
Bir adam, bir baba, tam 300 gündür tek başına kesintisiz bir direniş sürdürüyor.
300 gündür, HER GÜN, KESB adlı ırkçı, gerici, gaspçı kuruluşun önüne gidip, adalet istiyor.
300 gündür, KESB adlı kuruluşun önünde, KESB’i teşhir ediyor.

Uzay Uzatmaz, 7 Haziran’da başladı bu direnişe.
Direnişe başlarken şöyle dedi:
“İsviçre’de, Almanya’da, Hollanda’da ve bir çok Avrupa ülkesinde yüzbinlerce çocuk ailelerinden alınıyor.
Yüzbinlerce çocuğun babasıyla veya annesiyle ilişkilerine yasak konuluyor.
Bu uygulamada apaçık bir ırkçılık var.
Yoksullara, halka karşı apaçık bir aşağılama var.
Bu nedenle, bu yasağa karşı sessiz kalmayacağım.
Babalık hakkımın gasp edilmesine tavırsız kalmayacağım.
7 Haziran’dan itibaren KESB adlı bu kuruluşun önünde direnişe başlayacağım.”
Başladı ve tam 300 gündür, tam 10 aydır sürdürüyor.

KESB’E KARŞI DİRENİŞ, YALNIZ KENDİ ÇOCUKLARIM İÇİN DEĞİL.
Uzay Uzatmaz, direnişin başından beri bunu söylüyor.
Çünkü bu sorunu yaşayan binlerce aile var.
KESB’in tam açık adı şöyle: “Çocuk ve Yetişkinleri Koruma Kurumu”.
Ama asıl olarak adı şöyle olmalıydı: Çocukları Koparma Kurumu!
veya Aileleri Dağıtma Kurumu.
KESB, asıl olarak “POLİS TEŞKİLATINA BAĞLI” çalışan bir kurum.
Zaten bu nedenledir ki, Uzay Uzatmaz, direnişe başlamaya karar verdiğinde, KESB önünde gösteri yapmak için polise başvurduğunda polisten “kendi kurumumuzun önünde protestoya izin vermeyiz” cevabını almıştı.
Uzay Uzatmaz, bu cevaba rağmen, o günden bu yana haklılığı ve meşruluğuyla direnişini sürdürüyor.
Direnişin başında “Yasağın kaldırılması” dışında bir çözüm kabul etmeyeceğini açıkladı ve bu yöndeki tüm manevraları, girişimleri, elinin tersiyle itti.
Onun sloganı şöyle: “Kazanıncaya kadar direniş!”
