Türkiye’nin İnfaz Yasası’nda hasta tutsakların hangi koşullarda tahliye edileceği belirtilmiştir.
İnfaz Yasası’nın 16. Maddesi, ağır hasta tutsakların, somut olarak, hapishanede yaşamını ‘nde somtek başına sürdüremeyecek tutsakların, hapishane toşullarında tedavisi mümkün olmayan hastalıklara yakalanan tutsakların tahliye edilmesini öngörür.
Ancak bu tanıma uyan yüzlerce hasta tutsak tahliye edilmiyor.
Bu durumda ne yapacağız?
Bu kararı alması gereken AKP iktidarına,
onun Adalet Bakanlığı’na, Adli Tıp Kurumu’na “Vicdasızlar, insafsızlar, adaletsizler” diye lanetler yağdırabiliriz.
Evet doğrudur; Vicdansızdırlar, insafsızdırlar, adaletsizdirler.
Onlara vicdanlı, insaflı, adaletli hale getiremeyeceğimize göre,
hasta tutsaklar nasıl tahliye ettirilecek?
Bu sorunun tek cevabı var:
DAHA GÜÇLÜ BİR SAHİPLENME, DAHA GÜÇLÜ BİR MÜCADELE!
Avukat Oya Aslan, Güler Zere belgeselini çektiği dönem, Güler Zere’nin tahliye sürecini şöyle özetlemişti;
“Türkiye’de çok basit ve yasalarda var olan bir hakkın kazanılması dahi zorludur. Burada yasal bir hakkın kullanılması söz konusuydu. Ona rağmen Zere’nin avukatları olarak kampanya örgütlememiz, uzun süren bir eylemlilik sürecine girmemiz gerekti.”
Adli Tıp Kurumu, Güler Zere için önce “hastahanede kalabilir” raporu vermişti. Bu kararı veren Adli Tıp ihtisas Kurulunun başında işkenceci Dr. Nur Birgen vardı.
aynı kurul aylar sonra “Hastanedede kalamaz, tahliye edilmeli” raporu verdi.
Başında yine aynı işkenceci doktor vardı.
Peki ne değişmişti bu arada?
Değişen Güler Zere’nin durumu değil, mücadelenin yükselmiş olmasıydı.
Ali Osman Bir Simge..
Şurası da açık ki,
Ali Osman Köse için verilen mücadele, aynı zamanda tüm hasta tutsaklar için mücadeledir.
Avukat Oya Aslan, Güler Zere’ye Özgürlük mücadelesini değerlendirirken şunu belirtmişti:
“Güler Zere sürecinde, toplumsal muhalefetin en geniş kesimine ulaşabildik. Bu vesileyle hasta tutsakların durumunu daha geniş kesimlere duyurma imkânımız oldu. Sesimiz yükselmeye başladığında, diğer hasta tutsakların tedavi süreci, hastaneye yollanması da hızlandı, doktorlar daha çok ilgi göstermeye başladılar.”
Tıpkı Güler Zere’de olduğu gibi, Ali Osman’a özgürlük mücadelesinin zaferiyle, faşizmin hasta tutsakları katletme politikasında bir gedik daha açmış olacağız ve o gedikten onlarca tutsak tahliye olabilecek.