Bir GHA muhabiri, Korona şüphesiyle dün bir sağlık kuruluşuna başvurdu. Test yaptırmak istediğini söyledi.
Sağlık kuruluşu yetkilisi, muharibimize, test yapmadıklarını, bütün Belçika’da test yapılmadığını, gidip evinde beklemesini, 14 gün sonra eğer ağır bir durumu varsa, kendilerine telefonla bildirmesini söyledi.
Emperyalist ülkelerin bu salgını önlemesi mümkün değildir,
Neden?
İşte cevabı:
BİR:
İtalya, Belçika, Fransa, Avusturya, Hollanda, bil cümle emperyalist devletler, gerçekten bu „pandemik“ (salgın niteliğinde yayılan) nitelikteki virüse karşı önlem almak istiyorlarsa, yapacakları şey, bir iki haftalığına bütün hayatı durdurmaktır. Ve halkın böyle bir durumdan kaynaklanacak tüm sorun ve ihtiyaçlarının çözümünü de devlet üstlenmelidir.
İKİ:
Virüsün yayılmasına karşı ve yayılmış olanlarla ilgili olarak tıbbi olarak gerekenler yapılmalıdır. BU DA YAPILMIYOR. „Koca“ emperyalist ülkelerde, test kiti yok. Siz virüs şüphesiyle hastahaneye gittiğinizde, „git evinde 14 gün bekle, atlatırsan atlatırsın, virüsse gel“… diyorlar.
14 günde virüs kuluçka dönemini bitirip vücudunuza yerleşmişse, yine „yapacak bir şeyimiz yok, karantinada ölümü bekle“ diyorlar.
Emperyalist sistem böyle bir çökmüşlük ve böyle bir halk düşmanlığı içindedir.
ÜÇ:
HALKA YETECEK SOLUNUM CİHAZI YOK
Mesela sadece test kiti de değil.
Emperpyalist kapitalist sağlık sisteminin bütününde yeterli solunum cihazı yok.
Almanya’nın Hamburg’unda da, Berlin’de de, Belçika’da da, İtalya’nın en zengin bölgelerinin hastahenelerinde de yeterli solunum cihazı yok.
Çünkü kara dayalı, ticarileşmiş ve kapitalistlerin elinde bir sağlık sistemi olduğu için, hiçbir hastahanenin bir salgına göre bir donanımı yok.
Böyle bir önlemi zaten bir kapitalist almaz. Bu onun doğasına aykırı.
Bunu yapacak olan devlettir.
Fakat kapitalist devlet de, bütçe politikalarını halka göre değil, kapitalistlere göre belirlediği için, böyle bir yatırım yapılmamış, böyle bir önlem alınmamış.
Korona’da ölüm, ağır komayla değil, daha çok „boğulma“ sonucu gerçekleşiyor.
Bunu önleyecek TEK şey, solunum cihazları.
Evet, doktorlar ilaç değil, aşı değil, solunum cihazı diyorlar.
Ama bu yeterince yok.
Doktorlar, mecburen „kimin öleceğine“ karar verme durumunda kalıyorlar.
Hastahanede 50 tane Korona hastası, buna karşılık 5 tane solunum cihazı varsa, 50 kişiden beşini seçip, gerisini ölüme mahkum ediyorlar.
Ama tabii hastayı ölüme mahkum eden, doktorlar değil, emperyalist kapitalist sistem.
SONUÇ:
İnsanlık, daha tam bir deyişle, dünya halkları, bu emperyalist-kapitallist sistemi yıkamazsa, bu sistem insanlığı yiyip bitiriyor.
Zulümle, açlıkla, mültecilikle, salgınlarla, nükleer felaketlerle, depremlerle, vahşi sömürüyle, yoksullukla… bitiriyor.
Bitmemek
için bu sistemden kurtulmak gerekiyor.
Kimse bugün artık başka
bir çözüm, başka bir çare gösteriyor.