
Madımak, 32 yıldır sönmeyen bir yangındır ve adalet yerini buluncaya kadar da sönmeyecektir.
2 Temmuz 1993’te Madımak’ta katledilen aydınlarımızı, halkımızı anarken, vurgulamak isteriz ki,
anmak, anlamaktır.
Ne oldu, nasıl oldu, neden oldu, sorularının cevabını bulmaktır.
Anmak, hesap sormaktır.
ASLİ FAİL, FAŞİST DEVLETTİR!
Sivas katliamı, o anlık bir saldırı hali değildir.
Gerici kitlenin “galeyana” gelmiş olması hali değildir.
Sivas katliamı, PLANI, ÖRGÜTLENMİŞ BİR SALDIRIDIR.
Saldırıyı örgütleyen, Özel Kuvvetler Komutanlığı’dır. Yani kısaca KONTRGERİLLA’dır.
- Özel Kuvvetler Komutanlığı’na bağlı elemanlar, katliamdan önce Sivas Milli Gençlik Vakfı’nda toplantılar yaptılar.
- Farklı şehirlerden saldırı için gerici militan gruplar getirilip Milli Gençlik Vakfı yurtlarına yerleştirildiler.
- Belediye, katliam hazırlığının bir parçasıydı. Belli yerleri trafiğe kapattı, belli belgelere taşlar yığdı.
- Saldırının sürdüğü saatler boyunca, ordu, polis, devreye sokulmadı. Göstermelik olarak “katliam yeri”ne gönderilenler, seyretmekle yetindirildiler. Müdahale emri verilmedi.
DOLAYISIYLA; Sivas katliamının sorumlusu ve asıl failleri, göstermelik Sivas davasında yargılanan 5-10 gerici çapulcu değildir.
Bunları bilmek neden önemli?
ÖNEMLİ ÇÜNKÜ, nasıl bir düzende yaşadığımızı, nasıl bir devlet tarafından yönetildiğimizi BİLİRSEK, ona göre mücadele ederiz.
Bu sistem, bu devlet, 32 yıldır Sivas katillerini saklayan, koruyan devlettir.
Bu sistem, bu devlet, yeni Sivas katliamları için elinde her zaman kontrgerilla örgütlenmelerini hazır bulunduran devlettir. Bu sistem, bu devlet, yargısız, sorgusuz infaz edilen, kaybedilen, diri diri yakılan binlerce evladımızın katilidir ve bu katliamların üstü de halen en koyu karanlıklarla örtülmektedir.
Bunları bilmek, BU DÜZENDEN BİR ŞEY BEKLENEMEYECEĞİNİ görmek demektir.
Bu düzenin seçim oyunlarından adalet çıkmaz.
Bu düzenle uzlaşarak, anlaşarak, adalete ulaşılamaz.
Halkımız!
Bunca zulme rağmen, bu toprakların direnen, teslim olmayan soylu bir damarı vardır.
Bizi Sivas’taki gibi yaksalar da, Maraş’taki gibi, Lice’deki gibi kırsalar da, Kızıldere’deki gibi kanımızı dökseler de, Denizler gibi darağaçlarına çekseler de, İbolar gibi işkencelerde katletseler de, F Tiplerine, Kuyu Tiplerine gömmeye çalışsalar da, direnmeye ve savaşmaya devam edeceğiz!
Sivasları yaşamamanın ve yaşanmış olanların hesabını sormak için tek yol budur.
YENİ SİVASLAR YAŞAMAMAK İÇİN, HER ALANDA HER KOŞULDA DİRENELİM, ADALET İÇİN MÜCADELE EDELİM!
ADALET İÇİN,
ARAMIZDAN KOPARILANLARI YAŞATMAK İÇİN
ÖRGÜTLENELİM, BİRLEŞELİM, DİRENELİM!