Tarih Hukukun asla bağımsız olamayacağını söyler. Sınıflı toplumlarda Hukuk egemen sınıfların iradesidir.
Ancak hiç bir zaman hukukun bu yanının görünmesini istemez egemenler. Kendi hizmetlerinde olan yargıyı “hür” “bağımsız” “sınıflar üstü” gibi göstermek isterler. Tüm düzenlemelerini halkı buna inandıracak şekilde yaparlar. Çünkü halkın adaletsiz kalamayacağını bilirler. Yargının bağımsızlığı yalanına ne kadar inandırabilirlerse gemilerini yürütmeleri, sömürü çarkını döndürmeleri o kadar kolay olur. Yargının faşizmi aklama misyonu, ancak halkı yargının hür ve bağımsız olduğu yalanına inandırarak gizlenebilir.
Gelgelelim ülkemizde faşizmin geldiği nokta bağımsız yargı görüntüsü vermeye bile izin vermiyor. AKP ile derinleşen yönetememe krizi, yargıyı kendine bağlı yani kendi talimatları ile işleyen bir yapı olduğunu gizleyemez hale getirmiş durumda. Zaten artık yargı bağımsızlığı tekerlemesinin inandırıcılığı kalmadığından AKP faşizmi de artık hiç bir şeyi gizleme gereği duymuyor.
Sarayda yapılan Adli yıl açılışı ile ilgili tartışmalar devam ediyor. Sarayda yapılan Adli yıl açılışı iki anlayışı daha da belirginleşti.
Biri yukarda anlattıklarımıza rağmen hala asgari ölçüde de olsa bir yargı bağımsızlığı olmalı diyenlerden başlayıp, asla saraya biat etmeyeceğim, faşizme boyun eğmeyeceğim diyene kadar geniş bir yelpazeden oluşan, saraya gitmeyenler. Onurlu hukukçular.
Diğeri ise tek kelime ile hiç bir mesleki, ahlaki ölçüsü olmayanlar. Ruhlarına kadar kendilerini AKP’ye ve erdoğan’a teslim edenler. Bu şekilde kariyerlerinde yükselmeyi hesap ederken, hak, adalet, insanlık onuru gibi kavramları akıllarının ucuna bile getirmeyenler. Yüzlerce metrelik üst arama kuyruğunda bekleme aşağılamasını bile yalayıp yutan onursuz cenah…
Kuyrukta bekleyenlerin büyük çoğunluğu Hakim ve Savcılardan oluşuyor. Zira 52 baro bu açılışa katılmayacaklarını duyurmuştu. Buna rağmen azımsanmayacak kadar da avukat katıldığı biliniyor.
Tüm Türkiye halkı bu fotoğrafa bakarak şu soruyu sormalı: Evlatlarımızı onlarca yıl hapislere atanlar bunlar… bunların adaletine güven olur mu?
Emir eri gibi çalışan hakimlerin karar aldığı mahkemelerden adalet çıkar mı?