Adli Tıp Kurumu’nun başkan ve başkan yardımcıları, AKP iktidarının çıkardığı bir kararnameyle, Cumhurbaşkanı tarafından atanır hale getirilmiş ve o zamandan bu yana da, Adli Tıp’ın tüm kararları, AKP faşizminin politikaları doğrultusunda olmuştur.
Adli Tıp Kurumu’nun işlevi yasalarda şöyle tanımlanır:
“Adalet işlerinde bilirkişilik görevi yapmak!”
Fakat bu “bilirkişi”, yıllardır, faşizmin adaletsizliğinin bir silahı haline gelmiştir.
Adli Tıp Kurumu’nun başkan ve başkan yardımcıları, AKP iktidarının çıkardığı bir kararnameyle, Cumhurbaşkanı tarafından atanır hale getirilmiş ve o zamandan bu yana da, Adli Tıp’ın tüm kararları, AKP faşizminin politikaları doğrultusunda olmuştur.
“BİLİMSEL TEKNİK GÖRÜŞ” DEĞİL, FAŞİZMİN GÖRÜŞÜ!
Adli Tıp Kurumunun görevleri yasada somut olarak şöyle sıralanıyor:
“Mahkemeler, hâkimlikler ve savcılıklar ile Kurumun uygun gördüğü alanlarda kamu kurum ve kuruluşları tarafından gönderilen adlî tıpla ilgili konularda bilimsel ve teknik görüş bildirmek.”
Ama Adli Tıp Kurumu’nda bilimin izini bulmak mümkün değildir.
AKP Cumhurbaşkanı tarafından atanan ATK yöneticileri için bilimin ne söylediği değil, AKP iktidarının ne söylediği önemlidir.
“SON SÖZ”, FAŞİZMİN SÖZÜ!
Adlı Tıp Kurumu, düzenin en üst “bilirkişi” kurumu olarak, bir çok konuda son söz sahibidir.
Onun verdiği kararlar, çoğu zaman son kararlardır.
İşte tam bu nedenle de, sayısız hukuksuzluk, adaletsizlik, ATK eliyle gerçekleştirilmektedir.
Ve yine bu nedenle de, Adli Tıp Kurumu’nun önü, sayısız kez protesto gösterilerine sahne oldu. TAYAD’lılar, onlarca kez Adli Tıp’ın önünde adalet talebini haykırdılar.
“İHTİSAS KURULLARI” VE ÜÇÜNCÜ KURUL!
Adli Tıp Kurumu, “işini” İhtisas Kurulları aracılığıyla yapar.
Her “suç” için ayrı bir İhtisas Kurulu vardır.
Birinci İhtisas Kurulu; hayata karşı suçlara bakar.
İkinci İhtisas Kurulu; işkence ve eziyet suçlarına bakar.
Üçüncü İhtisas Kurulu; meslek hastalıkları, hapis cezalarının infazının ertelenmesi, sürekli hastalık, engellilik ve kocama sebepleri ile belirli kişilerin cezalarının hafifletilmesi veya kaldırılmasına… bakar.
HASTA TUTSAKLAR, işte bu kurulun görev alanına giriyor. Bu kurul ise “bilimsel ve teknik” verilerle değil, FAŞİZMİN İNTİKAMCILIĞIYLA HAREKET EDİYOR.
Dördüncü İhtisas Kurulu; ceza hafifetici etkenler ve akıl hastalarına özgü güvenlik işlerine…
Beşinci İhtisas Kurulu; zehirlenmeler ile alerji ve immünolojiye, alışkanlık yapan maddelere… uyuşturucu ve uyarıcı maddelere… Altıncı İhtisas Kurulu; yaş küçüklüğü, cinsel suçlar, ahlaka ve aile düzenine karşı suçlara… bakıyor.
Ama “BAKIYOR”lar mı, işte bu tartışılır.
Aslında bilimsel gerçeklere bakmıyorlar. Baktıkları tek şey, AKP’nin politikaları, zenginlerin çıkarlarıdır.
ZENGİNLERİN ATK’SI
Adli Tıp Kurumu’nun bir başka ölçüsü de, tekelcileri, zenginleri korumaktır. Önlerine gelen her davada, eğer taraflardan biri bir burjuva ise, ATK’nin onu haklı çıkaracağı kesindir. Sayısız çcinayet, tecavüz davasında, burjuvaların kendileri veya yakınları aklanmıştır.
FAŞİZMİN HER ADALETSİZLİĞİNDE, ATK VAR!
Sonuç olarak, bugüne kadarki uygulamalardan, örneklerden görülüyor ki;
Adli Tıp Kurumu, yüzlerce hasta tutsağın ölümünden sorumludur.
Adli Tıp Kurumu, bir katliam kurumudur.
Adli Tıp Kurumu, hiçbir bilimsel, tıbbi ölçüyle hareket etmez.
Onun tek ölçüsü, faşist devletin baskı, terör politikalarını sürdürmektir. Onun tek ölçüsü, faşizmin intikam politikasıdır.
Adli Tıp Kurumu, yüzlerce hasta tutsağı, tahliye etmeyerek, hapishane koşullarında katletmiştir.
Adli Tıp Kurumu, sayısız tutsağı, ölümün eşiğinde tahliye etmiştir.
Adli Tıp Kurumu’nda her türlü yolsuzluk, rüşvet, hile vardır. Raporlar değiştirilir, çarpıtılır, sahteliği ayan beyan belli olan belgeler “kanıt” sayılır.
Faşizmin politikaları neyi gerektiriyorsa onu yaparlar.
Rüşvet çarkının istediklerini yaparlar.
Bu nedenle de hapishanede ölen her tutsaktan, mahkemelerin verdiği her ADALETSİZ karardan “adalet bilirkişisi” sayılan ATK da sorumludur.