2 Yılda 4 Baskın
18 avukata 159 yıl ceza…
Ve hala
Halkın Avukatları görevlerinin başında
20 Haziran 2019… sabah… saat 06.50… Halkın Hukuk Bürosu’ndan şu açıklama yapıldı:
“Halkın Hukuk Bürosu’na yapılan baskında avukatlarımız Ayşegül Çağatay, Nadide Özdemir, Görkem Ağdede ve Ebru Timtik, avukat arkadaşımızın kardeşi Özhan Aslan, büromuz sekreteri Gülser Sarıgül ve müvekkilimiz Kamile Kayır, gözaltına alınmıştır.”
Arama devam ederken mesajlar yayınlıyor halkın hukuk bürosu avukatları:
“HHB bir kaledir, devrimci avukatlığın kalesi öyle kolay kolay yıkılmaz. Baskılar bizi yıldıramaz. Halkın Hukuk Bürosunda ‘baskın arama’ devam ediyor. Haneye tecavüzün yasal kılıfı : baskın ve aramalar.”
Büromuz siyasi şube polisleri tarafından basılmaktadır. Tüm meslektaşlarımızı büroyu sahiplenmeye bekliyoruz. Kahrolsun Faşizm!
*
20 Haziran… Halkın Hukuk Bürosu hesabından şu sözler paylaşıldı:
“Halkın Hukuk Bürosu 30 yıllık gelenektir. Yok edemezsiniz! Gelenek sürüyor sürecek..”
Her yerden, yoksul mahallelerden, twitterden, Avrupa’dan, hapishanelerden, demokratik kurumlardan tek bir ses yükseldi: “Halkın Avukatları Yalnız Değildir”!
Halkın Hukuk Bürosu, gün içinde bir biri ardına mesajlar paylaştı:
“Özgürlük ve adalet halkımızın ve bizim hakkımız… Bir gün mutlaka özgür olacağız mutlaka adalete kavuşacağız kimse buna şüphe etmesin.”
“İstediğiniz kadar kırın dökün bizi gözaltına almakla tutuklamakla tehdit edin, boyun eğmeyeceğiz, vazgeçmeyeceğiz adalet mücadelemizden. Vazgeçmeyeceğiz arkadaşlarımıza özgürlük istemekten. Vazgeçmeyeceğiz Barkın’a sağlık hakkı ve özgürlük istemekten!
Direniyor Halkın Hukuk Bürosu.
Polis büroyu basıyor; barikatlarla direniyor.
Gözaltına alınırken sloganlarıyla direniyorlar.
Bürodakiler işkencehanelere götürülüyor.
Büro sadece bir an boş kalıyor.
Ama sadece bir an.
Halkın avukatlarının geleneğinden bir pay alan birileri çıkıp geliyor büroya.
Direniş sürüyor.
*
Saat saat yeni mesajlarla hem kendileri direniyor, hem direnişi örgütlüyorlar.
Faşizmin propagandasını tersine çeviriyorlar.
20 haziran, nöbeti devralan Halkın avukatları, yeni bir mesaj paylaşıyorlar:
“Halkım ben, parmakla sayılmayan
Sesimde pırıl pırıl bir güç var
Karanlıkta boy atmaya
Sessizliği aşmaya yarayan… ”
ve yine Pablo Neruda’dan bir söz paylaşıyor halkın avukatları:
“Ekilmiş tohum yeşerecektir. Tarihi ne cinayetler, ne de zorbalar durdurabilir.”
Ekilmiş tohum yeşermiş bile işte.
Bu mesajları paylaşanlar, Halkın Hukuk Bürosu’nun onyıllardır ektiği tohumların yeşermiş, fidana dönmüş halinden başkası değillerdir.
Faşizmin açmazı ve başarısızlığı burada. O tohumları serpilmeden önce engellediniz engellediniz; fakat tohumlar bir kez serpildikten sonra, artık iş işten geçmiştir:
Tohumlar yeşerecek, filize duracaktır.
Av. M. Gökhan Ahi, baskının ardından açıklamasında diyor ki: “Şaşırdık mı? Hayır şaşırmadık! @halkinhukuk_ Avukatlarına, üstlendikleri davalardan ve müvekkillerinden dolayı yine gözaltı yapılmış. İsteniyor ki, #çorlutrenkatliamı, #berkinelvan, #SomaDavası gibi davalara hiç bir avukat bakmasın, mahkemeler rahat rahat istediği kararı versin!”
Amaç belli.
Ama yine belli ki, faşizm amacına ulaşamayacak.
*
Baskın sürerken, ve hemen baskının arkasından Halkın Hukuk Bürosu avukatlarından
direniş mesajları yayılmaya devam ediyor:
“Bizi gözaltılarla tutuklamalarla cezalarla yıldıramadılar şimdi çalışma ve yaşama alanımıza saldırıyorlar. Bu kaçıncı baskın… Öfkemiz artar yeniden güç toplar daha sıkı mücadele ederiz o olur. Başka da birşey olmaz.
Asla yalnız değiliz. Asla vazgeçmeyeceğiz halkın avukatlığından..”
İnternette, #HalkınAvukatlarıYalnızDeğildir hastagı yayılıyor. HHB yeni bir mesaj yayınlıyor: “#HalkınAvukatlarıYalnızDeğildir hastagi ile destek olan tüm dostlarımıza, meslektaşlarımıza, halkımıza teşekkürler.”
