Zamlarla, yağma talan yasalarıyla, işbirlikçilik politikalarıyla yasaklar, operasyonlar, hücreler BİRBİRİNE PARALEL gündeme geliyor.
Bu paralellik, tesadüfi değildir, birbirinden bağımsız değildir. Bu paralellik, sınıflar mücadelesinin doğasına uygun olandır.
AKP faşizminin polisi, devrimcilere karşı adeta rutin olarak gözaltı ve tutuklama operasyonları yapıyor.
Yoksul gecekondu mahallelerinde devrimcilerin önderliğinde halk örgütlenmelerini yok etmek için, seferber olmuş durumda. Devrimcilerin örgütlü olduğu yoksul mahalleler, onların en büyük korkuları. Bu nedenle, emin olun ki, ne zaman bir zam yapsalar, ne zaman büyük bir haksızlık, adaletsizlik yapsalar, gözleri kulakları, yoksul mahallelerde olur.
Korkularından kurtulmalarının tek yolu, yoksul halkı örgütsüzleştirmektir. Mahallelerde bitmek bilmeyen “DHKP-C operasyonları”nın sebebi budur.
Halkın demokratik örgütlenmelerini yok etmek için seferberdirler. Grup Yorum’un bir tek konserini engellemek için düzenin tüm kurumları seferber oluyor.
NE ZAMAN SOYGUN BÜYÜSE, NE ZAMAN İŞBİRLİKÇİLİK BÜYÜSE, BASKI DA BÜYÜR!
Mehmet Şimşek’in ekonomi yönetiminde, emperyalistlerin direktifleriyle büyük bir zam dalgası, yeni hak gaspları, işbirlikçilikte yeni adımlar ve yine HÜCRELER. Hatırlayalım, F Tipi hapishanelerin gündeme gelişi de IMF programlarının uygulanmasıyla doğrudan ilgiliydi.
Ne zaman zamları, yağmayı büyütseler, ne zaman vatanın kalan parçalarını büyük lokmalar halinde emperyalistlere sunmaya hazırlansalar, ne zaman sınır dışında emperyalistler adına yeni roller üstlenseler, hapishanelerdeki devrimci tutsaklara karşı saldırılarını da artırırlar.
Yurt parasını ödemeyemediği için direniş başlatan bir Dev-Gençli vardı. Tutukladılar. Son birkaç hafta içinde yurt ücretlerine yapılan zamları gördüğümüzde, Burak Başer’lerin neden tutuklandığını daha iyi anlıyoruz.
DİRENMEK, ÖRGÜTLÜLÜKTEN VE ÖNDERLİKTEN GEÇER!
Sık sık yu tür söylemlere tanık oluyoruz.
Bu zamlar şurda olsa, yer yerinden oynar.
Oysa gerçeklik böyle değil.
Bu sadece ülkemizde böyle değil.
Avrupa’da da İkinci dünya savaşından bu yana en yüksek zamlar yapılıyor. Ancak bazı ülkelerdeki sonuç alıcı olmaktan uzak protesto mitinglerinin dışında zamlara karşı güçlü bir direniş gerçekleşmedi.
Halkların örgütsüzleştirildiği, sendikaların, demokratik kitle örgütlerinin “sivil toplumcu”, uzlaşmacı, NATOCU çizgiye çekildiği yerlerde, büyük zamlara, büyük hak gasplarına karşı, buna denk düşecek boyutta tepkiler örgütlenemiyor.
Veya Fransa’da olduğu gibi, Emeklilik yasasına karşı geniş bir kitle hareketi oluşmasına rağmen, doğru bir önderliği olmayışı, o güçlü kitle hareketinin sonuç almasını engellemiştir.
SALDIRI İDEOLOJİKTİR.
Emperyalizm saldırıyor.
Saldırı örgütsüzleştirme saldırısıdır.
Saldırı, asıl olarak ideolojik bir saldırıdır.
Saldırının içeriği, . kücadeleye, örgütlenmeye, devrime, mücadeleyle sonuç alınacağına inancı yıkmak hedeflidir.
Bu ideolojik saldırı, büyük bir dezenformasyan eşliğinde ve derin ve sinsi bir yozlaştırma saldırısı eşliğinde gerçekleşiyor.
Başta gençlik olmak üzere, bütün halka yöneltilen uyuşturucu ve LGBT saldırısının nedeni de aynıdır.
Gençliğin beyni uyuşsun, farklı meşguliyetler onun hayatını doldursun, cinselliğe gömülsün..
ve sömürü düzeninin sahipleri hükümranlıklarını rahatlıkla sürdürsünler.
HALKLARIN SUSKUNLUĞU GEÇİCİ, DİRENİŞİ ASLOLANDIR!
SONUÇ OLARAK, nerede devrimcilere yönelik bir saldırı, baskı, operasyon haberi görürseniz, AÇIKLAMALARI, GEREKÇELERİ NE OLURSA OLSUN, bilin ki, bu emperyalistllerin ve işbirlikçilerinin sömürü, yağma, talan politikalarını sürdürebilmek içindir.
“Terör” bu asıl amacın örtüsü, kamuflajı olarak kullanılan en büyük yalandır.
Yalanın ve sömürünün hükümranlığı er geç yıkılacaktır.
Yalan değil, gerçek hükmedecektir.
Dünya halkları, zamların yarattığı adaletsizliğe ilelebet boyun eğmeyecektir.
Biz bıkmadan, usanmadan halkın her türlü sömürüye, zulme, zamlara, yasaklara, tüm adaletsizliklere karşı direnişini, tutsakların hücrelere karşı direnişini, demokratik kitle örgütlerinin sivil toplumculuğa, natoculuğa karşı direnişini, adım adın, gerektiğinde iğneyle kuyu kazar gibi örgütlemeye devam edeceğiz.
Halkların direnişi büyüyecek.
halkların savaşı büyüyecek.
Tarihsel olarak net ve kesin olan budur.