Haftanın yolumuza ışık tutan sözü: ”Yeniyi inşaa etmek için öğrenmek gerekir”. Yalnızca cesaret ve cüretkarlıkla fazla bir yere varılmaz inşaa etmek için bir şey bilmek gerekir, bilime egemen olmak gerekir. İnatla, sabırla öğrenmek…” gerekir. (Stalin Cilt 11, syf.73)
Devrimci önder Stalin, yalnızca cesaret ve cüretkârlığın bir toplum ya da sistem inşa etmek için yeterli olmadığını, bunun yanı sıra bilgiye, bilime ve öğrenmeye ihtiyaç duyulduğunu vurguluyor. Stalin, yeni bir toplum inşa etmek için bilgi ve bilimin mutlak bir gereklilik olduğunu belirtiyor. Cesaret ve cüretkârlık devrim yapmak için önemli olabilir, ancak yeni bir düzeni kurmak için sistematik bilgiye ve bilimsel bir anlayışa hâkim olmak gerekir.
Bu vurgu, özellikle Sovyetler Birliği’nin sanayileşme ve modernleşme çabalarına denk gelir. Teknik bilgi ve bilimsel gelişmeler, sosyalizmin temel altyapısını oluşturuyordu. Yeni bir sistemi inşa etmenin sabır ve süreklilik gerektirdiğini vurguluyor. Hızlı ve yalnızca cesarete dayalı bir yaklaşım, uzun vadeli sonuçlar doğurmaz. Bunun yerine, inatla ve sürekli öğrenerek kalıcı bir dönüşüm sağlanabilir. Yeni bir sistemi inşa etmenin sabır ve süreklilik gerektirdiğini vurguluyor. Hızlı ve yalnızca cesarete dayalı bir yaklaşım, uzun vadeli sonuçlar doğurmaz. Bunun yerine, inatla ve sürekli öğrenerek kalıcı bir dönüşüm sağlanabilir.
Bu, devrimden sonraki süreçte yaşanabilecek kaotik ve karmaşık duruma karşılık başarı için halkın eğitiminin ve kolektif bilgi birikiminin artırılması gerektiğine bir işarettir. Devrimci hareketlerin genellikle yalnızca “cesaret” ile başlamış olsa da, devrim sonrası inşa sürecinde teori ve pratik bilgilerin birleşmesi gerektiğini ifade ediyor. Stalin, Marksist-Leninist teorinin uygulanabilirliğini sağlamak için öğrenmenin, bilimin ve tekniğin kullanılmasını savunuyor. İlerleme ve kalkınma bir plan, bilgi ve disiplinle mümkündür.
Stalin, burada devrimci cesaretin tek başına yeterli olmadığını, sosyalist bir düzen kurmak için halkın eğitilmesinin, bilimin benimsenmesinin ve bilgiye dayalı bir kalkınma stratejisinin uygulanması gerektiğini vurguluyor. Bu, hem Sovyetler Birliği’nin kalkınma politikalarına hem de sosyalizm inşasının sistematik çabasına dair bir rehber niteliği taşıyor.
