GHA: İyi akşamlar sevgili seyirciler. Türkiye bir hapishaneler ülkesi. Şu anda Tutuklu ve hükümlü sayısı Cumhuriyet tarihinin rekorunu oluşturuyor. Türkiye hapishanelerinde şu anda kişi sayısı 271 bin. Neredeyse 300 bine dayanmış durumda. Bunlardan dördü de Betül- Bergün Varan, Seher-Sevcan Adıgüzel kardeşler.
Dün bu ekranda tutsak iki kardeşin Sevcan ve Seher Adıgüzel’in anne ve babasıyla görüşmüştük. Bugün Türkiye hapishanelerinde tutulan başka iki kız kardeşin, Bergün ve Betül Varan’ ın annesi Günay Akkaya ile ve babaları Erdem Varan ile görüşeceğiz. Biz bu röportajın hazırlıklarını yaparken sevindirici bir haber aldık. Kız kardeşlerden Bergün Varan tahliye edildi. Ancak ülkemizin yakın tarihini bilenler artık tahliyelerin özgürlük anlamına gelmediğini, o davadan tamamen kurtulduğu anlamına gelmediğini çok iyi biliyorlar. Bu ne demek? Bu tahliye edilmiş de olsalar her an tutuklanma ihtimalinin hala sürdüğü anlamına geliyor. Röportajlarımızı niteliği açısından bir şey değişmiyor. Evet şimdi Bergün ve Betül Varan’ın durumlarını babaları Erdem Varan ve anneleri Günay Akkaya’ya soruyoruz. Öncelikle size merhaba diyoruz. Hoşgeldiniz yayınımıza.
Günay Akkaya: Merhabalar. İyi akşamlar. İyi yayınlar.
GHA: Gözünüz aydın demek isteriz. Umarız öncekiler gibi keyfilikler devam etmez. Tutuklu iki kardeşin annesi olarak öncelikle şunu sormak istiyoruz ve babası olarak. Betül neden tutuklu ve Bergün neden tutuklanmıştı. Bunu bize anlatabilir misiniz?
Günay Akkaya:: Ben anlatayım isterseniz. Bergün Betül neden tutuklu.. Betül’ün şu anda iddianamesinde şöyle bir şey var. BTL Betül’ün kısaltması diye iddia ediliyor. Yani şu şu demek BTL adında işlenen suçlar Betül’e aittir deniliyor. Bu da işte biraz şans mı desek kadercilik mi ne diyelim nasıl diyelim bilmiyorum. Artık BTL adı altında herhangi bir cinayet dahi işlense Betül işlemiş sayılacak. Böyle saçma böyle hukuksuzca bir suçlama var Betül’ün üzerinde. Örgüt üyeliği ve Grup Yorum üyesi olması ile suçlanıyor daha önce. Yok Berkin Elvan şarkısı söyledi diye suçlamıştı. Ama bu en son tutuklamanın nedeni şu anki elindeki iddianame BTL Betül’ün kısaltmasıdır deniyor ve BTL adında yapılan tüm suçlamalar Betül yapmıştır diye bir iddianame var şu anda Betül ile ilgili. Bergün neden tutuklanmıştı. Bergün neden tutuklanması bomboş bir dosya. Yani zaten Grup Yorum üzerinde komplolarla, yalan beyanlarla, iftiracının iftiraları ile Grup Yorum üyelerinin de hepsi tutsak edilmişti. Onlardan biri de Bergün. Bergün’ün en son tutukluluğu bomboş bir dosya. Yani zaten dolu olması mümkün değil. Bergün 30 Eylül’de tahliye edildi ve Aralık’ta tekrar tutuklandı. Yani o süreçte de zaten 4 defa gözaltına alındı. Her defasında bu gözaltılar ortalama 1 hafta sürdü. Yani bir insanın suç işleyebilmesi için zaten o zaman yok. Bu sürede bile tahliye olupta tekrar tutuklandığı için iki tutuklama arasında bile devletin elindeydi Bergün. Gözaltındaydı. İşkence ile de defalarca gözaltına alındı ve günlerce gözaltında kaldı. Yani bu 2 ay süreçte ortalama 1 ayı zaten gözaltında geçti.
