Ayten Öztürk, ev hapsinin 2. Yıldönümüyle ilgili etkinlikler ve çekilen videolarla ilgili bir açıklama yaptı.
Açıklamasında “İşkence, kayıp ve kaçırma politikasına karşı yürüttüğüm mücadelede yanımda duran, yaşadığım adaletsizliğe karşı sesini yükselten ve özgürlüğüme kavuşmam için emek harcayan herkese teşekkür ederim.” diyen Ayten Öztürk, 2 yılın bilançosunu da özetledi.
Öztürk, açıklamasında ayrıca, Ev Hapsinin 2. yılı nedeniyle yapılan etkinliklerin de bir dökümünü yaptı.
Öztürk, şu ana kadar 310 video çekilip gönderildiğini belirtti. Ki kampanya çerçevesinde video çekimleri halen devam ediyor.
Aşağıda Ayten Öztürk’ün açıklamasının tam metnini yayınlıyoruz (Altbaşlıklar GHA tarafından konulmuştur).
İşkence, Kayıp ve Kaçırma Politikasına Karşı Gücümüz Birliğimizdir
İşkence altındayken, 6 ay boyunca o karanlığın içinde elim, kolum, beynim her şeyim aydınlık geçmişime ve umut dolu geleceğime odaklanmıştı.
Halkım, yoldaşlarım, en sevdiklerim hep benimle birlikteydi. İşkenceciler bir gün beni o karanlığın içine fiziken gömseler bile, onurlu bir gelecekte yaşayacağımı biliyordum. Ve şimdi çok sevdiğim halkımın içindeyim.
Haksızlık, adaletsizlik, yalan üzerine kurulu bir yargılamanın sonucunda 2 yıldır ev hapsindeyim. Bir iftiracının yalan beyanıyla “bir tecavüzcünün linç olayını kaldırımdan izlediğim” iddiasıyla 2 ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası aldım ve ev hapsiyle tahliye edildim.
2 Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasıyla yargılandığım dava, yargıtayda onaylanırsa ömrümün sonuna kadar tek kişilik hücrede kalmam isteniyor.
“Cezalandırılmamın nedeni, işkenceye karşı direnişim ve işkenceyi anlatmamdır.”
Asıl suçlular, işkenceciler yargılanması gerekirken halen ben cezalandırılıyorum. Bunun nedeni, işkenceye karşı direnişim ve işkenceyi anlatmamdır. Buna rağmen şu ana kadar işkenceciler yargılanmadığı gibi, gizli işkence merkezi ile ilgili herhangi bir açıklama yapılmadı. Bunun yerine ev hapsi işkenceyi devam ediyor.
“Ev Hapsi, gizli işkence merkezinde yaşadıklarımın devamıdır”
Ev Hapsi işkencedir diyorum, çünkü gizli bir işkence merkezinde yaşadığım 6 ay işkencenin devamı niteliğindedir. Kimileri ise, “hapishaneden daha iyi evdesin; insanları görüyorsun, haberleşebiliyorsun” diyebiliyor. Kısmen doğrudur da… Fakat; ev hapsi, kendi duvarını örmenin, kendi kendinin gardiyan olmanın dayatılmasıdır.
Ayağa takılan kelepçe ise psikolojik işkencenin bir parçası olarak her an takip edildiğini, gözetlendiğini hissettiren, sinyali çekmediği durumlarda her an telefonla arandığın, ya da sabahın köründe polisin kapana dayandığını, ya da dayanacağını düşündürten, hissettiren ve yaşatan, onur kırmayı hedefleyen bir sistem.
Ev hapsi dünyaya dört duvarın bir penceresinden bakmak ama ötesine gidememektir. Yolda kavga eden çocukları ayıramamak, alışveriş yapamamak, hastaneye izinsiz gidememektir. Hastaneye gitmek için mahkemeden izin almak, Ankara izleme Merkezi ve İstanbul Denetimli Serbestlik Bürosu’nu bilgilendirmek, en yakın karakolun ve emniyetin denetimine girmektir.
Ev hapsinde geçirdiğim her gün, yaşadığım bu adaletsizliği duyurma çabam; haklılığım, meşruluğum ve direnme kararldığımla sürüyor.
İki Yılın Bilançosu:
İki yıldır ev hapsinde neler yaşadım?
- Evim 3 kez basıldı, tehdit edildim, 1 kez mahalle farklı bir bahaneyle kuşatılıp gözdağı verilmeye çalışıldı.
- Ayağımdaki elektronik kelepçe 8 kez değiştirildi.
Kelepçenin sinyali çekmiyor gerekçesiyle defalarca her saat arandım, evime günün her saati aniden gelinip kelepçem kontrol edildi. - Evimin önünden geçen zırhlı araçlarla taciz edildim. “işkence, Kayıp ve Kaçırma Politikasına Karşı Mücadele ve Ayten Öztürk için Adalet” şiarıyla yapmak istediğimiz fiziki sempozyum yasaklandı.
- Kitabım yasaklandı, hakkımda örgüt propagandasından dava açıldı.
- Yıl Nedeniyle Yapılan Etkinlikler:
Tüm bu baskılara, tehditlere ve tacizlere rağmen, yüzlerce kişi beni ziyaret etti, mesajlar ve mektuplar aldım.
- 10 ülkeden aralarında milletvekilleri ve aydınların olduğu 20 konuşmacının katıldığı online sempozyum yapıldı.
- Japonya, Rusya, İtalya, Yunanistan, Rusya, Suriye, Avusturya, Suudi Arabistan, Ukrayna, İngiltere, Almanya, İsviçre, Fransa’dan, sayabildiğim 310 destek videosu yayınlandı, açıklamalar yapıldı.
- Ev hapsimin 2. yılında, (10 Haziran’da) “Ayten Öztürk’ün Özgürlüğünü istiyoruz, Kazanacağız!” başlığıyla basın toplantısı yapıldı. Aynı gün, “İşkence, Kayıp ve Kaçırma Politikasına Karşı Mücadele Koordinasyonu” kuruldu.
Tüm devrimci-demokrat kurumlarına ve demokratik kitle örgütlerine kurulan koordinasyonun bir parçası olması çağrısı yapıldı. - “İşkence, Kayıp ve Kaçırma Politikasına Karşı Mücadele, Ayten Öztürk için Adalet” başlıklı online sempozyumunun sonuç deklarasyonu ve bu deklarasyona imza atan, aralarında milletvekili, aydın ve sanatçıların olduğu 66 isim okundu.
İşkence, kayıp ve kaçırma politikasına karşı yürüttüğüm mücadelede yanımda duran, yaşadığım adaletsizliğe karşı sesini yükselten ve özgürlüğüme kavuşmam için emek harcayan herkese teşekkür ederim. Birliğimiz ve kararlı mücadelemizle biz kazanacağız. Çünkü haklıyız, meşruyuz ve direniyoruz.”