Türkiye’de ve Avrupa’da Halk Cephelilere yönelik son saldırılar ve halkın demokratik kurumlarına yönelik baskılarla ilgili olarak Avrupa Halk Cephesi tarafından bir açıklama yapıldı.
18.10.2023 tarihli Açıklamada, “saldırıların nedenini biliyoruz!” denilerek, emperpyalistlerin ve faşizmin devrimcileri yok edip, düzenlerini istedikleri gibi sürdürmek amaçlarına vurgu yapılıyor.
Halk Cephelilerin onyıllardır süren bu saldırılar karşısında hep direndikleri belirtilerek, umudu yaşatmanın başka yolu da olmadığı belirtiliyor.
Açıklamada şöyle deniliyor:
“Gözaltılar, işkenceler, tutuklamalar, yeni “operasyonlar”, kurumlarımıza, yarattığımız mevzilere yönelik saldırılar, faaliyetlerimize yönelik yasaklamalar ara vermeksizin sürüyor.
AKP Faşizminin ülkede bize yönelttiği saldırılar, farklı biçimlerde Avrupa’nın çeşitli ülkelerinde de sürdürülüyor.
Son olarak ülkemizde İstanbul’da, Hatay’da, Ankara’da demokratik kurumlarımıza, halkın sanatçılarına, halkın avukatlarına, halkın mühendislerine, faşizme karşı mücadelesini her koşulda sürdüren devrimcilere yönelik gözaltı ve tutuklamalar yaşadık.
İstanbul Küçükararmutlu’da yoksul halkımıza ait 14 ev basıldı, Ankara’da ÇHD üyesi halkın avukatlarının içinde olduğu 20 kişi gözaltına alındı. Hatay’da, aylardır depremzede halkımızla birlikte yatıp kalkan Halkın Gücü Komiteleri üyeleri gözaltına alınarak, Halkın Gücü Mahallesi yıkıldı. Faşizme karşı ısrarlı ve kararlı direnişini ve teşhirini sürdüren Ayten Öztürk’ün evi basıldı.
Hapishanelerde devrimci tutsaklara yönelik baskılar ve S-R-Y tipi hapishanelerin hücrelerine sürgünler devam ediyor.
Avrupa’da, Alman emperyalizmi tutsak aldığı Halk Cephelileri, hapishanelerde tutmaya devam ediyor. Hasta tutsakların sevk ve tedavisini engelliyor. Vatanına izne giden insanlarımız, sınırlarda girişte veya çıkışta gözaltına alınıyor, tehdit ediliyorlar. Tamamen yasal, demokratik, meşru eylemlere, etkinliklere katılımlarından dolayı, “suç”lu muamelesi yapıp, gözdağı veriliyor. Türkiye faşizminin polisi ve gizli servisleriyle Avrupa emperyalistlerinin polisi ve gizli servisleri işbirliği yapıyorlar.
Emperyalistlerin “Anayasayı koruma örgütleri”, anayasaları için nasıl bir tehdit oluşturuyorsa, konserlerimize doğrudan veya dolaylı engeller çıkarmaya devam ediyorlar. Tamamen demokratik faaliyetlerden dolayı tutuklanan Halk Cepheliler, duruşma salonlarına prangalarla getirilip, cam kafeslere hapsedilmeye çalışılıyorlar.
SALDIRILARIN NEDENİNİ DE, BUNLAR KARŞISINDA NE YAPACAĞIMIZI DA BİLİYORUZ;
Türkiye faşizminin ve Avrupa emperyalistlerinin bu saldırıları neden yaptıklarını biliyoruz.
Onyıllardır baskının, zulmün, yasakların her türünü denemelerine rağmen, üç şeyi başaramadılar:
1= Bizi yok etmeyi başaramadılar.
2= Halkımızı tamamen susturmayı, sindirmeyi başaramadılar.
3= İdeolojik olarak geriletmeyi ve teslim almayı başaramadılar.
Halka yönelik daha büyük saldırılar için devrimcilerin etkisizleştirilmesi zorunludur.
Devrim ve sosyalizmi yeryüzünden silmek, sömürü, yağma ve talanı “ilelebet” sürdürmek için devrimcileri yok etmeleri zorunludur.
Bunları başaramıyorlar ve başaramayacaklar.