Bergün’ün en son işte şöyle bir şeyi oldu. Son ana kadar hiçbir iddianame yoktu Bergün hakkında. Hatta en son Cuma günü görüştüğümüzde telefonda Bergün’e sormuştum. 24 Şubat’ta mahkemesinin olduğunu düşünüyordu. iddianamesinin gelip gelmediğini sorduğumda Bergün bana ‘Hayır anne. Elime iddianame henüz ulaşmadı.’ demişti. O kadar saçma sapan bir şey var ki. Bergün’e bir gün öncesi yani salı günü akşam üzeri bir iddianame veriliyor alelacele. Ve çarşamba günü sabah 11’de, öğlen saat 2’de mahkemesinin olduğu söyleniyor. Bergün’ ün de böyle haberi oluyor. Yani 2 saat ara ile bir mahkeme kuruluyor alelacele. Ve o mahkemede Bergün’ü tahliye ediliyor. Çünkü hakkında hiçbir suçlama yok. Dosya tamamen bomboş. Bu dosyada da tutamayacaklarını bildikleri için 24 Şubat’ı bile beklemediler, bekletmediler. Alelacele tahliye ettiler.
GHA: Betül Varan ve Bergün Varan’ ın kardeş olmaları dışında ikisinin de ortak özellikleri Grup Yorum üyesi olması. Dediğiniz gibi birçok Grup Yorum üyesi gibi onlar da halkın türkülerini söylemenin bedelini ödüyorlar. Size sormak istiyoruz hukukun dosyalarında neler var? Ne ile suçlanıyorlar? Suçlamalarla ilgili neleri kanıt gösteriyorlar? Bunların dışında gösterdikleri başka şeyler var mı? Aynı mesela Seher Adıgüzel ve Sevcan Adıgüzel’deki gibi cenazelere katılma?
Günay Akkaya:: Erdem sen cevapla istersen.
Erdem Varan: Ben iddianameleri çok bilmiyorum ama size şöyle bir diyalog anlatayım olayla ilgili. Dün Günay bana telefon etmişti. Ben yürüyordum. Bana dedi ki ‘sana müjdeli bir haberim var’ ‘hayırdır’ dedim. ‘Bergün tahliye olmuş’ dedi. ‘Niye tahliye olmuş’ dedim. Bu soruya cevap vermek aslında çok garip. Niye tahliye olmuş derken şunu demeye getiriyordum aslında. Ne için aldılar ? Ne için bıraktılar? Çünkü Bergün’ün mahkemesinin günü dahi belli olmamıştı. Sorduğumuzda iddianamesinin hazır olmadığını söylüyordu ve 24’ünde olma ihtimalin sadece olma ihtimalin ama gelmediğini söylüyordu. Öyle bir garip hukuk var ki ülkede Betül ile ilgili suçladıkları çoğu şeyin olduğunu zannetmiyorum. Şimdi ayın 10’unda belki de iddianamesi geldi. Çok detaylarını annesi kadar ben bilmiyorum. Annesi daha çok görüştüğü için daha detaylı biliyor. Yani o anlatırsa Betül ile ilgili O daha iyi olur diye düşünüyorum. Çünkü ben iddianame ile ilgili bir bilgim yok.
