Tüm dünyada uyuşturucunun nasıl ve kim tarafından yaygınlaştırıldığını BM’nin bu kararından daha net bir şekilde anlatılamazdı.
Evet tüm dünyada uyuşturucu hayatları karartıyorken, milyonlarca genci zehirliyor ve beyinleri çalıyorken Birleşmiş Milletler’in bu kararı almasının sebebi sorgulanmalıdır.
Aynı Birleşmiş Milletler, Haziran ayında yayınladığı bir başka raporda, dünyada uyuşturucunun sebep olduğu tabloyu gözler önüne sermişti. BM Uyuşturucu ve Suç Ofisi 2019 raporuna göre tüm dünyada uyuşturucu madde kullanımı arttı. Geçtiğimiz yıl dünyada 585 bin kişi uyuşturucudan öldü.
Dünyada Pandemi sürecinde esrar kullanımının da arttığının altının çizildiği raporda Türkiye dünyada en çok uyuşturucu ele geçirilen ülkeler sıralamasında 2. sırada. İlk sırayı ise İran alıyor.
Uyuşturucunun bu denli can aldığı biliniyor ve özellikle pandemi sürecinde esrar kullanımının arttığı gözlemlenmiş iken BM’nin böylesi bir karar alması BM neden böylesi bir karar alır?
Esrar, eroine ve benzeri uyuşturucu maddeye götüren madde bağımlılığının ilk adımıdır. Birleşmiş milletlerin uyuşturucu madde listesinden çıkarttığı esrarın da hem fiziki hem psikolojik zararları tartışmasızdır.
2018 yılında da Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), esrarın Uyuşturucu Maddelere Dair 1961 Tek Sözleşmesi’nin 5’nolu cetvelinden çıkarılmasını önermişti.
Dünya sağlık örgütü işi gücü bırakmış esrarın uyuşturucu statüsünden çıkarılması için kafa yoruyor!
DAHA FAZLA ESRAR TÜKETİLEN DÜNYADA HALKLAR DAHA KOLAY YÖNETİLECEKTİR
Emperyalistler dünyada uyuşturucunun, özellikle esrarın yaygınlaştırılması için politikalar üretiyor. DSÖ gibi uluslararası emperyalist kurumlar bu amaca uygun çalışmalar içerisinde. DSÖ’nün 2018’de esrarın uyuşturucu madde statüsünden çıkarılması teklifine olumlu cevap veren ülkelerin ABD ve AB ülkeleri olması tesadüf değil.
Dünyada Esrar ne kadar çok içilirse, halklar esrar ve benzeri uyuşturucu maddeler ile ne kadar uyutulursa dünyayı yönetmek o kadar kolay olacaktır emperyalistler için.
Açlığın, yoksulluğun, adaletsizliğin ahtapot gibi kuşattığı dünyamızı bu durumdan kurtaracak tek güçün halkların örgütlü gücü olduğunu bilen emperyalizm, tüm olanaklarını bu gücün ortaya çıkmasına engel olmak için kullanır. Her yönteme başvurur.
Bu yöntemlerin başında geleni ise uyuşturucuyu yaygınlaştırmaktır. Uyuşturucu ile ilgili yazılıp çizilenlerde sadece uyuşturucu pazarının büyüklüğü ile ilgili bilgilere ulaşılabilir. 2 trilyon doları aşan dünya uyuşturucu piyasası bile tek başına çok büyük bir pazardır ve elbetteki emperyalistlerin iştahını kabartır. Ancak emperyalizmin uyuşturucuyu yaygınlaştırmaktaki asıl çıkarı bu miktarın çok daha ötesindedir. Egemenliklerinin devamını sağlayarak, uyuşturucu pazarında dönen trilyon dolarların kat be kat üstünde çıkarı vardır.
Emperyalizm varlığını sürdürmek için sadece silahları kullanmıyor. Sadece savaşlar çıkartarak, ülkeleri işgal ederek sömürmüyor, zenginliklerini talan etmiyor. Tek başına bu yöntemler varlığını sürdürebilmesi için yeterli olmamıştır hiç bir zaman. Kültürel, ahlaki, sosyal… her anlamda halkları yozlaştırmak emperyalizmin temel politikalarının arasındadır. Ve bu yozlaşmayı önemli oranda uyuşturucu marifeti ile gerçekleştiriyor emperyalistler. Uyuşturarak, beyinleri uyutarak gözleri görmez hale getirmeye çalışır, dünyasını, ufkunu küçültmeyi ister. Çevresinde gelişen her şeye duyarsız insanlar yaratmak için uyuşturucuyu en etkili şekilde kullanır. Bırakalım ülkesinin sorunlarına, kendi sorunlarına karşı bile çaresiz insanlar yaratmayı amaçlar. Egemenliğinin sürekliliği uyuşturucunun yaygınlaşmasına da bağlıdır yani.
Tüm bu bilgiler ışığında BM’nin bu kararı ne için aldığı daha net anlaşılacaktır. Esrarın sağlığa zararlı mı zararsız mı tartışması yapay ve konunun görülmesi gereken yanını gizlemeye yönelik tartışmadır. Ve özellikle yine emperyalizm tarafından bu zeminde tartışılması için emperyalist medya ve güdümündeki STK’ler kullanılır.
