Yıllarca televizyon ekranlarından halkımızın maruz kaldığı İbo Show programı bir süredir yeniden çekilmeye başlandı. Bu programının geniş bir kesim tarafından izlendiği bir gerçek. Ama bu durum “halkımız demek ki bunu istiyor, bunu beğeniyor” diye açıklanamaz. Halkımız her türlü değerin ayaklar altına alındığı gelin kaynana programlarını da, özel hayatın ihlal edildiği “Biri Bizi Gözetliyor” programlarını da, “büyük ödül”ü kazanma hırsıyla insanların birbirinin ayağına çelme taktığı bir çok “eğlence” ve “yarışma” programını da izliyor. Mesele halkımızın bunları izlemesi değildir. Evine ekmek götüremeyen, hiç bir sosyal aktivitesi olmayan, yorgunluktan kitap okumaya, çocuklarıyla ilgilenmeye fırsatı olmayan halkımızın nasıl bu hale getirildiğidir.
Kendi derdini unutmak için dizilerdeki dertlere ağlar, kendi sefilliğini görmemek için dizilerdeki zenginlerin yaşamlarıyla mutlu olur. Fabrikada el emeği sömürülür ama aklı hayatın her anında sömürülür halkımızın.
Halkımız yozlaşmak istemez. Halkımızı yozlaştırmak isteyenler ve bunun için bir servet dökenler var. Halk kültürüne ait her şeyi ayaklar altına alıp, bu d e ğ e r s i z l e ş m e y i meşrulaştırıyorlar. Halkımızı ağlanacak haline güldürüyorlar.
İbo Show burjuvazinin yozlaştırma saldırısında bir araç olmanın ötesinde bir program değildir. Bir müzik programı, bir kültür programı asla değildir.
Sesi güzel bir adam güzel şarkı söylüyor diye o adama sanatçı diyemezsiniz. Para için halk kültürüne sırtını dönmüş, bilinçli bir seçimle türküleri bırakıp arabesk müzik yapmış bir adamdır İbrahim Tatlıses.
Arabesk, halkı kadercileştirir, düzenin “böyle gelmiş böyle gider” anlayışını besler, baş kaldırmasının önüne set çeker. İbrahim Tatlıses de bunu yapmıştır. Bilerek, isteyerek, dönemin modası arabesk olduğu için, arabeskte para olduğu için başta beynini, sonra da sesini ve her şeyini burjuvaziye satmıştır. Son süreçte de AKP yardakçısı olarak halk düşmanlarının safında olduğunu kanıtlamıştır. Mafya ile olan ilişkileri, pis işleri, iktidar yalakalığı bir yana sadece halk kültürünü iğdiş etmesi yanıyla bile İbrahim Tatlıses’e sanatçı misyonu yüklenemez.
16 Ocak 2021 tarihinde Star TV kanalında yayınlanan İbo Show programının konukları Sabahat Akkiraz, Hüseyin Turan, Haluk Levent ve Ender Balkır’dı. Bizim sözümüz esas olarak onlaradır.
Sırf reyting rekorları kıran bir programda izlenmek, adını duyurmak için o programa katılan sanatçılar kendi sanatlarına haksızlık ediyorlar. Onun programına katılmak kimsenin değerini yükseltmez. Aksine, onunla aynı yerde anılmak küçülmektir. Hüseyin Turan’ın, Sabahat Akkiraz’ın yeri İbo Show değildir.
“Ne var canım bunda, seslerini duyuracak bir mecra bulmuşlar, bu kadar da katı olmayın” diyenler olabilir. Böyle diyenler; ak ile karayı, doğru ile yanlışı, dost ile düşmanı birbirine karıştıranlardır. Gerçeklerin bulandırılması her zaman düşmanın işine yarar. İlkenin, kuralın olmadığı yerde omurgasızlaşma başlar. Özeleştiri verip yanlıştan dönülmediği takdirde gidilecek yer burjuvazinin çöplüğüdür. Tıpkı Yavuz Bingöl gibi o çöplüğe adım atanlar burjuvazinin borusunu öttürürler.
Saflaşmanın halk nezdinde bu kadar net olduğu bir süreçte sanatçılar da saflarını net olarak belirlemelidir. Kaldı ki sanatçının görevi dik durmak, halka örnek olmaktır.
Pir Sultan’ın türkülerini söyleyenlere çağrı yapıyoruz;
Pir Sultan’ın öğrencisi olun, ona yakışır şekilde davranın. Alevi halkımızın türkülerini İbo Show gibi rezil bir programda eğlence malzemesi yaptırmayın.