Halkın Hukuk Bürosu yeni bir çağrı ile yeni bir kampanya başlattı.
Başlattığı kampanyayı #hakkımı ver evde kalayım sloganı ile duyurdu.
Korona virüsü salgını ile her kafadan çıkan evde kal çağrıları emekçilerin
yaşamsal ihtiyaçları dahi karşılanmadığından karşılık bulmuyor.
Tabii ki adalete olan açlık da devam ettiğinden adalet için mücadele edenlerin
mecrasında da karşılık bulmuyor. Ölüm oruçları sürüyor, açlık grevleri büyüyor
ama adalet taleplerinin karşılanmasına yönelik henüz hiç bir adım atılmış değil.
Halkın Hukuk Bürosu’nun ard arda yayınladıkları twitlerle duyurdukları kampanya bugün başladı:
HakkımıVer EvdeKalayım
Aslında o kadar çok insan biliyor, o kadar çok insan öğrendi ki Ev’in yokluğunu: Evleri bombalarla başlarına yıkılanlar; evlerinden, kentlerinden ülkelerinden kovulanlar; belediye kepçesiyle kirişleri, kolonları kırılanlar; Evlerinde sevdikleri öldürülenler; evlerinden alınıp bir daha dönmeyenleri evlerinde bekleyenler; evlerinin pencereleri içeriden buz tutmuş, ocakları sönük, tencereleri boş, uyku tutmadığı için oturmuş evlerinin duvarlarına bakanlar açlıktan…
Dışarı çıkmıyorsunuz,
kimseyi içeri almıyorsunuz.
Doğru,
faşizm geldi ama yine de
“Dışarda gece bir cenup denizi gibi güzel…”
Havada dövüşenlerin sesleri var. Hiç değilse pencereye gelin.
Salgının yayılmasının önüne geçilmesinin yükünü halka yükleyemezsiniz. Salgının önüne geçecek önlemleri almak yükümlülğü devlete aittir. Ücretsiz izin veren konsorsiyumların değil ücretli izin talebi olan halkın talebi karşılanmalıdır.
5 gün boyunca işkence ettiğiniz yine de haklılığından ve meşruluğundan hem de masumiyetinden eksiltemediğiniz Mustafa’nın özgürlüğünü verin ki o da ailesiyle evine dönsün…
Adalet talebiyle gün gün eriyen Mustafa Koçak’ın, Grup Yorum’un, halkın avukatlarının ve siyasi tutsakların taleplerini kabul etmeyerek onları öldürmeye çalıştığınız için evde kalamayız. Onların ölümüne sessiz kalamayız. Taleplerimiz kabul edilsin!
hakkımı ver evde kalayım
Halkın Hukuk Bürosu
