Faşist AKP iktidarı adaletsizlikte artık hiç bir sınır tanımıyor. Mahkeme diye kurduğu sirklerde halkın çocuklarının ömürlerini hapishanelerde geçirecek kararlar alıyor. Öylesine utanmazca yapılıyor ki bu, her “bu kadar da olmaz” denen keyfilik daha katmerli keyfilik ve utanmazlıkla devam ediyor. Onlarca yıl cezalar vererek halkın çocukları hapislere kapatılıyor.
Dilek Doğan’ı sadece ülkemizde değil dünyada duymayan azdır.
Polis tarafından öylesine alenen işlenmiş bir cinayetti ki… hiç bir tartışmaya yer bırakmayacak türdendi. Polis kameralarının önünde yaşandı ne yaşandıysa. Zaten o yüzden faşizmin tarihinde, ender görülür bir şekilde 6 yıl ceza verildi Dilek Doğan’ın katili Yüksel Moğultay’a. 6 yıl, bu denli alenen işlenen cinayet için ödül gibi “ceza” değil de nedir? Kaldı ki Yüksel Moğultay nerededir, hapiste midir, işinin başında mıdır bilen yok henüz. Tutuklandığına dair bir habere rastlanmış değil.
Gözlerinin önünde kızkardeşi öldürülen Emrah Doğan, Yüksel Moğultay’dan çok daha büyük suç işlemiş AKP yargısına göre: Adalet istemiş!
Emrah Doğan bu yüzden tam 19 yıl hapse çarptırıldı. Örgüt üyeliğinden! Bu kadar fazla ceza verebilmek için bir örgüt üyeliği şart. Emrah Doğan’ı, kız kardeşine adalet aradığı için DHKP/C’ye üye gösteremezdi mahkeme elbette. Emrah Doğan’ın DHKP/C üyesi olduğunu göstermek hiç de zor değil mahkemeler için artık. Hemen bir itirafçı… ve en üstten ceza!
Dünya alem biliyor ki Emrah Doğan, Kız kardeşi katledildiğinde ve katledildikten sonraki tavrından dolayı ceza aldı. Bu yüzden mahkeme ona DHKP/C üyeliğini uygun gördü ve onun üzerinden ceza icat etti. Mahkemeler artık ülkede adalet isteyen herkese DHKP/C’li diyor. Sanki sadece DHKP/C’liler adalet istiyor!
Ancak AKP faşizminin yargısı nasıl böyle keyfi, böyle utanmaz, böyle hukuksuz kararlar alabiliyor diye de sormak gerekiyor? Nasıl oluyor da aşağıda örneğini vereceğimiz adaletsizlikleri halka reva görebiliyor.
- 303 madencinin katledildiği Soma katliamı davasında tutuklu hiç kimse yokken Soma maden işçilerinin avukatları toplamda 159 yıl ceza aldı.
- Tekirdağ tren katliamında tutuklu hiç kimse yokken, katliamda ölen Oğuz Arda’nın annesine cezalar yağıyor.
- Berkin Elvan’ı katleden polis belli iken halen daha tek gün tutuklanmazken, onlarca insan Berkin Elvan’a adalet istediği için hapishanelerde
- Suruç’ta AKP’nin beslemeleri bir aileden 3 kişiyi katletti. Hiç biri tek bir gün gözaltına dahi alınmamışken, AKP’liler tarafından katledilen Şenyaşar ailesinden Fadıl Şenyaşar olayda aldığı yaralar iyileştikten sonra hapse atıldı. Fadıl Şenyaşar’ın tek suçu AKP Milletvekili İbrahim Halil Yıldız’ın akrabaları ve korumaları tarafından öldürülmemiş olmak.
AKP’nin pervasızlaştığına dair örnekler çoğaltılabilir… Herkesin kendisinin veya bir yakınının yaşadığı benzer bir adaletsizlik muhakkak vardır.
Peki AKP’nin adaletsizlikte kadar pervasızlaşabilmesinin sebebi ne ola ki?
AKP bu gücü nerden kimden alıyor?
Adaletsizliğe mahkum ettiği bizden alıyor maalesef. Örgütsüzlüğümüzden alıyor gücünü. Bizi katlediyor, evlatlarımızı tek tek öldürüyor. Hepimizin başına gelebilecek cinayetler tek tek işleniyor. Buna karşı sıranın bize gelmemesi için harekete geçmemiz bu zulma karşı mücadele etmemiz gerekiyor. Örgütlenmek ve mücadele etmek: Yenilmez güç! AKP’nin kabusu!
Sadece adalet aradığı için insanları onlarca yıl hapse atacak kadar adaletsiz olan AKP, gücünü ve iktidarını koruyabilmek için her türlü alçak yöntemlere başvurarak halkı örgütsüz bırakmaya çalışıyor. Tüm politikaları halkı örgütsüz bırakmak üzerine kuruludur. Bu AKP için varlık ve yokluk sorunudur.
Evlatlarımızın daha fazla katledilmemesi için AKP’nin gücünü aldığı örgütsüzlüğümüze son vermeliyiz. Halkı örgütlemek için her türlü bedeli ödeyenlerin bildiği bir şey var elbet. Çoçuklarınızın katledilmesini istemiyorsak örgütlenin diyen devrimcilerin sesine kulak vermeliyiz. Aksi halde AKP’nin gemisinin küreğini çekenlerden olacağımız gerçektir…