İçişleri Bakanlığı’nın emrindeki işkenceci ve katillerin 12 Aralık’ta Halk Cephelilere yönelik başlattığı saldırılar çeşitli biçimlerde sürüyor.
Saldırının başında bu yana gözaltına alınan veya gözaltı kararı çıkarılanların sayısı 50’yi aşarken, her gün meydanlarda olan direnişçiler de “araması var” denilerek gözaltına alınıyorlar.
Son olarak, 21 Aralık sabahı, 76 yaşındaki TAYAD’lı Mehmet Güvel’in evi kendisi tutukluyken bu defa da “aranan biri var” bahanesiyle basıldı. Güvel’in evi, 12 Aralık’ta yine polis tarafından basılmıştı.
Güvel’in evinde aradıklarını iddia ettikleri kişi ise, Yüksel direnişcilerinden Merve Demirel idi.
Oysa Merve Demirel de baskından bir önceki gün polis GBT’sinden geçmişti ve hakkında herhangi bir arama, takibat yoktu!
Yüksel direnişçisi Mehmet Dersulu ve Şişli Belediye işçisi Turan Aktaş da benzer gerekçelerle gözaltına alındılar.
Saldırı boyunca bazı evler de, zaten gözaltında olan kişilerin adıl verilip “şunu arıyoruz” bahanesiyle basıldı.
Faşizmin polisleri baskın yaptıkları eve gözaltındaki kişileri soruyor, ailelerin “yok veya tanımıyoruz” sözüne karşılık “zaten elimizde” diye cevap veriyorlar.
Açık ki, amaç, gözdağı ve yıldırmaktır.
AKP faşizminin polisinin son saldırı operasyonu, haksızlık, hukuksuzluk, keyfiliklerle devam ediyor olsa da; tutuklamalar da, bu yöntemler de, daha önce olduğu gibi sonuçsuz kalmaya mahkumdur.
AKP gider, Soysuz Soylu gider, Halk Cephesi kalır.