Ülkemizde yaşanan açlığın, yoksulluğun, sefaletin ve her türlü adaletsizliğin baş sorumlularından SABANCI holdingin patronu Dilek Sabancı bir açıklama yaptı.
Aslında bu açıklamayı sadece duyurmak, hiç bir yorum yapmaksızın halka ulaştırmak yeterli gelecekti belki. Halkımız bu ahlaksız, utanmaz açıklamanın cevabını verecektir.
Bakalım yaptığı röportajda işbirlikçi tekelci burjuva Dilek Sabancı ne demiş: “İnsanın iyi bir evi olması, arabası olması, rahat yaşayabileceği bir parası olması ama bu para bana göre milyar dolarlar değil. Milyon dolarlar da yetebilir veya bazı insanlara 1-2 milyon dolar da yetebilir. Onun dışında istediği zaman seyahat edebilecek.
50 milyon ile 100 milyon dolarınız olsa rahat rahat yaşarsınız ama bence de 50-100 milyon dolara değil de daha düşük rakamlarla daha çok mutlu olabilmek daha büyük başarı. İyi bir işiniz olsun, eviniz olsun, arabanız olsun, hastalandığınızda hastaneye gidecek paranız olsun, denize merakınız varsa tekneniz olsun, başka insan ne ister ki?”
Düzen onlar için işliyor.
Onlar ülkeyi emperyalistlerle işbirliği yaparak talan ediyorlar. On yıllardır, yarattıkları açlık-sefalete kimse ses çıkartmasın, adaletsiz düzenleri kanıksansın diye faşizm var. Faşizm halkın örgütlenmesine, mücadelesine engel olmak için halka baskı zulüm, hapishane, işkence, katliam… vb aklınıza gelecek her şeye başvuruyor.
Tek onların çarkı dönsün diye. Tek onlar milyar dolarlarına milyar dolarlar eklesin diye.
On milyonlarca halk akşam evde ne yiyeceğini bilemez, çocuğunun beslenmesine koyacak bir şey bulamazken o mutlu olmak için 1-2 milyon doların yeterli olacağını söylemiş.
Gün doğumu ile gün batımını bir edip çalışmasına rağmen evladına elbise alamayan babalara, aylarca evde pişen çorbaya biraz da olsa et katamayan yoksullara mutlu olmak için 50-100 milyon dolara gerek olmadığını söylüyor… “İyi bir işiniz olsun, eviniz olsun, arabanız olsun, hastalandığınızda hastaneye gidecek paranız olsun, denize merakınız varsa tekneniz olsun, başka insan ne ister ki?” demiş.
Halkı açlığa mahkum eden, yoksulluğun sebebi, gözü doymaz bir kapitalistten utanması beklenemez elbette. Devrimci işçi hareketinin yaptığı açıklamada altını çizdiği şu nokta önemli; “Bu sözleri tam bir burjuva pişkinliği ile söylüyor Dilek Sabancı… Ve de bir o kadar pervasız… Kuş sütü eksik sofralara oturup yemekler yerken, açlık sınırı altında yaşayan işçilerin evlerinde tencere kaynamadığından haberi olmadığından değil; çocukların yatağa aç girdiğini bilmediğinden değil, tam tersine tüm bunlara neden olduklarının bilinciyle konuşuyor Dilek Sabancı. Çünkü o bir burjuva. O bir emek hırsızı, kan emici bir halk düşmanı.” Ve aynı açıklamada değindiği nokta var ki Dilek Sabancı’nın gelen tepkilerden sonra dilediği özre cevap niteliğinde: “Bu açıklaması ne bir dil sürçmesi ne de “talihsiz” ve de maksadını aşan bir beyan.”
Dilek Sabancı özür dilemiş.
Saltanatınızın sarhoşluğu ve faşizmden aldığınız güçle halkla dalga geçin sonra da özür dileyin öyle mi?
Ne açlığa mahkum ettikleri halkla alay eden bu açıklama unutulur, ne de dilediği özür kabul edilir.
Gün ola devran döne…