Türkiye’deki insan hakları tartışmaları kapsamında Grup Yorum ve tutsak avukatlar Brüksel’de bir basın toplantısına konu oldu.
27 Ocak günü Brüksel Press Club merkezinde düzenlenen basın toplantısında ağırlıklı olarak Grup Yorum’a uygulanan baskılar ele alındı.
BM İnsan Hakları Konseyi Cenevre’de 28 Ocak günü yapılacak bir toplantıda Evrensel Periyodik İnceleme mekanizması kapsamında Türkiye’yi üçüncü kez görüşecek.
Bu kapsamda Brussels International Center for research and human rights (BIC-RHR) örgütü, insan hakları savunucularına söz vermek amacıyla bir basın toplantısı düzenledi.
Toplantıda ilk olarak Grup Yorum üyesi İhsan Cibelik bir konuşma yaparak, kısaca grubunun tarihçesini anlattı öncelikle ve her daim tüm iktidarların sürekli hedefinde olduklarını hatırlattı. “Kasetleri kurşunlanmış bir müzik grubuyuz” diye konuşan Cibelik, son yıllarda yaşanan konser yasaklarını ve defalarca basılan, talan edilen İdil Kültür Merkezine değindi.
İhsan Cibelik ölüm orucunda olan İbrahim Gökçek ve Helin Bölek’in mücadelelerini ve direnişin taleplerini anlattı. “Baskıya, zulme karşı hiç boyun eğmedi Grup Yorum, her şekilde direndi. Karanlığa karşı daima üreterek” diye konuştu.
Kendisinin de başına devlet tarafından ödül konulduğunu ve ‘terörist’ olarak arandığını belirten Cibelik, Grup Yorum’un terör listeleriyle, tutsaklıkla, yasaklarla, baskınlarla bitirilemeyeceğini vurguladı ve “Şarkıları durduramazsınız” dedi.
Davetliler arasında bulunan Grup Yorum elemanı Mesut Eröksüz ile ‘Güleycan’ şarkısını seslendiren İhsan Cibelik’in ardından Avrupa Milletvekili Özlem Demirel söz aldı.
Die Linke partisinden olduğunu belirten Demirel, “Beni tanıttınız, ancak bende size kendimden bahsedecek olursam ve çocukluğuma gidersem orada Grup Yorum şarkıları var, onlarla büyüdüm ben de. Ülkemizde bir umut varsa bunda Grup Yorum’un parçası çok büyük” diye konuştu. Demirel ayrıca Almanya’da da Grup Yorum’a karşı yasak ve baskıların çoğaldığını belirterek bu durumun kabul edilemez olduğunu belirtti.
Toplantının bir başka konuşmacısı ise Türkiye’deki ÇHD ve HHB duruşmalarının takipçisi olan Avukat Sibylle Gioe idi.
Gioe Türkiye’de Ohal döneminden sonra hukukçulara yönelik baskı ve tutuklamaların çok ciddi artığını belirterek takipçisi olduğu davalara ilişkin bilgiler verdi ve tutsak meslektaşlarının yargılandığı duruşmalara katılmak için gittiği Türkiye’deki dava salonlarında sürekli bir şiddet durumuna tanık olduğunu belirtti. Gioe iktidarın hukuk sisteminde adeta bir ‘temizliğe’ başvurarak ya tamamen kendi siyasi çizgisine uygun Hakimleri ya da niteliksiz Hakimleri atadığını anlattı. Hakim ve savcıların korku altında çalıştıklarını ya da Akın Gürlek gibi tamamen iktidar yanlısı bir tavırla davaları göstermelik sürdürdüğünü dile getirdi.
Gazeteci Doğan Özgüden de toplantıda yaptığı konuşma ile Türkiye’de basına yönelik baskıları ele aldı. Özgüden, Türkiye AB ilişkilerini özetleyerek günümüze değindi ve “benim jenerasyonumdan bu yana hep var olan bir özgürlük mücadelesi sürüyor” diye konuştu.
Basın toplantısında son olarak söz Grup Yorum elemanları Bergün ve Betül Varan’ın anne ve babasına verildi. Anne Günay Akkaya, kültür merkezinde defalarca yaşanan baskınlarda kızlarının işkence gördüğünü ve bir polis baskınında kızı Bergün’ün saçlarının kökünden yolunduğunu anlattı.
Baba Erdem Varan ise kızlarının tutuklu yargılandığı duruşmalara katıldığını, ancak yargılamanın çok keyfi sürdüğünü belirterek, hukuktan uzak bir ortam olduğunu söyledi.
