Irak’ın başkenti Bağdat başta olmak üzere Şii Arapların yaşadığı güney kentleri Basra, Necef, Kerbela, Zikkar, Mussena, Missan, Nasıriye, Divaniye’de başlayan hükümet karşıtı gösteriler ikinci ayını doldurmak üzere.
1 ekim’den beri polis ve asker ayaklanmayı bastırmak için gerçek mermi kullanıyor. Yaşanan olaylarda 350 kişi asker polis tarafından öldürüldü. Sadece son 1 hafta içerisinde 20 kişi öldürüldü.
Emperyalist dünyanın hemen her yerinde halklar ayaklanıyor. Kendilerine dayatılan, yaşamak zorunda bırakıldıkları açlık yoksulluğa bir şekilde artık yeter diyor ve ayaklanıyor halklar. Şili, Bolivya, Ekvator, Irak, İran… Halkın memnuniyetsizliğine, yaşadığı adaletsizliğe isyanına kimin önderlik ettiği değil halkların ayaklanmasıdır önemli olan.
Irak hükümeti, öğrencileri de sindirmek için üniversite rektörlerine talimat gönderdi. Başbakanlık ve Eğitim Bakanlığı tarafından gönderilen gizli bir talimatta, rektörlerden istihbarat servisleri ile birlikte öğrencilerin yeniden kampüslere çekilmesi için çalışma yürütülmesi istendi. Hükümet, öğrencilere bu konuda zorunluluk getirilmesi dayatmasında bulundu. Ancak bu dayatma da ters tepti.
Ayaklanmanın yaşandığı tüm ülkelerde yönetimler, olayları bitirmek için sadece katledip işkence etmiyor. Aynı zamanda eylemlerin taleplerini kısmen de olsa karşılama sözleri veriyor ama nafile. Şili de olduğu gibi, Ekvator’da olduğu gibi halkın yaşadığı adaletsizliğe duyduğu tepki o kadar büyük ki halk susmuyor. Ucunda ölüm olduğunu bile bile sokaklara çıkıyor.
Irak’ta da hükümet bazı sözler verse de şimdiye kadar eylemcilerin düzene olan öfkesi dinmek bilmiyor. Eylemciler işsizliğe, açlık ve yoksulluğa artık yeter diyor. Ülkede her dört gençten biri işsiz durumda. Ayrıca nüfusun yüzde 20’si yoksulluk sınırının altında yaşıyor.