Açlığın koynunda adalet için ölüme yürüyen iki adalet savaşçısını urdurumadı AKP faşizmi.
Onları zorla müdahale için hastahaneye kaldırdı.
Amacı onları hastane odalarında tecrit edip, serumla, işkenceyle iradelerini kırmak.
Ama iki direnişçi hastahaneye kaçırıldığı andan itibaren hastahaneler önünde büyük bir sahiplenme var.
İki hastahanenin önü de iki gündür tek bir an bile boş kalmadı.
Direnişçilerin aileleri orada. Halkın hukuk bürosu avukatları orada. ÇHD’liler orada.
Mahallelerden çıkıp gelmiş yoksul gecekonduların genç ve yaşlıları orada. Dev-Gençliler orada; hemen pankartlarını asıp biz buradayız diyorlar.
TAYAD’lılar orada; ki, ne zaman tutsaklarla ilgili bir direniş, bir işkence, bir katliam oldu da onlar orada olmadı? Türkiye’nin Tayad’ın kuruluşundan bu yanaki tarihi henüz yazmadı.
Hastane önü, sahiplenme yeri.
Hastane önü, dayanışma yeri. Sabah birlikte slogan atıyorlar… geceye doğru başlarını birbirlerinin omzuna bırakıyorlar.
Hastane önü, yoldaşlık yeri. İçeride iki yoldaş var Mengelelerin elinde. Yoldaşlık tek bir göz olmaksa, onlar yalnız bırakılmayacak.
Aytaç Ünsal’ın müvekkilleri, Aytaç’ın zorla alıkonulduğu Kanuni Sultan Süleyman Hastanesi önünde basın açıklaması gerçekleştiriyorlar. Açıklamaya İdil Kültür Merkezi çalışanları da katılıyor. Aileler orada, gençlik orada. ve tabi TAYAD’lılar orada. “Bizler halkın avukatları Ebru ve Aytaç’ın müvekkilleri, yakınları ve aileleriyiz.
Avukatlarımız teslimiyeti değil, direnişi seçtikleri için bugün AKP’yi rahatsız ediyor.
Avukatımızı alana kadar nöbette olacağız.”
O andan beri nöbetteler.
Dev-Genç açıklama yapıyor: “YENİ MEVZİMİZ: KANUNİ SULTAN SÜLEYMAN HASTANESİ”..
Devam ediyor açıklama: “Giriş yolu üzerine halkın avukatları için pankart astık.”
Gençlik orada; hiç kuşku yok sesleri, Ebru’nun ve Aytaç’ın kulaklarına kadar ulaşıyor. Hiç kuşku yok, Dev-genç coşkusu, hastane koridorlarını dolaşıyor.
Av. Hüseyin Boğantekin, Dr. Sadi Konuk Eğt. Arşt. Hast. Önünde açıklama yapıyor.
Bir başka ÇHD’li Avukat, Kanuni Sultan Süleyman Hastanesi önünde açıklama yapıyor.
Hastane önü, yeni bir direniş yeri. Direniş, içinde yeni direnişler doğuruyor.
Ölüm orucu direnişçilerinin tüm halkı kucaklayan direnişleri, onları kucaklayan bir sahiplenme ile karşılık buluyor.
Hastahane önündeki bu tablo, AKP’nin bu direnişi neden kıramadığının, bu direnişleri, bu direnme çizginini neden yokedemediğini de anlatıyor.
Hastane önü direniş yeri.
Direnenleri oradaki varlığımızla sarıp sarmalama yeri.
Ebru Timtik ve AYtaç Ünsal, işkencecilerin karşısında yalnız değiller.
Hastahane önünün Türkiye’ye ve dünyaya anlattığı bu.