Düzenin yargısından 6 Şubat Deprem Katliamı için adalet çıkmaz.
Tutuklanan müteaahhitlerin sayısı 180’i geçti.
Tutuklanan bakan, müsteşar, belediye başkanı, AFAD sorumlusu sayısı ise SIFIR.
Bu tablo bile, asıl büyük suçluların hiçbir şekilde yargılanmayacağını, cezalandırılmayacağını göstermeye yetiyor.
Enkaz altında yüzbini aşkın yakınını kaybeden bölge halkı başta olmak üzere, tüm halk olarak, ancak kendimiz örgütlenir, kendimiz adalet için kavgaya girersek,
halkın avukatlarıyla el ele, omuz omuza verip hukuk mücadelesine girersek,
işte o zaman, gerçek bir adalet mücadelesi çıkar ortaya.
Soma maden katliamında bunun bir örneği yaşanmıştır.
Soma’da katliamın unutturulmasına izin verilmemiş, Soma Davası tüm halka, dünyaya maledilmiştir.
Bu kolay olmadı tabii.
Madencilerin aileleri, halkın avukatlarına vekalet vermemeleri için tehdit edildi, kışkırtıldı.
Halkın avukatlarına her türlü baskı (Selçuk Kozağaçlı’nın kolunun kırılmasını hatırlayalım).
Bölgede halk dayanışmasını ve halkın hukuk mücadelesini örgütleyen Halk Cepheliler baskıya uğradı.
Fakat orada örgütlenilerek kalındı.
Orada örgütlenilerek halkın adalet davası üstlenildi.
6 Şubat deprem bölgesinde de kavga zorlu olacaktır.
ONLAR 6 Şubat’ı unutturmaya çalışacaklar;
BİZ; unutulmasına, unutturulmasına izin vermemeliyiz.
ONLAR, katliamın sorumlularını aklayacaklar.
BİZ; tüm halkı örgütleyerek, komiteler kurarak, “ONLAR İÇİN BİR CEZA İSTİYORUZ” diyeceğiz.
İşte bundan dolayı, yardım ve dayanışma, sadece EKMEK için DEĞİL, ADALET İÇİNDİR.
Adaletsizliğin yüzbin insanı enkaza gömdüğü yerde,
yardımlaşma ve dayanışma, ekmekle elbiseyle sınırlı tutulamaz.
Halkın adalet mücadelesinde dayanışmaya, güce ihtiyacı var.
Sorun sadece maddi yardım götürmek değildir;
Halk katledilmiştir.
Hükümet, belediyeler, ve diğer sorumlular hesap vermelidir.
110 bin kişinin katledildiği 17 ağustos depreminin sorumluluğu bir mütaahhite yıkılıp geçildi.
Buna izin vermemeli, örgütlenerek, halkı örgütleyerek, hesap sormalıyız, adalet mücadelesini büyütmeliyiz.