Avrupa’nın insan hakları safsataları sürekli yaşanan olaylarla açığa çıkıyor.
Bugün bir baba oğlunu görebilmek için bir direniş başlatacağını duyurdu.
İsviçre’de yaşayan Uzay Uzatmaz bugün yayınladığı bir açıklamayla bir direnişe başlayacağını sebepleri ile anlattı.
Yaptığı yazılı açıklamada,
“İki ay önce, KESB Adlı bir kurum tarafından çocuklarımla görüşmem yasaklandı.
Çocuklarımı artık yanıma, evime alamıyorum. Babalık hakkımı ve görevimi yerine getirme hakkım elimden alındı.
Çocuklarımı, ancak bir refakatçı gözetiminde birkaç saat görmeme izin veriliyor.
Bu haksız karar için gerekçe oluşturabilecek hiçbir şey yok.” dedi.
Çocuğu ile görüşmesinin engellenemeyeceğini belirten Uzay Uzatmaz, açıklamasının devamında şöyle dedi:
“İsviçre’de de, Almanya’da, Hollanda’da ve bir çok Avrupa ülkesinde yüzbinlerce çocuk ailelerinden alınıyor.
Yüzbinlerce çocuğun babasıyla veya annesiyle ilişkilerine yasak konuluyor.
Bu uygulamada apaçık bir ırkçılık var.
Yoksullara, halka karşı apacık bir aşağılama var.
Bu nedenle, bu yasağa karşı sessiz kalmayacağım.
Babalık hakkımın gasp edilmesine tavırsız kalmayacağım.
7 Haziran’dan itibaren KESB adlı bu kuruluşun önünde oturma eylemine başlayacağım.”
Evet emperyalizm keyfilikte sınır tanımıyor. Saldırmak istedikleri ülkelere “diktatör”, “halkına zulmediyor” gibi yaftalar yapıştıran emperyalist ülkeler aslında diktatörlüğün en alasını kendi sınırları içinde yaşayan halklara uyguluyor. Bir babanın evlatlarını görmesine kısıtlama veya yasaklama koymasının herhangi bir açıklaması olabilir mi? Bir çocuğun babasından uzaklaştırılması, babasını görmesine kısıtlama veya yasaklama getirilmesinin çocuk üzerinde yaratacağı olumsuz etki emperyalistleri ilgilendirmez. Onlar kendi çıkarlarını düşünürler. Ve hadleri olmadan keyfi bir şekilde karar alırlar. Bu keyfiliktir asıl diktatörlük.
Avrupa emperyalistleri gözlerini yabancıların çocuklarına göz dikti!
Uzay Uzatmaz’ın da belirttiği gibi Avrupa’nın bir çok ülkesinde en ufak bir sorun bahane edilerek çocuklar anne babalarından alınıyor ve Avrupalı çiftlere(!) veriyorlar. Bu çiftler genellikle eşcinseller oluyor. Bu uygulama vahşicedir. Emperyalizm vahşilikte sınır tanımıyor.
Açıklamasını aşağıdaki sözlerle tamamlayan, Uzay Uzatmaz’ın direnişini şimdiden selamlıyoruz;
“Nuriye Gülmen “işimi geri istiyorum” diye direndi.
Turan Aktaş “işimi geri istiyorum” diye 4,5 yıldır direniyor.
Benim de tek bir talebim var:
“Babalık Hakkımı Geri İstiyorum!”
Demokratik hak ve özgürlüklerden yana olan herkesi, direnişime destek vermeye çağırıyorum.
Haklıyız, kazanacağız.”