KHK ile ihraç edilen öğretmen Nursel Tanrıverdi “İşimizi geri istiyoruz” eylemini sürdürüyor.
Tanrıverdi bugünkü, 31 Mayıstaki eyleminde de, bir çok kez olduğu gibi gözaltına alındı.
Tanrıverdi, bir süre sonra “para cezası” kesilerek serbest bırakıldı.
“Sadece kendi işimizi istemiyoruz. KHK hukuksuzluğuna maruz kalmış herkesin hakkını savunuyoruz”
Bakırköy direnişi, Yüksel direnişi ile aynı kökene ve aynı amaca sahip.
Bakırköy direnişinin başından beri o alanda olan Nursel Tanrıverdi, 4 yıldır işine geri dönebilmek için direniyor.
Ancak direnişin amacı, sadece kendi işleriyle sınırla değil. Bakırköy ve Yüksel direnişleri, gerçekte 100 bini aşkın kamu emekçisinin direnişidir.
Nitekim Nursel Tanrıverdi, bir açıklamasında bunu şu şekilde belirtmiştir:
“Bu direniş boyunca yaşadığımız saldırılara, gördüğümüz işkencelere rağmen vazgeçmedik, pes etmedik. Biz sadece kendi işimizi istemiyoruz. KHK hukuksuzluğuna, adaletsizliğine maruz kalmış herkesin hakkını savunuyoruz”.
17 Yıllık Öğretmen… 4 Yıldır Direnişçi…
Bugün, kendisinin bile sayısını tutamadığı kez yaşadığı gözaltılardan birini daha yaşayan Tanrıverdi, 17 yıl öğretmenlik yaptı. Öğrencilerine felsefeyi öğretti.
Sonra 2017’de bir gece yarısı kararnamesiyle işten çıkarıldı.
Tarih 7 Şubat 2017 idi. Ve 20 Şubat 2017’de Nursel Tanrıverdi, işten çıkarılan bir kısım arkadaşıyla birlikte meydanlardaydı. Bekleyecek, duracak, oyalanacak bir şey yoktu.
Bu öyle bir tasfiye ve kıyım idi ki, kimse suclamalara karşı hakkını hukukunu savunacak fırsatı bile bulamadı.
Fakat Nursel Tanrıverdi bu hukuksuluğa boyun eğmedi.
Savunmasını meydanlarda yaptı. Selvi Polat ile birlikte İstanbul Bakırköy Özgürlük Alanını, kamu emekcilerinin hakkını savunma alanı yaptılar.
Yüksel’de olduğu gibi, bu direnişin sınırı, süresi yok. Tanrıverdi bu “sınırı”, “işimizi geri alana kadar” diye ifade ediyor.
Gözaltılara Tutuklamalara Karşı Meşruluk Savaşı
Bir süre sonra, artık neredeyse her hafta polis saldırısına maruz kalmaya, gözaltına alınmaya başladılar.
Gözaltılarda bazen bir kac saat, bazen ise bir gece nezarethanede tutuluyorlardı.
Saldırı sadece gözaltılarla da sınırlı kalmadı.
Alanda eylem yaptıkları süre içinde 5 kez tutuklandılar.
Mahkeme onlara Bakırköy Meydanı’na giriş yasağı verdi… Meydana 200 metre yaklaşmamaları doğrultusunda mahkeme kararı çıkarıldı.
Haklarında 70’in üzerinde dava açıldı. 20’ye yakınından ‘Kovuşturmaya yer yoktur’ kararı çıktı. 60’ından beraat ettiler.
Peki neden böylesine yoğun saldırıyorlar?
Cevabını Nursel Tanrıverdi veriyor:
“Biz Bakırköy Meydanı’nda Çorlu’da tren katliamında da yaşamını yitirenlerin adalet talebini haykırıyoruz, Şenyaşar ailesinin adalet talebini yükseltiyoruz, işçilerin, emekçilerin hak taleplerini, adalet isteklerini haykırıyoruz. Bakırköy Meydanı’nda işte bu yüzden bizden rahatsız oluyorlar ve eylemlerimizi engellemeye çalışıyorlar. Ben buradan herkese çağrı yapıyorum. Adaletsizliklere, hukuksuzluklara karşı gelin birlikte mücadele edelim.”
Onlar bu yasakları, tutuklamaları, davaları tanımadılar. Bakırköy Meydanı’na çıkmaya devam ettiler.
Ve devam ediyorlar.