Geçtiğimiz haftanın gündemi sokak idi. Halkın sokağa çıkma ihtimali, burjuva partilerin liderleri arasındaki tartışmanın ana konusu oldu. AKP faşizminin şefi Erdoğan, halkı sokağa çıkartacağını iddia ettiği CHP Lideri Kılıçdaroğlu’na tehdit dolu bir cevap vererek şöyle devam etti: “Muhalefet sokaklara dökülecekmiş, 15 Temmuz’u görmediniz mi? Cumhur ittifakı sizi gideceğiniz yere kadar süpürecektir”. Kılıçdaroğlu’na yönelik tehditlerini sürdüren Erdoğan “nereye dökülürseniz dökülün 15 Temmuz’da sokağa dökülenlere bu millet nasıl dersini verdiyse siz dökülün, siz de aynı dersi evvelallah alırsınız” diyerek tehdidini şöyle tamamladı; “Bizler Cumhur ittifakı olarak hepinizi önümüze katar gideceğiniz yere kadar kovalarız. 84 milyonun her bir ferdini öz kardeşimiz olarak görerek bağrımıza basıyoruz. Gönül dilinden anlamayanlara, anladıkları dilden konuşmasını biliriz.”
Görünürde tehdit edilen Kılıçdaroğlu olsa da, esasında tehdit edilen HALKTIR.
AKP faşizminin en büyük korkusunun, halkın sokağa çıkması ihtimali olduğu biliniyor. Bunu her fırsatta Haziran ayaklanmasına gönderme yaparak gösteriyorlar zaten. “Gezi senaryosu, Gezi provası, Gezi benzeri ayaklanma hazırlığı” gibi klişeler kullanılarak yüzlerce eylem terörize edildi, binlerce insan hapishanelere konuldu.
Ne kadar örgütsüz olursa olsun, ne kadar yalanları ile kandırdığını zannederse zannetsin, hatta ne kadar büyük çoğunluğun kendisine oy verdiğini bilirse bilsin… halkın sokağa çıkmak için bir çok sebebi olduğunu da iyi biliyor Erdoğan.
Ve CHP Lideri üzerinden halkı tehdit ediyor.
Aslında AKP şefi Erdoğan da çok iyi biliyor ki ne Kılıçdaroğlu’nun ne de bir diğer düzen partisinin halkı sokağa çıkartmak gibi bir derdi yok. Zaten Kılıçdaroğlu, Erdoğan’ın tehditlerinden hemen sonra acele ile iyaptığı açıklamada; “beyefendi bizim sokağa çıkmamızı istiyor anladığım kadarıyla, çıkmayacağız! Zorlayacak, baskı kuracak, çıkmayacağız! Sandıkta gereğini yapacağız… özel bir çatışma alanı yaratmak istiyorlar, o tuzağa düşmüyoruz. Onun beklediği bu. 15 Temmuz örneğini de bunun için veriyor” diyerek, bunu tekrar hatırlatmış oldu.
Düzenin Has Partisi CHP de Sokaktan Korkar!
Evet AKP ne kadar halkın sokağa çıkmasını istemezse, CHP de istemez. CHP düzenin has partisidir. Halkın sokağa çıkmasını istememesinin sebebi kendisinin iktidarında da halkın sokağa çıkabileceği korkusudur. Halkın sokağa çıkması, halkın sistemden umudunu kestiği anlamına gelir. Ve bu durum halkın düzene yönelmesi “tehlikesini” de beraberinde getirecektir ki bu artık CHP’nin de siyaset zemininin ortadan kalkması demektir. Bu yüzden CHP’nin düzeni sahiplenmek noktasında, düzeni korumak noktasında AKP’den hiç farkı yoktur. Bu konuda iktidardaki partinin siyasi kimliği onunla işbirliği yapmasına engel olmaz. Bu AKP olmuş, MHP olmuş, SP İYİ parti olmuş hiç farketmez. Hepsiyle birlik olup halkın karşısına dikilir. Yanında kimse olmasa, tek başına dikilir.
AKP’den CHP’ye, MHP’den DEVA’ya, Gelecek Partisinden İYİ partiye… TÜM DÜZEN PARTİLERİ halkın sokağa çıkmasından korkarlar. Halkı seçim oyununa dahil etmeye çalışır hepsi. Bu konuda HDP de halkın umudunu seçimlere kanalize etmesi ile diğer partiler gibi, halkı düzen içine çekiyor.
ANCAK, tüm düzen partileri çok iyi bilmektedir ki halk sokağa çıkacak!
Bu yüzden AKP faşizminin tüm tehditleri halka yöneliktir.
CHP de halkın sokağa çıkmaması için “AKP’nin istediği halkın sokağa çıkmasıdır” yalanını atarak güya halktan AKP’nin istediğini yapmamasını istiyor.
Yani CHP açıkça AKP’nin bu konudaki oyununa ortak oluyor, halkın sokağa çıkmasına engel olmak politikasına destek oluyor. Yoksa açlıktan yoksulluktan adaletsizlikten kurtulmanın tek yolunun SOKAK olduğunu CHP de çok iyi biliyor…