Yerle bir olmuş binalar, yıkılmış evler, yıkılmış evlerin altında kalmış arabalar, artık yaşanamaz hale gelmiş kerpiç evler… ve kurtarılmayı bekleyen canlar.
Gün ağardıkça deprem sonrası halkın yaşadığı tablo daha açık görünüyor. Koca şehir yıkık evlerle dolu ve başını sokacak tek göz evi kalmayan binlerle.
Binlerce ev hasar görmüş durumda. Can kaybının 23 olduğu söyleniyor. Tüm ülke can kaybının artmaması için dua ediyor.
Çok bilinen bir fay hattının üzerinde bir şehir var. Ve bu şehir 6,8 büyüklüğünde depreme teslim oluyor. Deprem ülkemizin gerçeği. Deprem geliyor diye çağrılar yapılıyor ve geliyor. Ve yeni yapılmış binalar da dahil bir çok bina yıkılıyor.
Peki dayanıklı binalar neden yapılmıyor? Nasıl oluyor da orta büyüklükte bir deprem böylesi bir yıkıma yol açıyor…
Soruların cevabını saraylarda yaşayanlara sormalı.
Bu binalara ruhsat verenlere, kontrol ve denetim yapmayanlara, kontrol ve denetimi gerektiği şekilde yapmayan kadrolar yetiştiren bu düzene…
Yoksa her depremden sonra aynı şeyleri duymaya ve her depremden sonra ölmeye devam edeceğiz…