BASINDAN – Ayça Söylemez: Masquerade: Hepiniz oradaydınız

“Öngörülebilir ve önlenebilir bir yangınla karşı karşıyayız.”

İstanbul, Gayrettepe’deki Masquerade adlı gece kulübünün tadilatında bir yıl önce çıkan yangında hayatını kaybeden biri çocuk 29 işçi bugün aramızda olabilirdi. Yukarıdaki ifade, işçi ölümleri ve yaralanmalarla ilgili davanın görüldüğü İstanbul 33. Ağır Ceza Mahkemesi’ne sunulan iki bilirkişi raporundan birinde geçiyor. Rapora göre, gerekli önlemler alınmış olsaydı, işçiler ölmeyecekti. Bu, işçi ölümlerine dair dosyalarda en çok duyduğumuz ifade. Ama işçi ölümleri sonlanmıyor, çünkü sermaye sahibi için işçinin canı, önlemlerden ucuz.

Kulüpteki yangın, kaynak işlemi sırasında kolay tutuşabilen malzemelerin alev almasıyla başladı, mimar bilirkişinin raporuna göre, yanan malzemelerden yayılan zehirli gaz nedeniyle 29 kişi yaşamını yitirdi: “Yangın sonucu ortaya çıkan kimyasal partiküller, dumanın solunum yollarını hızla tıkamasına yol açmış ve ölümcül etki yaratmıştır. Ölenlerin burun ve ağız etrafının siyah olduğu bildirilmiştir.”

Bu raporda, olayın iş sağlığı ve güvenliği yönetmelikleri çerçevesinde ele alınması gerektiği ifade edildi.

Mahkemeye sunulan her iki bilirkişi raporunda da yangın güvenliği açısından gerekli önlemlerin tam anlamıyla alınmadığı sonucuna ulaşıldı.

İŞYERİ SAHİPLERİ

İnşaat mühendisi, iş güvenliği uzmanı/inşaat mühendisi, hukukçu/nitelikli hes. uzmanı ve iç mimar imzalı ikinci raporda, işyeri sahibinin sorumluluğuna dair şu ifadeler yer aldı: “İşyeri sahipleri S.Ş., M.M.C. ve F.D.’nin yükümlülüklerin yerine getirilmesine yönelik kanuna aykırı tüm fiilleri açısından, dosya konusu olayın gerçekleşmesinde tamamen ve ‘ASLİ KUSURLU’ oldukları, hukuka aykırı tüm eylemleri sebebiyle, sorumluluklarının gerçekleşip, eylem ile netice arasında illiyet bağının oluşacağına ilişkin tespitlerimizin, hukuki takdir ve nihai kararları Sayın Mahkemenize aittir.” Bilirkişiler, işyeri sahiplerinin ihmallerini şöyle sıraladı: “…video görüntülerinin izlenmesi neticesinde yangının ani büyümesi ile kontrol dışına çıktığı, yangın tüpleri ile söndürmenin olanaksız bir durum olduğu, ancak sprink sulu söndürme sistemleri ile söndürülebileceği değerlendirildiğinde, söndürme faaliyetinin ve acil çıkış kapılarının açık olma durumu işyeri bünyesinde olması gerektiği, çıkış noktalarının kapatılması ve kapatıldığı halde işyerinin faaliyette olmasının, 29 kişinin vefatında ana etken olduğu değerlendirilmiştir.”

Raporda kusurlu görülen sadece işyeri sahibi değil tabii.

BEŞİKTAŞ BELEDİYESİ

İşyeri açma ve çalışma ruhsatını düzenleyen Beşiktaş Belediyesi açısından yapılan değerlendirmede, “yangına karşı gerekli önlemler için alınması gereken itfaiye raporunun” alınmasındaki ihmalleri sebebiyle, rapor alınmasında ihmal ve eksiklik gösterip imtina eden, ilgili yükümlülüklerini yerine getirmeyen, ilgili raporu almadan, ayrı faaliyet konularında en son tanzim edilen 14/11/2018 ve 11/08/2020 tarihli işyeri açma ve çalışma ruhsatına onay ve imza veren tüm yetkili kamu görevlileri için ‘ASLİ KUSUR’ tespiti yapıldı.

İŞLETME YETKİLİLERİ

Raporda, yangının söndürülememesi ve sistemlerin çalışmaması, acil çıkışların kapatılması konularından da yine işletmenin sorumlu olması nedeniyle, 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu ve ilgili mevzuatta işletme yetkililerinin belirtilen işveren yükümlülüklerini yerine getirmediği, teknik olarak kusurlu ve sorumlu olduğu belirtildi.

KAMU GÖREVLİLERİ

Yangın denetiminin yapılmasında gerekli özen ve hassasiyeti göstermeyerek denetimin tamamlanmasında ihmali bulunduğu, sorumluluklarını ve ilgili kamu görevini yerine getirmediği ileri sürülen kamu görevlilerinden İtfaiye Destek Hizmetleri Müdürü O.A., dönemin Beşiktaş Belediye Başkan Yardımcısı A.M.Ş., Beşiktaş Kaymakamı S.Y. ve eski Vali Yardımcısı D.A.S.’nin ‘TALİ KUSURLU’ oldukları ifade edildi: “Dava konusu mezkûr yer ile ilgili Yangın Yönetmeliğine göre yapılması talep edilen denetimlerin yapılıp sonuçlandırılması konusunda, ihmal ve eksiklik gösterip, denetimleri yerine getirip sonuçlandırılmasını sağlamayan kamu görevlilerinin bu ihmallerinden dolayı sorumlu olacaklarına yönelik tespitlerimizin takdirleri Sayın Mahkemenize aittir.”

İŞ GÜVENLİĞİ UZMANI

İş Güvenliği Uzmanı K.G.’nin de sorumluluklarını yerine getirmemesine yönelik işlemlerden, ‘ASLİ KUSURLU’ olacağı raporda tespit edildi.

Özetle, bir “Hepiniz oradaydınız” durumuyla karşı karşıyayız. Dosyanın sanıkları ve tanıkları da karmaşık. Bazı şikayetçiler, bilirkişi raporunda iş cinayetinden sorumlu tutuluyor. Yine sanık olması gerekenlerin bazıları ise tanık.

Davanın görülmesine dün devam edildi ama Silivri’de. İstanbul’un merkezinde yaşanan bir olayın, hemen yakınındaki, Çağlayan’da bulunan İstanbul Adliyesi yerine ta Silivri Kampüsü Duruşma Salonu’na taşınması, hem yakınlarını kaybedenler hem de davayı takip etmek isteyen gazeteciler için eziyet sebebi. Ancak bu yer değişikliği, 2 Nisan 2024’teki olaydan bir yıl sonra hazırlanan bilirkişi raporlarıyla davanın seyrinin ne yöne evrileceğini takip etmemize engel değil.

(Ayça Söylemez’e ait yukarıdaki yazı, 08.04.2025 tarihli Birgün’den alınmıştır.)

Sosyal ağlarda paylaşın