Tayyip Erdoğan, AKP dışında bir parti kurma çalışmaları içinde olan AKP’nin eski yöneticilerine ilişkin bir açıklama yaptı.
Erdoğan, Ahmet Davutoğlu, Ali Babacan ve Mehmet Şimşek için şöyle dedi:
“Benim tahsis ettiğim Şehir üniversitesinde tapu devri yaptılar, Halkbank’ı dolandırdılar.”
Erdoğan sözleşne şöyle devam ediyor:
”Hani bunlar dürüsttü ya? Dürüstlüğü bunlar kimseye bırakmıyordu. Ben bunları niye anlatıyorum? Kimin ne olduğunu yaptıklarıyla öğrenin diye. Ve bunlar Halkbank’ı da dolandırmaya çalışıyorlar. Halkbank’tan bunlar kredi talebinde bulunuyor. Halkbank bunlara ciddi bir kredi veriyor. Fakat ödeme planlarında maalesef bunlar, ödemelerini yapmıyorlar.”
AKP’nin ve Tayyip Erdoğan’ın Fethullah ve Fethullahcılara karşı tavrı da aynı böyle olmuştur.
Zamanında birlikte çok dolandırmışlar, çok soymuş, çok yemişlerdir. Fethullahcıların desteği karşısında onlara bankalar, holdingler, krediler, hanlar okullar bahşedilmiştir.
Fethullahcıların başını çektiği hukuksuzluk, adaletsizlik operasyonlarını “bu davanın savcısı benim” diye üstlenmişlerdir. Aralarındaki ilişki “ne istedikler de vermedik” biçiminde özetlenmiştir.
Tabii bu isimlere de, Davutoğlu, Babacan ve Şimşek’e de “ne istediler de vermediniz?”
Bakın Şehir Üniversitesi’ni vermişsiniz.
Bakın Halk Bankı peşkeş çekmişsiniz.
Siz onlara bankanın kapısını açarken, onların orayı sonuna kadar dolandıracağını bilmiyor muydunuz.
Elbette biliyordunuz.
Nerden biliyordunuz?
Kendinizden biliyordunuz.
Çünkü kendiniz de hep öyle yaptınız ve yapmaya devam ediyorsunuz.
GHA, TAYYİP ERDOĞAN’A SORUYOR:
Bu olay olduğu zaman niye sesinizi çıkarmadınız?
Bu açıklamayı o zaman niye yapmadınız?
Ve bu kadar büyük bir dolandırıcılık yaptılarsa, AKP iktidarı neden hemen şu an, onları tutuklamıyor, neden korkuyorsunuz?
BU OLAYDAKİ İHTİMALLER?
Erdoğan doğru söylüyorsa, bu üç isim dolandırıcılıktan hemen tutuklanmalıdır.
Eğer tutuklanmıyorlarsa; ya Erdoğan yalan söylüyor ya da onların üzerine gidemeyecek bir açığı var demektir!