Uyuşturucuyu Yasallaştırarak
Ne Yapmak İstiyorlar? -2
Üç gün önceki Editör‘den yazımızın konusu, Avusturya’da esrarın yasallaştırılmasıydı. Uyuşturucu sorunu üzerinde durmaya devam edeceğiz bugün de.
Avusturya’dan önce esrarı yasallaştıran başka ülkeler de oldu. Fakat esrar otomatları, yeni bir olgu olarak karşımıza çıkıyor.
Esrar yasallaştırıldı, esrar içmek ve satmak için “işyerleri” açmak serbest bırakıldı diyelim; peki bunlarla da yetinmeyip, her yere esrar otomatları koymanın anlamı nedir?
Bunun üzerine herkes düşünmeli!
Neden?
Tabii ki cevabı çok sır değil: İnsanlar esrara KOLAYCA ulaşabilsin diye.
Esrarın TÜKETİMİ(!), yani kullanımı YAYGINLAŞSIN diye.
Yaygınlaşmasının zeminini yine kapitalizm yaratıyor; Yoksullukla, bunalımla, mutsuzlukla, umutsuzlukla, doyumsuzlukla, değersizleşmeyle… uyuşturucuyu arar hale getiriyor insanları.
Uyuşturucu, kumar ve fuhuşun ortak bir noktası vardır:
Sahte ve geçici mutluluk vermek!
Açıktır ki, emperyalist-kapitalist sistem, halkı, kendine ve topluma yabancılaştıran bir sistemdir. Halka mutluluk veremez. Kanıtı, toplumun büyük bölümünü psikiojik hasta yapmasıdır. Kapitalist sistem ne ekonomisiyle, ne ideolojisiyle, ne kültürüyle halkı besleyemez ve mutlu edemez. Huzur veremez. Bunların yerine uyuşturucuyla, fuhuş kumar ve alkolla geçici mutluluklar, geçici rahatlıklar veriyor. Bunalıma sokulmuş insanların da bunlara yönelmesi zor olmuyor.
Emperyalist-kapitalizm için uyuşturucuyla, kumarla, alkolle, yalanlarla, tüketim kültürüyle uyuşturulmuş, iğdiş edilmiş beyinleri yönetmek ve yönlendirmek kolaydır.
Uyuşturucuyla yapay duygular oluşturuyor kapitalizm.
Nedir bu duygular? Bilim bunları şöyle sıralıyor:
a- Geçici ve sahte bir mutluluk hissi verir.
b- İnsanlarla ilişki kurmada, konuşmada, rahatlık hissi verir.
c- Uyuşturucuyu iyi bir dost, arkadaş gibi görme yanılgısı yaratır.
d- Sınırsız ve fakat içi boş bir kendine güven hissi verir.
e- Ne olursa olsun kendini hep huzurlu hissetme duygusunu verir.
f- Kendini sürekli bir hayal dünyası içinde tutmasını sağlar.
İnsanların, bu duyguları yaşamaya ihtiyaç duyduğunu söyleyebiliriz. Ama uyuşturucuyla kendini kandırdığı duygular olarak değil! İnsanların istediği, bu duyguları gerçek haliyle yaşamaktır.
Elbette mutlu olmak, kendine güvenli olmak, güçlü sosyal ilişkilere sahip olmak, huzurlu olmak ister herkes; fakat bunlara ulaşmanın yolu, uyuşturucu değil, ekonomik, sosyal, siyasal, ideolojik, kültürel olarak kendini güçlendirmektir.
Kapitalizmin veremediği bu duyguları, insanlar ancak sömürünün, adaletsizliği, tüketim kültürünün yok edilmeye başlanacağı bir ortamda, yani halkın iktidarında yaşayabilirler.