Günay Akkaya: Yani Betül iddianamesini söyledim ben az önce. BTL Betül’ün kısaltılmışıdır deniyor. Betül’ün bana şöyle dediği birşey var ‘İnternete BTL adı altında işlenmiş ne suç varsa bana gönderir misin savunma yapabilmesi için’. Çünkü BTL adı altında yapılan tüm suçlamalar Betül’e aittir deniyor. BTL adını işte araştırma yaparken inşallah bir cinayet yoktur diye araştırma yapıyoruz. Yani böyle bir saçmalık. Böyle bir artık nasıl bir hukuksuzluksa, nasıl bir adaletsizlik ise artık hiçbir şey bulamadıkları için zaten gizli tanıklarla yalancı iftiracılarla tutuklandıkları için başka da bir şey dosyaya koyamadıkları için böyle bir saçma sapan suçlama ile getiriyorlar. Ve çocuklarımız tutsak ediyorlar. Şimdi 10 Mart’ta Betül’ün mahkemesi var. 10 Mart’ta artık şöyle bir şey olabilir mi? Tabii ki olabilir Çünkü öyle büyük birşey var ki ülkede Betül’ün dosyasını sadece erteleyebilmek sadece uzatabilmek için, çünkü hiçbir suçlama yok. Hukuken yok. Yasal olarak yok. Avukatlara da soruyorum. Yasal olarak hiçbir suçlama yok. Gizli tanık ifadeleri. İşte yalan beyanlarla komplolarla zaten Grup yorumu susturmaya çalıştıkları için, Betül de onlara dahil. Artık 10 Mart’ta ertelemez derse Normal şartlarda bir hukuk olsa tahliye olmak zorundadır Hatta Beraat etmek zorunda olan ama ülkemizde adalet olmadığı için ertelenebilir mi Elbette ertelenebilir
GHA: Peki Betül şu anda hangi hapishanede kalıyor?
Günay Akkaya: Betül şu anda Silivri önceki 9 Noluydu şu anda 1 nolu hapishanesinde kalıyor.
GHA: Peki hapishanede kaldıkları koşulları da bize anlatabilir misiniz? Bergün’ün ilk gözaltlarının birinde saçlarının yolunduğunu biliyoruz. Hem Bergün’ün hem Betül’ün hapishanede kaldıkları dönemlerde çeşitli operasyonlara maruz kaldıklarını ve operasyonlarda işkence gördüklerini biliyoruz. Şu anda durumları nasıl koşulları nasıl?
Günay Akkaya: Yani hapishane koşullarının işte canları istiyorsa. Çok büyük bir keyfi uygulamalar var. Zaten yani canı isterse mektubu veriyor, istemezse vermiyor. Gelen kargoyu canı isterse veriyor, istemezse vermiyor. Büyük bir savaş büyük bir direnme sonucunda çocuklarımız birçok şeyini alabiliyor. Gelen kitabını dahi dışarıdan alabilmesi için büyük bir direnme ile direniş göstermesi gerekiyor ki bir kitabı ulaşabilesin. İşte bir sürü bahanelerle yok. Sonuçta çocuklarımız müzikle ilgileniyor. Bunlar birer sanatçı. Şöyle bir şey dayatılıyor. Her hücreye bir enstrüman diye bir şey dayatılıyor. İşte biri yan flüt çalıyorsa diğeri gitar çalamıyor. İşte bir gitarla üçü idare etmek zorunda bırakılıyor ve enstrümanları istedikleri zaman verilmiyor ki verilmedi de gerçekten. Aylardır tutsak çocuklarımız daha yeni gitarları verilebildi. Ki Bergün ayrı bir enstrüman çaldığı halde Betül ayrı bir enstrüman çaldığı halde bir tek enstrüman verilebiliyor. Ve bununla idare etmek zorundasın diyor. Yıldırma politikası uygulanıyor çocuklarımız üzerinde. ve yıldırılmak isteniyor çocuklarımız. Grup Yorum’a dahil olmasınlar isteniyor. Grup Yorum’u bırakıp Avrupa’ya geri dönsünler isteniyor. Bu yüzden de bir sürü işkenceye ve yıldırma politikalarına maruz bırakıyorlar.
GHA: Peki bize Bergün ve Betül’ü anlatabilir misiniz? Nasıl birer genç olarak tanımlayabilirsiniz onları?
Günay Akkaya: Yani ben anlatayım ama biraz babaları anlatsın isterseniz burayı en azından.
GHA: Tabii ki olabilir.
