Almanya’da yayınlanan antifaşist gazete JungeWelt’de tutuklanan devrimciler Özgül Emre, İhsan Cibelik ve Serkan Küpeli ile ilgili bir makale yayınlandı.
“Seehofer’in Ayak İzleri” başlığını taşıyan makalede, ““Yeni Koalisyon Hükümeti Türkiyeli Solcu Müzik Grubu Grup Yorum’u Kriminalize Etmeye Devam Ediyor” deniliyor.
Makalenin tam metnini aşağıda yayınlıyoruz:
“Yeni Koalisyon Hükümeti Türkiyeli Solcu Müzik Grubu Grup Yorum’u Kriminalize Etmeye Devam Ediyor”
80’li yılların ortasında kurulan Grup Yorum Türkiye’nin en ünlü solcu müzik grubu olarak biliniyor. Yalnız verdiği ücretsiz halk konserlerinde yüzbinlerce dinleyicisini politik şarkılarıyla büyüleyen bu grubun sahne alması 6 senedir engelleniyor. Birçok müzisyeni tutuklandı. Keza Almanya’da da, 2016 yılında enternasyonal Rosa-Lüksemburg-Konferansında sahne alan gruba yönelik baskılar artmakta. Birçok konseri yasaklandı ve 3 hafta önce politik mülteci olarak Almanya’da yaşayan müzisyen ve 80’lerden beri Grup Yorum üyesi olan İhsan Cibelik terör suçlamasıyla tutuklandı. İhsan Cibelik illegal olan militan ve antiemperyalist Devrimci Halk Kurtuluş Partisi-Cephesi’nin (DHKP-C) sözde kadrosu olmakla suçlanıyor.
Sol parti milletvekili Gökay Akbulut yazılı bir soru önergesi ile yeni hükümetin, bir önceki hükümetin 2017 tarihli değerlendirmesine bağlı olup olmadığını sordu. Bu değerlendirmeye göre Grup Yorum “DHKP-C propagandasının ayrılmaz bir parçasıdır.” JungeWelt’in eline geçen cevaba göre federal hükümetin yanıtı ise çok basit: “Federal hükümet değerlendirmesinde değişikliğe gitmedi.” Bunu; Akbulut’un sunduğu 2018 tarihli mahkeme kararı da değiştiremedi. Hessen eyaleti yüksek mahkemesinin kararına göre Grup Yorum geniş ve DHKP-C’nin kitlesini büyük oranda aşan bir kitleye hitap ediyor ve bazı sözlerinde DHKP-C üyeleriyle dayanışma göstermesi onun eserlerini DHKP-C’nin topyekün propaganda aleti haline getirmez. Anayasayı Koruma Örgütünün (Verfassungsschutz) geçtiğimiz salı günü yayınladığı “2021 Anayasayı Koruma Raporu”nda Grup Yorum’la ilgili şöyle bir değerlendirme var: “Grup Yorum DHKP-C’nin en önemli propaganda aletidir, çünkü grubun popülaritesi örgütün kitlesini büyük oranda aşan bir destekleyici kitlesini kavrıyor.”
Akbulut; gazetemize çarşamba günü verdiği röportajda “Grup Yorum’la ilgili bu değerlendirme Erdoğan hükümetinin tutumuna çok benziyor” sözlerini kullandı. Sosyal Demokrat Partisi (SPD) tarafından yönetilen içişleri bakanlığının cevabı şaşırtıcı, çünkü SPD’nin kardeş partisi olan muhalefet partisi CHP dahi kendi mitinglerinde Grup Yorum marşları çalıyor ve devlet baskısına maruz kalan üyelerini korumaya çalışıyor. Akbulut’un tahminine göre federal hükümet için Ankara ile olan ortaklık ilişkileri; fikir ve sanat özgürlüğünden daha önemli. Federal içişleri bakanı Nancy Faeser (SPD) bir önceki içişleri bakanı Horst Seehofer (Hristiyan Demokrat Partisi) tarafından 2019 yılında Kürt kitapevleri ve plak şirketlerine uygulanan yasakları da bu şekilde savundu.
İçişleri Bakanı Nancy Faeser, salı günü Berlin’de yaptığı anayasa koruma raporunun tanıtımında, hükümet değişiminin Türk ve Kürt solcu oluşumlara yönelik baskılarda bir değişiklik yaratmayacağını belli etti. Bir Türk gazetecisinin sorusu üzerine, federal hükümetin PKK’yı yabancı terör örgütü olarak değerlendirmesinde bir değişiklik olmadığını belirtti.
Raporda; “yurtdışına yönelik aşırıcılık” gibi anti-bilimsel bir başlık altında PKK ve DHKP-C’nin, “Bozkurt”lar olarak bilinen ülkücü hareketi ile birlikte iç güvenliğine özel bir tehdit oluşturduğunu belirtti. Yalnız solcu örgütlerin on yıllardır yasaklı olmalarına rağmen faşistler Almanya’da şimdiye kadar sorunsuz bir şekilde faaliyetlerini sürdürüyorlar.
Fakat bu artık değişebilir. Faeser bir soruyu cevaplarken “Bozkurt”lara yönelik yöntemler arasında dernek yasaklarının da olabileceğini ileri sürdü. Bakan; Bu yasakların “gayet heterojen” olan Ülkücü hareketin hangi derneklerine yönelebileceğini somutlamak istemedi. Federal meclis 2020 yılında “Bozkurtların” yasaklanmasının değerlendirilmesini talep etmişti.