Tarihi unutmamak önemlidir.
Çorum’da 41 yıl önce bir katliam yaşanı.
Çorum’a ‘halkı kimin katlettiğini bilirsek, bugün ülkemizi KİMLERİN YÖNETTİĞİNİ de daha iyi biliriz.
Ülkemizi yönetenlerin niteliğini iyi bilirsek, ONLARAN NE BEKLENİP NE BEKLENMEYECEĞİNİ DE biliriz.
Tarihin ışığıyla aydınlanmak, işte bu yüzden önemli ve gereklidir.
Bugün Türkiye’yi, ÇORUM’DA HALKI KATLEDENLER YÖNETİYOR!
Bu iktidardan açılım, demokratikleşme bekleyenlerin asla unutmaması gereken gerçek bu!
Çorum Katliamı, 1980 Mayıs-Temmuz aylarına yayılan bir süreçtir.
MHP’li Sivil faşist örgütlenme, devletin örgütlediği bir saldırıyla Alevi mahallesi olarak bilinen Milönü Mahallesi’ne saldırdı. Çoğu Alevi 57 kişi katledildi. Yüzlerce kişi yaralandı.
Herşey Planlıydı!
Tüm Kurumlar Katliamın Hizmetindeydi!
Katliamdan hemen önce Çorum Emniyet Müdürü görevinden alınarak yerine Dersim’de görev yapmış olan Nail Bozkurt atandı.
Milli Eğitim Müdürlüğü’ne MHP’li Fethi Katar getirildi.
Çorum Valiliği’ne Rafet Üçelli atandı.
40’a yakın polis memuru başka illere nakledildi. Birçok okul yöneticisi, öğretmen ve memurun yer değişimi yapıldı. Buna karşın ataması olan birçok polis memuru ilişiği kesilmeden görev yapmaya devam etti.
ABD’nin Türkiye Büyükelçiliğinde görevli Robert Alexander Peck, Çorum’da MHP’li il yöneticileriyle, Vali ve CHP’li Belediye Başkanı Turhan Kılıçoğlu’yla görüştü.
1980 yılındaki 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı kutlama hazırlıkları sırasında genç kızların kıyafetleri bahane edilerek “Müslüman namusuna sahip çık
… haddini bilmeyenlere bildirelim hadlerini… Ne mutlu CİHAD edenlere…” yazılı bildiriler dağıtıldı.
İslâmcı Gençlik imzalı bu bildiriler katliamın işaret fişeği idi.
TRT’de Katliam Komplosu
Katliam saldırısının ilk saatlerinde TRT’de, “Çorum’da Alaaddin Camii bombalandı” haberi yayınlandı.
ÖYLE BİR ŞEY YOKTU.
Ancak gerici kitleyi sokağa dökmeyi amaçlayan bu yalan haber, TRT’den sık aralıklarla yayınlandı.
Alaaddin Camii’ne bomba atıldığı iddiası, camilerin hoparlörlerinden kente de duyuruldu, cihat çağrısı yapıldı ve suların zehirlendiği iddiası yayıldı.
TRT’nin Çorum muhabiri, böyle bir haber vermediğini söylemekteydi.
Suların zehirlendiğiyle ilgili hiçbir kurumun açıklaması yoktu.
Ama katliam için gerici faşist kesimleri kışkırtmak için bu yalanlar yayıldı.
Bu haberlerin ardından bir anda ortaya çıkan eli silahlı gruplar, Alevi mahallelerine uzun namlulu silahlarla saldırmaya başladılar.
Milliyetçi Hareket Partisi’nin (MHP) yöneticilerinen eski Gümrük ve Tekel Bakanı Gün Sazak’a yönelik olarak 27 Mayıs 1980’de Ankara’da Devrimci Sol tarafından yapılan eylem, faşist katliam planının erken doğum yapmasına yol açtı.
28 Mayıs Çarşamba günü, Çorum’da faşist güruh, “Kanımız aksa da zafer İslamın”, “Kana kan, intikam” sloganlarıyla yürüyüşe geçtiler. Cadde üzerinde bulunan solculara ve alevilere ait iş yerleri tahrip edilmeye ve yakılmaya başlandı.
Faşistler, bazı gazete ve Kitabevlerine saldırdılar.
Çorum dışından faşist gruplar, şehre gelirken, yardım için gelen Alevi halk, şehre sokulmadı. Polis ve asker, katliamcıları himaye ediyordu.
Katliamın Büyümesini Barikatlar Engelledi
Alevi halk, faşist saldırıya karşı, yaşadıkları mahallelere barikatlar kurarak kendilerini savundular. Katledilenler, barikat kurulamayan yerlere yaşayanlar ve daha çok faşistlerin polisin de yardımıyla tek başına ele geçirdikleriydi.
Sivil faşistlerin barikatı aşamaması üzerine, barikata polis ve asker saldırdı.
Milönü’de kurulan barikata yönelik asker ve polisin bir çok saldırısı olur.
Alevi mahallesine barikatları yıkarak giren panzerin ateşiyle hamile bir kadın ve bir öğretmen katledildi, yaşlı bir kadın panzerin altında kaldı. Süleyman Atlas isimli tıp öğrencisi panzerin ateşiyle yaralandı; götürüldüğü SSK hastanesinde işkence yapılarak katledildi.
Devletin Pişkinliği:
Ülkemizde ve başka ülkelerde bir çok faşist katliama, komplo ve tertipde olduğu gibi, bu katliamı da sola “yıkmaya” çalıştılar.
İçişleri Bakanı Mustafa Gülcügil şu açıklamayı yaptı: “Çorum olayları solun bir tertibidir ve devleti yıkma eylemlerinden biridir. Devlete destek düşüncesiyle hareket eden sağ bir grup, bunların karşısına çıkmıştır. Aslında siyasî gayeli ve siyasî hedefli olan sol gruptur.” (Cumhuriyet gazetesi, 14.07.1980)
Süleyman Demirel: “Eğer bu fitne CHP’den destek görmezse devlet bu fitneyi çok kısa bir zamanda söndürür. … Bu hadiselerin arkasında CHP var. (Cumhuriyet gazetesi, 11.07.1980)