Erdem Varan: Valla Betül-Bergün’ü nasıl anlatayım size. Betül biraz daha kararlıdır. Yapmak istediği şeyleri daha kararlıca yapar. Geri adım atmadan yapar. yani daha kararlı tavırları vardır. Ama bugün aşağı yukarı 2016’da Betül, 2017’de Bergün 4 yıldır ve 5 yıldır aşağı yukarı, çok fazla gençliklerinde birlikte olamadık. Ama çocuklarımdan Bergün biraz daha sosyal Betül Asosyal. Betül biraz daha içine kapanık. Evde oturmayı seven bir çocuktu. Bergün ise daha çok toplum içindeki kesimi, o mahallede neler olduğunu bilir. Yani o tarafıyla da hatta bazen konuşurken dalga geçeriz. Bergün bizimle dalga geçer. Betül diyor ki ‘Oradan Silivri’nin muhtarı oldu. Heryere ulaşabiliyor.’ İmajını anlatmaya çalışıyordu. Ama çocukluğundan beri gelen bir olgu bu Bergün ‘de ki. Biraz daha sosyaldir. Sosyal yönü daha fazladır. Ama Betül biraz daha sosyalleşmemiş. Bergün ne bileyim insanların içine biraz daha girmiş daha sosyal yönü var. Daha kendini sempatik gösteriyor.Yani biz son süreçlerini çok iyi takip edemedik. İşte takip eden herkes gibi hapishane hapishane konuşturdukları sırayla hapishaneye girip nasıl çıktıklarını. Ki o gündemi bir türlü yakalayamadık. Çünkü gündem o kadar çok değişti ki bir baktık Bergün’ü aldılar bir baktınız bıraktılar. Bir baktınız tekrar aldılar. Baktınız uzun süre yatırdılar. Ki işin genel olarak hatlarıyla çocuklar buydu. Bir anne daha çok iyi bilir iyi anlatabilir. Yani onun gözüyle de bakmak gerekir.
GHA: Ekleyeceğiz bir şey var mı? Anne olarak size attı çünkü pası.
Günay Akkaya:: Aslında Betül de çok sosyaldi. İkisi de çok kararlı çocuklardı. Ne6 yapmak istediklerini çok iyi bilen çocuklardı. Hani yapmak istedikleri şeyiden ertesi gün vazgeçebilen çocuklar değillerdiler. İkisi de değildi ve istedikleri şeyi yaptılar. Grup yorumla büyüdüler Grup Yorum’un ezgileri ile türküleri ile büyüdüler. İşte6 3 yaşında Grup Yorum’un parçaları ile 2 yaşında iken Grup Yorum’un parçaları ile halay çekerlerdi evin içinde. Yorum mendilleri ile. Onlarla büyüdüler. Öyle büyüdüler Grup Yorum konserleri ile. Ve bana sorarsanız hayallerini gerçekleştirdiler. İkisi de en büyük hayallerini gerçekleştirdiler. Grup Yorum’a üye olmak ve Grup Yorum da şarkı söyleyebilmek özellikle Betül için müziği çok seven biri olarak. Sıcak mücadelede bulunmak. Onlarla birlikte omuz omuza mücadele edebilmek. Şu an olmak istedikleri yerdeler ve çok da mutlular .
GHA: Benim de sormak istediğim sorulardan bir tanesi buydu. Grup Yorum Sevdası nasıl başladı? Diye ve ne zaman söylemeye başladılar? Diye. Anladığım kadarıyla çok genç bir yaşta başlamışlar zaten. Peki Grup Yorum üyelerinin ve Halkın Hukuk Bürosu avukatlarının ölüm orucu döneminde Betül birçok sahiplenme eyleminde yer aldığına tanık olduk. O süreç nasıl geçti onlar açısından? Ve suçlamalarda o dönemle ilgili şeyler var mı?
Günay Akkaya:: Evet Betül daha çok tanık olduk. Çünkü Bergün Sultan’la birlikte tutsaktı. Bergün özellikle yine boş bir dosya ile tutsak edilmişti. Berkin Elvan şarkısını söylediği için Sultanla birlikte 10 aylık bir tutsaklık yaşadı. Ve o tutsaklığı en büyük nedeni her 2 ayda bir görünen mahkemenin ertelenmesi. Sürekli erteleniyordu. O da o sürece tanıklık etmemeleri içinde. Arkadaşlarının yanında ölüm orucunda olan Helin Bölek ve İbrahim Gökçek’in yanında olmasın diyeydi. Sultan Gökçek eşine bir bardak su dahi veremezsin diye 10 ay boyunca Bergün ile birlikte tutsak edildiler. O yüzden bergün çok dışarıda ki mücadeleye tanıklık edemedi. Betül ve Seher dışarıdaydı ve onlar tanıklık ettiler mücadeleye. Betül’ün bildiğim kadarıyla şu anki iddianamesinde ölüm orucuyla ilgili bir suçlama yok. Ama ben çok detaylı bilmiyorum elbet. Belki vardır bana söylememiştir. Ama bana söylenen de öyle bir şey yok. O süreç yoğun bir süreçti ve gerçekten herkes tutuklanıyordu, gözaltına alınıyordu. Yoğun bir süreçti. O sürece Betül Seher ile birlikte tanıklık edebildi.
