“Gerçeklerin zamanla ortaya çıkma gibi bir alışkanlığı ve güzel tarafı var” sözü bir kez daha doğrulandı.
Tayyip Erdoğan tarafından tasfiye edilen Ahmet Davutoğlu yeni parti kurma çalışmalarına devam ediyor. Erdoğan’ın üstü kapalı tehditlerine cevap vererek söyle konuştu:
“Terörle mücadele konusunda defterler açılırsa birçok insan insan yüzüne çıkamaz. Neden mi? Türkiye Cumhuriyeti tarihi yazıldığı zaman eminim en kritik dönemlerden biri 7 Haziran-1 Kasım arasındaki dönem olarak yazılacaktır”
Bilindiği gibi o tarihlerde faşizm en pervasız katliamlarından ikisi olmuş 20 temmuzda Suruç’ta patlayan bombayla 34 kisi 10 ekim 2015 tarihinde ise Ankara garı önündeki mitingde patlayan bombalarla 102 kişi katledilmiş yüzlerce insan yaralanmıştı. İŞİD’in üstlendiği bu katliamların gerçekte devletin planlı katliamlarıydı.
O donemde Başbakan olan Ahmet Davutoğlu sen benim pis işlerini açıklarsan ben de seninkileri açıklarım minvalindeki “açıklarım” sözü herşeyi ortaya koyuyor. Suçluları aralarındaki çıkar çalışmalarından kaynaklı suçlarını itiraf ediyorlar. Hak arama eylemlerine terör demogojisiyle karşılık veren Faşizm terörle, katliamla yönetiyor ülkeyi.
Davutoğlu’nun bu sözlerine karşılık doğal olarak halk da açıklayın diyor suçlarınızı o dönemde ne olmuştu kim nasıl planladı bu katliamları.
Suruç Aileleri İnisiyatifi Twitter’dan yaptıkları açıklamada “‘Defterler açılırsa’ değil katliam siyasetinin defterleri açılmalı, herkes ne biliyorsa söylemelidir. 7 Haziran ile 1 Kasım arası ne oldu? Biz ne için, ne uğruna bu kadar öldük ve yaralandık?” diye sordular.
Bir kez daha üstü örtülmeye çalışılan gerçekler ortaya çıkmak için gün sayıyor. Kendi aralarındaki kavgalardan kaynaklı olsa da gerçek suçluların ortaya çıktığını görüyoruz. Nasıl gerçeklerin bir gün ortaya çıkma gibi bir huyu varsa adaletin de mutlaka bir gün tecelli etmek gibi bir huyu vardır. Kendi aralarındaki kavgayla değil ama halkın adalet talebiyle adalet elbet yerini bulur