Bugün Sovyetler Birliği’nde 1917 yılının 25 Ekiminde gerçekleşen
devrimin yıldönümü.
Sovyet Devrimiyle kurulan sosyalist SSCB, 1990 yılında yıkıldı.
Fakat sosyalizmin yıkılması sonrası süreç, sosyalizmin yanlışlığını
değil, tersine, insanlık için ne kadar büyük bir kazanım olduğunu kanıtladı.
Sosyalizmin yıkılışı ve kapitalizme dönüşle birlikte, bu topraklarda
boy veren özgürlük OLMADI; tersine, açlık, yoksulluk, işsizlik, adaletsizlik,
eşitsizlik, sömürü boy verdi yeniden ve bugün de bunlar hüküm sürüyor.
Sovyetler Birliği ve Doğu Avrupa ülkelerindeki sosyalist iktidarlar ve
halk iktidarları, özet olarak söylersek; kendilerini yenileyemedikleri,
sosyalist kültürü hakim kılamadıkları, enternasyonalizmi güçlendirmedikleri
için emperyalist kuşatmaya karşı direnemediler. Dünya devrimleri
desteklenmedi, parti halktan koptu. Sosyalist yönetim revizyonistleşti,
revizyonizm emperyalizmle uzlaştı. Halka dayanmayan sistem sonunda
emperyalizmin ekonomik, kültürel darbeleri, komploları altında çöktü.
Fakat bu geçici sonuç, Ekim Devrimi’nin ne değerini, ne önemini, ne de
zaferini gölgelemiyor. Tersine, 1990’larda kaybedilenin ne kadar büyük
olduğunu gösteriyor.
Halklar için bugün umut yine ve hala sosyalizmdedir.
Ekim Devrimi halkların tarihi açısından yeni bir dönemin
başlangıcıdır. Dünya çapında devrimin yolunu gösteren bir ışıktır. Sovyetler Birliği’nde 70 yıl sonra revizyonizmin ihaneti sonucu gerçekleşen karşı-
devrim bile, tarih içinde insanlığın büyük ilerlemesini temsil eden bu ışığı karartamamıştır.
Ekim Devrimi bugün tüm halklar için bir ışık olmaya, bir klavuz
olmaya devam ediyor.
Çünkü işçi sınıfı ilk kez Ekim devrimiyle iktidara gelmiş, halklar ilk
kez ulusal boyunduruktan tamamen kurtulmuş, sömürüye ilk kez son
verilmiş, ilk kez sosyalizmin kuruluşu Ekim Devriminin açtığı yolda
gerçekleştirilmiştir.
Sovyet devrimi ülkemize taşınabilecek bir şablon değildir ama; bir
devrimin, ülkemiz dahil, tüm dünya ülkeleri için geçerli olan evrensel
koşullarını da ortaya koymuştur.
Bu koşullar şöyle özetlenebilir:
Ekim devriminin PARTİSİ vardır;
Ekim devriminin SOVYETLERİ vardır;
Bolşevikler’in İŞÇİ SINIFINA VE HALKA GÜVENİ vardır.
Ekim devrimcilerinin İKTİDAR KARARLILIĞI vardır;
Ekim devriminin İÇ SAVAŞI GÖZE ALMA cesareti vardır;
Ekim devrimi öğretir ki, işçi sınıfının, emekçilerin, halkın iktidarı,
emperyalizmle, burjuvaziyle uzlaşarak değil, savaşarak kazanılır.
Dünya halkları, aynı yoldan kurtuluşa varacaklar.
Türkiye halkları da, aynı yoldan kurtuluşa varacaklar.
Sovyet devrimine önderlik eden Bolşeviklerin iktidar iddiası ve
hedefini taşıyan devrimciler ülkemizde var ve onların önderliğinde, dünya
bir kez de Türkiye’den sarsılacak.
Sovyetlerde, zaferin hemen ertesinde şehit düşen devrimcilerin cenaze
töreninde taşınan bir çelenkte şunlar yazıyordu:
“VURULAN SAVAŞÇILAR, İFTİHAR EDİN, ÖZGÜR RUSYA SİZİ
UNUTMAYACAK”
Devrimin kahramanlarının uğruna şehit düştüğü, özgür, sosyalist
Rusya yok şimdi. Devrim yetmiş yıl sonra revizyonist politikaların kurbanı oldu. Karşı-devrim sosyalizmi, devrimleri ve halkların bağımsızlık demokrasi
ve sosyalizm kavgası uğruna şehit düşenleri unutturmak için elinden geleni
yapıyor.
Ama onlar unutulmuyor. Halklar dünyanın neresinde olursa olsun
özgürlük için, bağımsızlık için, adalet için, eşitlik için şehit düşenleri
unutmuyorlar. Onların halklara armağan ettiği zaferlerden hala iftihar
ediyorlar.
Dünya hiç kuşku yok ki, yeni Ekimleri yaşayacak.
Sosyalizm, hiç kuşku yok ki, tarihsel ve siyasal bir zorunluluk olarak
yeryüzüne hakim olacak.
Bu halkların özlemi, tarihin emridir.
EKİM DEVRİMİ’NİN IŞIĞI…
Sosyal ağlarda paylaşın