Helin’in Annesi Aygül Bilgi’den: ”Bugün Size Anlatacaklarım Var Dinler Misiniz?”

7 Notanın Komutanı Ölüm Orucu şehidi, Helin Bölek’in annesi Aygül Bilgi tarafından sosyal medya hesabında paylaşılan bir yazıyı sizlerle paylaşıyoruz:

Bu gün size anlatacaklarım var dinler misiniz?

Annesinin bir tanecik kuzusu Helin’imin yanına gittiğimde mermeri yeni yıkanmış, henüz ıslaktı. Vazo gibi kullanılan pet şişede papatyalar vardı. Heline; Biri gelmiş, biraz daha erken gelsem kim olduğunu görecektim dedim. Bir yandanda o diye taşını, resmini okşuyordum.

Kuzumun evinin sağını solunu incelerken yumruk kadar küçük bir karpuz gördüm. Çizgili Diyarbakır karpuzu. Yanında bir taş yeşile boyanmış, siyah çizgiler çekilmiş, diğer taş ise kırmızıya boyalıydı. Yani karpuz ve karpuzun içi, dışı.

Gelenlerin üzerine bir şeyler yazdığı taşların büyük çoğunluğu silinmişti. Ancak “selam olsun yedi Notanın Komutanı Helin Bölek” yazılı birinin yakın zamanda yazılmış olduğu belliydi çünkü yazı çok netti.

Uzun uzun sohbet ettim, gönderilen selamları ilettim, İshak abisinin söz ve müziği kendisine ait Welat şarkısını dinlettim.

Bir ara arkamdaki sese döndüm. Ufak tefek, esmer, her halinden bir doğulu olduğu anlaşılan bir genç selam verdikten sonra elindeki bizim oralarda çay çiçeği, buralarda yaprağı güzel denilen çiçeği ekti. Bir yandanda ” gelip yıkadım, suladım, Papatya koydum” dedi. Teşekkür ettim. Bana dönüp “müsaade varmı dua okuyayım” dedi. Ne demek tabiki okuyalım dedim birlikte okuduk. Gür sesli ve bu işi bilen biriydi. Saygıyla elimi öpüp başına koydu. Kim olduğunu sordum Halil dedi. Karpuzun hikayesini öğrenebilmek için nereli olduğunu sordum Mardin’liyim dedi bir daha elimi öptü bende sarıldım. Başka bir şey sormama fırsat vermeden hızla gitti. Şaşkın oturdum. Kuzum şimdi bu kimdi, bu çabucak gitme neydi, bu karpuz, boyalı taşlar? Vardır elbet bir hikayesi. Sen biliyorsun da bana kim anlatacak?


Karpuza, boyalı taşlara tekrar bakarken mavi boyalı taş dikkatimi çekti. Aldım bebeğe benzettim. Yüz hatlarını çizip yerine koydum. Hani zaman zaman buzdolabındaki yumurtalara kurşun kalemle surat çizerdik ya.

İşte o yüzden bu bebek görünümlü taşada çizmek istedim. Senin ” anneeee. Allahım kadına bak” diyen gülüşün kulaklarımda. Bende gülümseyerek “ama çok tatlı oldu” dedim.

Sonra Gülay Ablasının onun resmin ile daha yeni paylaşmış olduğu şiiri okudum. Daha ne kadar oturdum bilmiyorum. Bu kez içim huzurlu ve kendimi çok mutlu hissettim.

Ufak tefek anılar bırakanlar, benden önce gelip sohbetten başka bana iş bırakmayan Mardinli Halil, yüreğinizden öperim…

Sosyal ağlarda paylaşın