Devrim iddiamız ve sosyalizm hedefimiz sürdüğü müddetçe, devrim ve sosyalizm doğrultusunda mücadelemiz sürdüğü müddetçe,
emperyalizmin ve faşizmin her türlü baskılarına karşı DİRENİŞİMİZ sürdüğü müddetçe, halkları kimse teslim alamaz.
Bu dünyada direnenler, savaşanlar, mücadele edenler olduğu sürece,
halklarımızı kimse UMUTSUZLUĞA sürükleyemez.
HER ALANDA DİRENİYORUZ!
İşte her alanda direniyoruz.
Her alanda örgütlenmeye devam ediyoruz.
İstanbul’un yoksul mahallelerinde direniyoruz.
Ankara’da, Hatay’da direniyor ve halkın mücadelesinde yeni mevziler yaratıyoruz.
Defalarca basılan, kapatılan kurumlarımızı savunuyor ve yaşatıyoruz.
Şarkılarımız, devrimci politikalarımız kıtalar aşıyor.
Avrupa’da, Avrupa Birliği’nin ağababası Alman emperyalizminin Adelet Bakanlığı önünde aylardır adalet bayrağını dalgalandırıyoruz. Aylardır sürdürdüğümüz adalet çadırıyla ve süresiz açlık grevlerimizle direniyoruz.
Konserlerimizi, filmlerimizi -tüm engel ve yasaklara rağmen- halkımıza ulaştırarak direniyoruz.
Nuriye Gülmen’e özgürlük, Beyhan Gün-Şimal Deniz’e özgürlük talebini Avrupa’ya taşıyarak direniyoruz.
Kurumlarımızda faaliyetlerimizi sürdürerek direniyoruz.
Filistin eylemlerimizle direniyoruz.
Uyuşturucuya, fuhuşa, yozlaşmaya karşı tavizsizliğimizle direniyoruz.
Avrupa’nın her yerinde faşist 129 AB yasasına, antiterör yasalarına karşı kampanyamızla direniyoruz.
DÜNYAYI VE VATANIMIZI
EMPERYALİSTLERE, FAŞİSTLERE, İŞBİRLİKÇİLERE, NATO SOLCULARINA BIRAKMAYACAĞIZ!
Güzel Vatanımızda ve gurbet Avrupa’da yaşayan Halkımız!
Teslim olmayanlar asla yenilmezler.
Çok büyük baskılar gördüğümüz doğrudur.
Büyük bedeller ödediğimiz doğrudur.
Tüm kadrolarımızın, militanlarımızın, taraftarlarımızın, halk ilişkilerimizin baskı altında olduğu doğrudur.
Halk Cephesini önce tecrit etmek, giderek yok etmek için, Halk Cephelilere yönelik daha ağır baskıların olduğu doğrudur.
FAKAT HALKLARIN KURTULUŞ UMUDUNU DİRİ TUTMAK İÇİN,
SÖMÜRÜ ZULMÜN KOL GEZDİĞİ BU DÜNYAYI BAĞIMSIZLIĞA, DEMOKRASİYE, ADALET VE ÖZGÜRLÜĞÜ KAVUŞTURMAK İÇİN,
tüm bu baskılara göğüs germemiz gerektiği de doğrudur.
HALK CEPHELİLER olarak, hayatın her alanında direneceğiz.
Vatanımızda ve artık gurbet olmaktan çıkan Avrupa’da direneceğiz.
Direnecek ve zaferler kazanacağız.
Zaferlerimizi çoğaltıp büyüterek, gün gün, devrime ve sosyalizme doğru yürüyüşümüzü sürdüreceğiz.
Vatanımızda ve Avrupa’nın her yerinde örgütlenmelerimizi büyütecek, yaygınlaştıracağız.
HALKIMIZ! HALK CEPHELİLER!
Emperyalizmin ve faşizmin saldırılarına vereceğimiz en iyi cevap, TESLİM OLMAMAK, DİRENMEKTİR.
Emperyalizmin ve faşizmin saldırılarına vereceğimiz en iyi cevap, KİTLE ÇALIŞMAMIZI VE PROPAGANDA ÇALIŞMALARIMIZI YOĞUNLAŞTIRMAKTIR.
Emperyalizmin ve faşizmin saldırılarına vereceğimiz en iyi cevap, DAHA ÇOK ÖRGÜTLENMEKTİR.
Saldırılara cevabımız budur.
Saldırılar ne kadar çoğalırsa çoğalsın, ödeyeceğimiz bedeller ne kadar artarsa artsın, cevabımız değişmeyecektir.”