Sendikalı oldukları gerekçesiyle işten atılan Fernas Madencilik işçilerinin direnişi, 52. gününde açlık greviyle devam ediyor.
Eylemlerini Ankara’da Kurtuluş Parkı’nda sürdüren işçiler, bugün gözaltına alındılar.
Manisa Soma’da AKP Batman Milletvekili Ferhat Nasıroğlu’nun sahibi olduğu Fernas Madencilik işçilerine karşı, polis patronların cephesinden saldırıyor.
Gözaltına alınan Fernas işçileri, ifadelerinin alınması ve sağlık kontrolünün ardından serbest bırakıldı. Çankaya Konur Sokak’ta bir araya gelen işçiler tekrar Kurtuluş Parkı’na yürüyüş başlattı.
Konur Sokak’tan Kurtuluş Parkı’na yürüyen Fernas işçilerinin parkta basın açıklaması yapmasına izin verilmedi. Parkın etrafı polis bariyerleriyle kapatıldı. Oturma eylemine geçen işçilerden biri baygınlık geçirdi.
Polis, daha sonra Fernas işçilerinin yürüyüşüne beşer kişilik gruplar halinde hareket etmeleri halinde izin verdi.
Kurtuluş Parkı’na ulaşan Fernas işçilerinin parkta basın açıklaması yapmasına izin verilmedi. Parkın etrafı bariyerlerle kapatıldı. Parkın kapatılmasına ilişkin konuşan bir polis yetkilisi “Buranın sürekli eylem alanı olmasını istemiyoruz. Çıplak ayakla dolaşmayacaksınız” dedi.
Bunun üzerine işçiler, kapatılan park önünde oturma eylemine geçti. Bağımsız Maden-İş Örgütlenme Uzmanı Başaran Aksu, talepleri çözüme kavuşana kadar oturma eylemini ve açlık grevini sürdüreceklerini açıkladı. İşçilerin oturma eylemine geçtiği sırada bir Fernas işçisi baygınlık geçirdi. İşçi, ambulansla hastaneye kaldırıldı.
İŞÇİLER KONUŞUYOR: “301 kişi için gerekirse öleceğim burada”
Daha önce Soma’daki maden ocağında da çalıştığını söyleyen Eyüp Can adlı işçi, kızının üniversite masraflarını karşılamak için madende çalıştığını belirterek, “52 günden beri haklı davamızda Ferhat Nasıroğlu’na ulaşmaya çalışıyoruz ama bir türlü de uılaşamıyoruz çünkü zırhla kaplanmış. Belki Cumhurbaşkanı tarafından belki milletvekili olduğundan dolayı…” dedi.
Can, “Şirketine çocuğumu okutabilmek için girdim. Oraya ölmek için girmedim. İş sağlığı güvenliği önlemleri neden alınmıyor? 301 arkadaşımızı kaybettik, başka arkadaşları da kaybetmek istemiyoruz” dedi.
Eyüp Can konuşmasının devamında şunları belirtti:
“Ben 301 işçinin hayatını kaybettiği madenden çıkmış bir adam olarak, 301 kişiyi toprağa gömmüş bir insan olarak o zaman hakların ne olduğunu bilmiyordum. Şimdi haklarımı öğrendim, o zaman o 301 kişiyi kurtaramadım şu an 301 kişi için gerekirse öleceğim burada, o insanlara bunu yaşatmayacağım”.