Geçen yıl, Belçika’ya sığınan 774 refakatsiz çocuk göçmenin “kaybolduğu” açıklandı.
Belçika’ya sığınan 774 refakatsiz göçmen çocuğun 2024’te ortadan kaybolduğu ve bunların yalnızca 246’sının sonradan yerinin tesbit edilebildiği bildirildi. 528 çocuk ise hiçbir şekilde bulunamadı.
Yeşil Parti milletvekili Matti Vandemaele’in elde ettiği verilere göre, her hafta ortalama 15 refakatsiz göçmen çocuk “kayboldu”.
Vandemaele, 101 “kayıp” vakasının özellikle ‘endişe verici’ olduğunu belirtiyor.
“Endişe verici 101 vaka”; çoğunlukla 13 yaşından küçük, en son güvenli olmayan bir yerde veya rahatsız edici bir ortamda görülen ya da fiziksel veya zihinsel engelli olan çocukları içeriyor.
Vandemaele, konuya ilişkin yaptığı açıklamada, yetişkin refakatinde olmadan kaybolan çocukların son derece savunmasız olduğunu belirterek şöyle diyor: “Hükümetimizin bu çocukları koruyamaması bile üzücü bir başarısızlık.”
Bir “başarısızlık” mı? Yoksa ondan başka bir şey mi sözkonusu?
Kayıp çocuklar sorunu, “başarısızlık” değil,
göçmen çocukları her türlü mafyanın, patronların sömürü ve istismarına açık bırakın bir politikanın sonucudur.
Vandemaele, “federal sığınma ve göç bakanıyla adalet bakanını göçmen çocuklara ülkeye girdikten sonra refakatçi atama ve kaybolmaları önlemek için tedbir almaya çağırdı.”
Ancak bu çağrısının boşlukta kalacağı açıktır.
Göçmen politikaları, ırkçılık, fuhuşun düzen tarafından teşvik edilmesi, çocuk istismarının normalleştirilmesi, organ mafyaları vb. sorgulanmaksızın bu çağrıların bir karşılığı olmayacaktır.