“Büromuza yönelik saldırılar son bulmuyor. Büromuz iki sene içerisinde 4. kez basılıyor. 18 avukata toplam 159 yıl ceza verildi. 6 avukatımız hala tutsak. Faşizmin saldırıları halkın avukatlığını yapmamıza engel olamayacak!”
BASKIN SONRASI
Halkın Hukuk Bürosu işine devam ediyor.
Boşluk yok.
6’sı tutsak. Bazıları aranıyor. Büroyu son dönemde omuzlayanlar gözaltında ve HHB devam ediyor.
Gözaltına alınan arkadaşlarını, yoldaşlarını yalnız bırakmıyorlar.
An an bilgilendirmelerinden bunu görebiliyoruz:
“Müvekkilimiz Kâmile Kayır, gözaltına alınırken polislerce yoğun şekilde darp edildi. Kollarında morluklar var. Arkadaşlarımızdan ayrı, farklı bir blokta tutularak tecrit ediliyor -akılları sıra-. Siz, müvekkilimizin tırnağı kadar bile insani değer taşıyamazsınız. İşkencecisiniz.”
“Gözaltına alınan avukatlarımız, büro emekçimiz ve müvekkillerimiz ile yapılan avukat görüşmesi neticesinde; 5 kişiden zorla tükürük örneği alındığını, Kamile Kayır’ın gördüğü işkenceden kaynaklanan kol ve boyun bölgesinde ağrı ve ekimoz olduğu öğrenilmiştir.”
“Arkadaşlarımız iyiler ve morallilermiş. Herkese selamlarını iletiyorlar. Zorla tükürük örnekleri alınmış. Her biri sıralı nezaret hücrelerine ayrı ayrı konulmuşlar. Meslektaşlarını ziyarete bekliyorlar.”
Hukukun, diplomasinin yuvarlak, belirsiz, diplomratik kavramları yok açıklamalarda.
Herşey apaçık ve dosdoğru söyleniyor.
İşkenceciye işkenceci deniyor. Faşizme faşizm.
Ve avukatlık mesleği, en cüretli, en yalın biçimde yerine getiriliyor. Hiçbir müvekkil, işkencehanelerde yalnız bırakılmıyor.
DAYANIŞMANIN GÜCÜ
ÇHD İstanbul Şube de gözaltıların ardından hemen bir çağrı yayınladı:
“Meslektaşlarımıza ve arkadaşlarımıza yapılan bu saldırı ve gözaltılar siyasidir ve asla kabul etmeyeceğiz. Tüm meslektaşlarımızı gözaltındaki avukatlarla dayanışmaya, saat 14.00’dan itibaren İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nde bulunmaya çağırıyoruz. ÇHD İstanbul Şube”
Taksim Gezi Parkı’ndan bir açıklama: “HHB, (@halkinhukuk_) hesabından ‘tüm meslektaşlarımızı büromuzu sahiplenmeye çağırıyoruz’ açıklaması yapıldı. Çağrının daha çok kişiye ulaşması için her zor anımızda yanımızda olan avukatlarımız için dayanışmaya çağırıyoruz.”
İnşaat-İş Sendikası açıklama yapıyor: Halkın Hukuk Bürosu’na yapılan polis baskınında 4’ü avukat 7 kişi gözaltına alındı. Gözaltına alınan avukatlar Ayşegül Çağatay, Nadide Özdemir, Görkem Ağdede ve Ebru Timtik işçi davalarını hiçbir karşılık beklemeden takip ettiler. #HalkınAvukatlarıYalnızDeğildir”
Direnen emekçi Türkan Albayrak açıklama yapıyor: “Direnişim de beni yalnız bırakmayan Avukatım Nadide Özdemir 2 gündür gözaltında. Avukatımı ve halkın hukuk bürosu Avukatlarını serbest bırakın.”
Direnen işçi, Mahir Kılıç cephesinden bir duyuru: “Mahir Kılıç’ın avukatları gözaltında, Mahir İşi İçin Direnişte.”
Halkın avukatları cevap veriyor:
“İşçilerin, işi için direnenlerin avukatlığını yapıyoruz, yapmaktan vazgeçmeyeceğiz.”
Grup Yorum, kameraların karşısında. Diyorlar ki:
“Bugün Halkın Avukatları İçin Söyledik… HALKIN AVUKATLIĞINI YAPMAK SUÇ DEĞİLDİR! HALKIN AVUKATLARI SERBEST BIRAKILSIN!”
Halkın avukatları Grup Yorum’un açıklamasına bir karşılık veriyorlar:
“Yalnız değiliz, halkın sanatçıları bizimle. Güzel, canlı ne varsa bizimledir.”
Güzel… canlı… ne varsa bizimle..
İşte baskın gününün özeti bu.
Günün bir başka çarpıcı özeti, bir avukattan geliyor. Bu yazıyı onun özetiyle sonuçlandırıyoruz:
“Bu baskınlar hukuksuzluklar bir bakıma halkı ve halkın avukatlarını birbirine kenetliyor. Bu sabah yedi kişi gözaltına alındı, emin olun bir sonraki baskında o büroda yetmiş kişiyi göreceksiniz. #HalkınAvukatlarıYalnızDeğildir”