ENKAZ ÜSTÜNDE İŞKENCE

10 ilimizi kapsayan deprem bölgesi, aynı zamanda bir katliam bölgesi.
Resmi rakamlara göre, ŞİMDİLİK, 40 bin kişinin katledildiği bir katliam.
Katliamın boyutu her geçen gün büyüyor.

Katliamcılar,
SUÇLARINI GİZLEMEK İÇİN;
enkazın üstünde “kurtarma” pozları veriyorlar.
Katliamcılar, enkazın üstünde, hala halkı soymanın peşindeler.
Katliamcılar, enkazdan ölüler çıkarılırken, yanıbaşında İŞKENCE YAPIYORLAR.

Yağmacıları, hırsızları önlemekle görevli olan devlet, onları önlemeyip, onlara orada işkence yapıyor.
Halkın DİKKATİNİ VE ÖFKESİNİ yağmacılara yöneltiyor.
Oysa asıl yağmacılar, onbinlerce insanı enkaz altına gömenler.
Deprem alanında, halk acılarıyla boğuşurken, halk enkaz altından ölülerini kurtarmaya çalışırken, hırsızlık, yağmacılık, affedilemez bir suçtur; dünyanın en alçakça suçudur.
Fakat AKP faşizminin polisi, jandarması, Ümit Özdağ gibi faşistler, bu durumu, asıl yağma ve katliamı GİZLEMEK İÇİN bir araç olarak kullanıyorlar.

BÜYÜK YAĞMACILARA DOKUNABİLİYOR MUSUNUZ?
En büyük yağmacılar, katliam bölgesine gelen cumhurbaşkaın, bakanlar, belediye, başkanları, müsteşarlar, afadcılar, tarikatlar, tekelci şirketler…

Deprem bölgesinde “yağmacı” avına çıkılacaksa, önce bunlar “avlanmalı”!


İŞKENCECİLER İŞBAŞINDA!
Polis, üzerinde üniformasıyla,
yakaladığı hırsızları, çırılçıplak soyup, yerde döve döve sürüklüyor.
Polis, hırsızların kulağını kesiyor.
Polis, copluyor, copluyor, copluyor.
Etrafta “vur vur” sesleri.
Halkın öfkesi anlaşılır.
Ama polis, halkın katliama öfkesini, düzenin bu tortuları üzerine yönlendiriyor.
Bunu yaparken, işkenceyi meşrulaştırıyor.

İŞKENCE İNSANLIK SUÇUDUR. Faşizmin polisi, katliamın üstüne, enkazın üstünde işkence suçunu ekliyor.

Sosyal ağlarda paylaşın