Emperyalistlerin baskılarının, zulümlerinin, yasaklamalarının çok çeşitli olmasına bağlı olarak, direnişler de bir çok yerde farklı farklı içerikte ve farklı biçimlerde olabiliyor. İsviçre’de çok sık karşılaşmadığımız içerikte bir direniş var: “Babalık hakkı direnişi.” SORUNU YAŞAYANLAR ÇOK. FAKAT DİRENİŞ AZ! KESB adlı bir devlet kurumu tarafından iki çocuğuyla görüşmesine yasak konulan bir baba, bu yasağı kabul etmeyerek İsviçre’nin Dietikon şehrinde direnişe başladı. Direnişe başlanmasıyla birlikte, resmi adı “Çocuk ve Yetişkinleri Koruma Kurumu” olan KESB’in uygulamalarından bir çok insanın, ailenin mağdur olduğu, bu kurumun aileler ve çocuklar üzerinde terör estirdiği ortaya çıkmıştı. Fakat bugüne kadar bu kurumun uygulamalarına karşı böyle bir direniş yaşanmamış. İtiraz edenler, dava açanlar olmuş ama bilindiği kadarıyla bir direniş yok. Tıpkı, yüzbini aşkın kamu emekçisinin işten atıldığı yerde, sadece Nuriye ve Semih’in direndiği, tıpkı, yüzlerce tutsak Kuyu Tiplerine gönderildiği halde sadece özgür tutsakların Kuyu Tiplerine karşı direnişe geçmesi gibi.. Anadolu halkının, Anadolu devrimcilerinin güçlü direniş geleneği, İsviçre’nin orta yerinde bir direnişe de ilham kaynağı oldu. *** Uzay Uzatmaz, bizzat bu ırkçı, hukuksuz kararı alan kurumun önünde direniyor. Eylem yeri, KESB’in önü. Eylem yeri, kuruma, KESB’e gelip gidenlerin önünden geçmek zorunda olduğu bir yer olduğu için, gelip geçen bir çok insanın ilgisini çekiyor. Zaman zaman sorular soranlar oluyor. Geçen hafta, isminin Natalie olduğunu belirten bir İsviçreli, eylemin nedenini sordu. Direnişçinin cevabını dinledikten sonra, direnişçi tarafından kendisine verilen bildiriden daha fazla alarak arkadaşlarına vermek istediğini belirtti. Direnişçiyle diyaloga girenlerin bir kısmı, hızla geçip giderken, bazıları, direnişi “cesurca” bulduklarını, “saygı duyduklarını” söylüyorlar. Hergün 30 dakikalık süre içinde insanlarla sohbet ediliyor, gelip geçene bildiri dağıtılıyor. Alışık olmasalar da, ilk anda kavramakta güçlük çekseler de, insanların direnişe ilgisi, desteği, saygısı, doğru bir direniş olduğunu herkese gösteriyor. *** Direniş hergün 15.00’de başlıyor ve 15.30’da bitiyor. Polis zaman zaman eylem yerine gelse de, bu eylem açıkça yasal bir eylem. Polisin keyfilik dışındoa yapabileceği bir şey yok. Direnişçi Uzay Uzatmaz, Avusturya’da benzer bir sorun nedeniyle “çocuğunun onuru için” eylem yapmak isteyen ve otobüs duraklarına astığı ilanlarla bunu duyuran anneyle kısa bir diyalog kuruyor. Diyalogda öğrendiği, sorunun aslında ne kadar büyük olduğunu da göstermeye yetiyor. Annenin çocuğuna el konulmuş ve çocuk, “koruyucu aile” olarak verildiği yerde cinsel tacize uğramış. Sorun çok ciddi. Yaygın. Ve sadece İsviçre’yle sınırlı değil. Avrupa’nın hemen her yerinde aynı sorun farklı düzeylerde ve biçimlerde de olsa var. Kuşku yok ki, bu direniş, bu sorunu yaşayan tüm annelere, babalara da esin kaynağı olacaktır.
BABALIK HAKKI DİRENİŞİ 1.5 AYI DOLDURDU…
Sosyal ağlarda paylaşın