Defalarca dile getirilen “gecekondulardan gelip gırtlağımızı kesecekler” korkusu AKP şefi Erdoğan tarafından da dillendirildi. Nasıl dile getirilmesin ki. Yoksulluk sınırının 21 bin TL’ye dayandığı ülkemizde asgari ücretin 5500 TL’ye yükseldiğinin haberini verdiler bugün kameraların karşısına geçerek.
Evet bu korku yersiz değildir. Hangi sebeple olursa olsun, böyle ara ara dile getirilmesi, sahiplerinin beyinlerinde bu korkunun dipdiri olduğunu gösteriyor.
Bugün asgari ücretin açıklandığı o masada bulunan herkesin aklından geçeni dile getirdi Erdoğan. Sanki yeni öğreniyormuş gibi rol yapması senaryo gereği. Pek tabii ki Erdoğan belirlenen asgari ücreti herkesten iyi bilmekteydi. Ancak açıklanacak ücretin yaratılan havayla oluşan beklentinin çok çok gerisinde olduğunu bildiğinden, bilinç altının kendisine oynadığı oyunla böyle bir “şaka” yapmış bulundu. Bilinç altına işlenmiş korku dile vurdu: “gecekondulardan gelip gırtlağımızı kesecekler” korkusu…
Diyalog şöyle gelişti:
💬 Erdoğan: Mutabık mıyız?
💬 Akkol (TİSK Başkanı): Mutabıkız
💬 Erdoğan: Mutabık mıyız?
💬 Atalay (Türk-İş Başkanı): Hayırlı olsun
💬 Erdoğan: Gırtlağımızı sıkmasınlar
💬 Atalay: Olur mu efendim öyle bir şey
Milyonlarca emekçinin gırtlağından geçen lokma her gün azalırken, kendi servetlerine servet katan patronların iktidarıdır AKP. Ayrıca AKP’nin kendisi de Patron örgütüdür. Emekçi kanıyla beslenirler. Gırtlak korkusu ile yatıp kalkmalarının sebebi de budur.
Gırtlak korkusu taşıyan sadece patronlar değil elbette. Güya işçilerin hakları için kurulmuş ama tamamıyla patronların hizmetindeki sendikacılar da aynı korkuyu yaşarlar her an. DİSK’i, KESK’i, TÜRK-İŞ’i, HAK-İŞ’İ yöneten tüm sendikacılar emekçilerin yoksulluğunun en az patronlar kadar sorumlusudurlar. Hatta patronlardan daha fazla suçludurlar.
Emekçinin sırtına binmiş, patronla işbirliği yapan bu sınıf hainlerinin hiç bir hafifletici sebepleri yoktur. Milyonlarca emekçinin açlığının, yoksulluğunun sorumlularıdırlar. Midesi boş, gözü aç büyüyen çocukların, açlık ve yoksulluk yüzünden ölen çocukların, yoksulluk ve yoksunluk içinde kaybolan, umutsuzlaştırılan, intihara sürüklenen gençliğin sorumlusu; Arzu Çerkezoğlu gibi, Mehmet Bozgeyik gibi, Şükran Kablan Yeşil gibi, Ergün Atalay Mahmut Arslan gibi işçinin alınterini satan işbirlikçi sendikacılardır. Sendika yönetimleridir.
Yoksulluğun bu kadar büyüdüğü ülkemizde tek bir eylem örgütlemeyen, tek bir direniş örgütlemeyen sendikaların tümü, tüm enerjileri ile patronlara çalışmaktalar. O yüzdendir ki “kondulardan gelip gırtlağımızı kesecekler” korkusu bu emekçi düşmanları hainlerde de çok büyüktür. Sendikacı olmalarına rağmen korumasız gezmemelerinin başkaca sebebi yoktur.
Evet neticede asgari ücretin arttırılacağı yönünde kopartılan gürültü boş çıktı. Öyle olacağı da belliydi. Emekçiye yoksulluk sınırının 4 kat altında asgari ücreti layık gören iktidar, patronlar, işçiye emekçiye verilen bu sadakayı kabul eden sendikacılar Erdoğan’ın dile getirdiği “gırtlağımızı sıkmasınlar” endişesini dikkate almaları gerekiyor.
Zira açlık büyüyor.