GHA: Onların bulundukları yerde Hollanda’da birçok imkanları vardı. Bu imkanları bırakarak gittiler. Neden böyle davrandılar? Onları bunu yapmaya yönlendiren duygularını nasıl anlatırsınız? Sadece bir Grup Yorum sevdası, yahut başka bir şey?
Günay Akkaya:: bizim çocuklarımız ne kadar Avrupa’da olsalar da bizimle birlikte Anadolu kültürü ile büyüdüler. Evin içinde Avrupa kültürü almadılar. Avrupa kültürü ile değil, bizim kendi değerlerimizle, kendi kültürümüzle büyüdüler. Örneğin sokakta oynadığı arkadaşıyla küçükken evden bir içecek aldığında sadece kendine almadılar. Arkadaşına da götürdüler içeceğini. Yanında herhangi bir şey yiyecek veya. Paylaşmayı öğrendiler. Paylaşarak büyümeyi öğrendiler. Anadolu’nun değerleri ile büyüdüler. Daha doğrusu şöyle diyebiliriz belki Vatan’dan uzak ama vatanı ile büyüdüler. Vatanının değerleri ile büyüdülüler. O yüzden çok uzak kalmadılar. İşte az önce de dediğim gibi Grup Yorum’un ezgileri ile, Grup Yorum’un halayları ile, Grup Yorum’un türküleri ile büyüdüler. Örneğin Bergün şarkı söylerdi. Grup Yorum’un parçasını efkarını diyemezdi Efkar diye söylerdi. Öyle büyüdüler ikiside. 2015’te yine Grup Yorum’un konserine üyelerini izin verilmemişti. Ülkeden gelecek olan üyelerine vize verilmemişti. Betül de o süreçte Dev-Genç’in içinde Ali Aracı’ dan flüt dersleri alıyordu ve Grup Yorum üyeleri gelemediği için oradaki konsere, Almanya’daki konsere Betül çıkmıştı. Daha doğrusu orada ilk konserinde vermiş oldu Yorum üyesi olarak ve böylelikle ülkesine gitmek istedi. Ülkesinde mücadeleye katılmak, Yorumla birlikte omuz omuza mücadele etmek istedi Bergün 1 yıl sonra ablasına destek olmak için gitti. Ve Bergün de oradaki mücadeleye görünce halkın yoksulluğunu, halkın acılarını, halka yapılan adaletsizlikleri gördüğünde gelmek istemedi. O da orada Grup yoruma dahil oldu. Sadece halkın değil, henüz bergün ülkeye gittiğinin üçüncü günü saçları yolundu. İşkence gördü. Henüz belki de daha alt sokağı dahi öğrenemeden, aşağı mahalleyi dahi öğrenemeden gözaltına alınıp ağır işkenceden geçirilmişti. O yüzden kendisi birebir yaşadı içinde. O sıcak mücadelede kalıp kendisi mücadele etmek istedi. Yapılan adaletsizliklere karşı.
GHA: Şimdi bu iki kız kardeş Hollanda vatandaşı. Peki Hollanda Devleti’nin onlarla ilgili tutumu nasıl?
