına konuşan Osman Baş, direnişin 100. güne ulaştığını belirterek, şunları vurguladı:
“Dosta düşmana kararlılığımızı gösteriyoruz. İstediğimiz gayet basittir. Suyumuza, toprağımıza, ekosistemimize sahip çıkıyoruz. Başka bir şey istemiyoruz. Buradaki taş ocağı göstermiştir ki daha yol açımında insanların toprağı, suyu kirlenmiştir, havası kirlenmiştir. İnsanların psikolojisi bozulmuştur. Demek ki burada yanlış giden bir şeyler var. Buna dur demeliyiz.”
„Doğa bitirildikten sonra yürütmeyi durdurma kararı ne işe yarar?“
İkizdere köylülerinin avukatlarından Yakup Memişoğlu da eylemde bir konuşma yaparak, doğanın tahribatının halen devam ettiğini belirtti. Memişoğlu, yargının bu tahribatı seyrettiğini vurguladı:
“Bu çalışmalar bütün dünyanın gözü önünde yapılıyor ama halen bilirkişi incelemesi yapılacak, halen yürütmeyi durdurma kararı verilecek. Bu çalışma bittikten sonra bu yürütmeyi durdurma kararını biz ne yapalım. Ne işimize yarar. Dozerin hızlı, yargının yavaş olduğu bir sistemden bahsediyoruz. Bu sistemin mutlaka değişmesi gerekiyor”.
Konuşmaların tamamlanmasının ardından köylüler, “Birleşe Birleşe kazanacağız”, “Dereler özgürdür özgür akacak” sloganlarıyla taş ocağına doğru yürüyüşe geçtiler.
Taş ocağının önü, askerler ve bariyerler ile kapatılmıştı. Kitle jandarmaya yönelik olarak da “Cengiz’in değil halkın jandarması” sloganını attı.