Günay Akkaya:: Benim bu süreçte bayağı bir girişimlerim oldu. Hollanda Devleti’ ne çağrıda bulundum. ‘Hollanda Devleti sahip çık vatandaşına. Bu bir çağrıdır.’ Diye. Hollanda vatandaşı için neler yaptı? Hiçbir şey. Hiçbir şey yapmadı gerçekten ki sürekli Dışişleri Bakanlığı ile iletişimde olduğum halde Adalet Bakanlığı ile görüştüm halde hiçbir şey yapmadı. Sadece birkaç aldatmaca söz ile beni savuşturmaya çalıştılar. Mecliste de aynı. Mecliste de milletvekilleri hiçbir girişimde bulunmadılar. Bulunmakta istemediler daha doğrusu. Çünkü sonucunu biliyorlardı. Yani sonuç şu bizi ilgilendirmez, oraya gitti, kendisi bundan olabileceğini biliyordu, gidip katıldı, gitmemeliydi diye bana direkt böyle söylendi. Yani Hollanda hiçbir şey yapmadı, yapmak da istemiyor. Vatandaşına sahip çıkmıyor. Ama şöyle bir şey var. Uyuşturucu kaçakçılarını, işte 2 kişi Bulgaristan’da uyuşturucu yakalattıkları için uyuşturucu satıcıları Bulgaristan’da yakalandılar ve onları Hollanda kendi imkanları ile o Hollanda devletinin imkanları ile onları Hollanda’ya getirip Hollanda’da cezalarını çekmeliler dediler. Hollanda’da da öyle bir ceza olmadığı için serbest bırakıldılar. Ama buradan söylediğim Dışişleri Bakanlığı’na hadi ‘niye bir mafyayı, uyuşturucu kaçakçısını getiriliyor da benim çocuklarımın özgürce türkü söyleyebilmeleri sağlanmıyor’ dediğimde biz bir şey yapamayız dediler. Başka da hiçbir şey söylemediler. Biz bir şey yapamayız dediler. Sadece bu kadar.
GHA: Peki basının tutumu ne oldu burada? Siz basına da çıktınız sanırım. Basında da birkaç kez takip ettik.
Günay Akkaya:: Basının tutumu iyiydi. Basın tutumu şöyle iyiydi. Sürekli basın yer verdi. Sürekli farklı gazeteler, farklı radyolar, farklı televizyon yayınları ve benim ulaşabildiğim iletişime geçebileceğim neredeyse hepsi sadece sağcı olmayan aşırı sağcı sadece olmayan basın yer verdi Belgün ve Betül’e. Onlarda bir çağırdı bulundu. ‘Hollanda doğup büyüyen bu çocukları Hollanda neden sahip çıkmıyor?’ diye. Ama bana şu soruluyor basında sürekli. ‘Çocuklarınızı buraya mı getirmek istiyorsunuz?’ Hayır ben buraya getirmek istemiyorum. Benim çocuklarım elbette gelmek istediklerini de gelebilmeli. Benim anne olarak yapmak istediğim şu ;Benim çocuklarımı alıp Avrupa’ya getirsinler değil. Benim çocuklarım Türkü söylemek istiyorsa özgürce istedikleri yerde, istedikleri ülkede, türkülerini söyleyebilsinler ve Hollanda’ya gelmek istiyorlarsa gelebilmelidir. Şu an yasakları var. Türkiye keyfi bir durumda yurtdışı yasağı koyuyor. Benim çocuklarıma, kızlarıma bunu kaldırmallarını söyledim. Bunu kaldırın dedim. Benim kızlarım Hollanda’da büyümüş doğmuş olan Bergün Betül eğer Hollanda’ya gelmek istiyorsa özgürce buraya gelebilmeliler de, Türkiye’ye gitmek istiyorsa özgürce türkülerini söyleyenbilmeliler diye söylediğim için ona da biz bir şey yapamayız diyorlar.
GHA: o kişi olarak şu anda durumlarını anlattınız zaten. Betül Varan’ın daha doğrusu. Bergün Varan’ın artık saymıyoruz şimdilik. Hukuki olarak Betül Varan’ın Mahkemesi belli. 10 Mart dediniz. Peki Betül Varan’ı ve tüm tutuklu Grup Yorum üyelerinin sahiplenme açısından izleyicilerlimize, halka, demokratik kurumlara söylemek istediğiniz bir şey var mı? Son olarak bu konuda da sözlerinizi alalım.
Günay Akkaya:: Elbette söylemek istediğimiz şeyler var. Her şeyden önce bu kampanya düzenleyen Dev-Genç’lilere çok teşekkür ediyoruz. En büyük bu kampanyayı başlatan Dev-Genç’liler. Emeklerine sağlık. Bu6 kampanya ile birlikte şu anda yürütülen bir kampanya var. Ve bu kampanya ile birlikte tüm Grup Yorum üyelerini tutsak olan, hatta daha geçen hafta Barış Yüksel’in Mahkemesi vardı ama tutukluluğun devamına karar verildi. Bırakılmadı. Ve diğer Grup Yorum üyeleri ile birlikte Betül’ün, Seher’in Bolu T tipinde Sevcan’ın Dev-Genç’li Sevcan’ın mektup yazarak, onlara bir kart göndererek, onları sahiplendiklerini her yerde olabildikleri her yerde dile getirerek, anlatarak, bilmeyen komşusuna bunu anlatarak, arkadaşına, teyzesine, amcasına bunları anlatarak bunları sahiplenmektir. Bunları sahiplendiğimiz sürece onları özgür bıraktırabiliriz. Biz arkasında olmadığımız sürece Faşizm istediği gibi bakı kullanacaktır ve bu baskıları uygulamaya devam edecektir. Buradan çağrımız sahiplenelim. Her şekilde bir mektup yazarak, iki satır kart atarak tutsaklarımızı sahiplenelim.
GHA: Babadan da son sözleri alalım. Babanın söylemek istediği bir şeyler var mı? Çağrısı, duyurusu varmı?
Erdem Varan: Ben biraz da şunu eklemek istiyorum. Birincisi ben çocuklarım diye bakmıyorum artık. Kızlarım diye bakıyorum. Kızlarım artık çocuk değiller. Ülkeyi verseniz koskoca bir ülkeyi yönetecek kapasitedeler. Ben kızlarımın her zaman arkasındayım. Bergün’ün şöyle bir laf vardı mektubunun birinde. Yani kızlarımın ülkeye gitmesi ülkelerinde olmalarının bir sebebi de halk ve vatan sevgisidir. Sizin de üstüne bastırarak anlattığınız gibi. Bana bir mektubunda şöyle demişti; ‘Baba yıllarca hep ülkeye giderken senin gözlerin parlardı. Ben ne tuhaf tuhaf bakardım sana. Ama seni şimdi anlayabiliyorum.’ Derken orada şunu anlatmıştı. Bu ülkeyi parsel parsel satanların, bu cennet vatanın Cennet köşeleri nasıl satıldığını ve buna karşı ölesiye mücadele edilmesi gerektiğini anlatmıştı. Evet halk ve vatan sevgisi onları ülkeye götürendi. Elbette ki Grup Yorum da onlar için bir araçtı ama öncelikle halk ve vatan sevgilisiydi. Ve onların halk ve vatan sevgisi gündemine girme amaçları. Ve ben kızlarımın sonuna kadar arkasındayım. Bu kampanya içinde Dev-Genç’lilere çok teşekkür ediyoruz. Biz de elimizden geldiğince birşeyler yapıp, bildiklerimizi anlatmaya çalışacağız. Tutsaklarımıza Günay’ın da anlattığı gibi mektup yazarsak onlar da mutlu oluyorlar. Ama herkes diyor ki ne yazacağız? Yürüdüğünüz sokakları yazabilirsiniz. O sokakları anlatırsınız. Onların unuttuğu o yerleri tekrar hatırlatırsınız. Mektup onların iletişim aracı ve dışarıdan bekledikleri, gözlerini açarak bekledikleri umutlar mektuplar. Tutsakları mektupsuz bırakmayalım. Yazalım ve yazdıralım.
GHA: Biz de çağrımıza buradan bu şekilde yapalım. Tutsaklarımızı yalnız bırakmayalım. 4 gencimizi yalnız bırakmayalım. Tekrar çok teşekkür ederim yayınımıza katıldığınız için ve bize Bergün’ü, Betül’ü ve diğer tutsakları da anlattığımız için. İyi akşamlar
Erdem Varan: Biz çok teşekkür ederiz Gerçek Haber Ajansına. Emeği geçen herkese çok teşekkür ediyoruz. Sesimize ses olduğunuz için. Kızlarımız da tutsaklarımızın da bu şekilde sesini duyurduğumuz için. Sağolun. İyi akşamlar..