Avrupa (GHA)
Avrupa Halk Cephesi, Çağlayan Adliyesi’ne yapılan eylemle ilgili bir açıklama yaparak, iki halk kurtuluş savaşçısı Emrah Yayla ve Pınar Birkoç’un cesaretini ve halkın adalet arayışındaki kararlılığını vurguladı.
Açıklamada, 6 Şubat’ta yaşanan olaylarla ilgili şu ifadeler kullanıldı: “Adaletsiz bırakılan bir halkın, adaleti kendisinin sağlaması haklı ve meşrudur. Halka karşı işlenen suçların cezasız bırakıldığı yerde, halkın adalet arayışı zorunlu ve kaçınılmazdır. Emrah Yayla ve Pınar Birkoç, bu meşru ve kaçınılmaz halkı kullandılar.”
Açıklamanın devamında şu ifadeler yer aldı: “İstanbul Çağlayan’daki Adalet Sarayı’nın girişinde gerçekleştirdikleri eylemle, adaletsiz bırakılan halkımız için, depremde enkaz altında bırakılan halkımız için, tecrit altında katledilmek istenen tutsaklar için, adil bir yargılamanın olmadığı koşullarda yüzlerce yıllık hapis cezaları verilmesine karşı, adil yargılanma hakkı için, madenlerde, tren yollarında, inşaatlarda katledilip adaletsiz bırakılan halkımız için adalet istediler.”
Bu saldırı,emperyalizme karşı bağımsızlık, faşizme karşı demokrasi, kapitalizme karşı sosyalizm anlamı yaşıyor
Açıklamanın devamında ise şunlar belirtildi: “İki adalet savaşçısı, hiçbir polisiye önlemin, halkın adaletinin hesap sormasını önlemeye yetmeyeceğini bir kez daha gösterdiler. Emperyalizm ve işbirlikçi faşist yönetimler, her vesileyle devrimcilerin bittiği, halk savaşlarının sona erdiği iddiasında bulunuyorlar. Devrimcilere yönelik her tutuklama ve katliamları sonrasında ‘bitirdik, yokettik’ propagandasına başlıyorlar. Fakat öyle olmuyor. Devrimciler, 12 Eylül 1980 cuntasından bu yana, devrimcilere karşı uygulanan tüm baskılara, işkencelere, idamlara, infazlara, kaybetmelere, hapishane katliamlarına, tecrit politikalarına, her alanda uygulanan yasaklara rağmen, yokedilemediler. Çünkü devrimcilerin ve devrim mücadelesinin varlığı, bu topraklardaki yoksulluktan, adaletsizlikten, eşitsizlikten, zulümden kaynağını alıyor. Çünkü, burjuvazi ve düzen içi sol, ne kadar ‘devrimler bitti, sosyalizm öldü, bağımsızlığın modası geçti…’ deseler de, emperyalizme karşı bağımsızlık, faşizme karşı demokrasi, kapitalizme karşı sosyalizm ihtiyacını, özlemini yoketmeyi başaramadılar. Devrimciler, bugün de bağımsızlık, demokrasi ve sosyalizm yolunda devrimin kızıl bayrağını dalgalandırmaya devam ediyorlar. Çağlayan Adalet Sarayı önündeki eylem, işte bunun bir ifadesidir. Faşizmin ‘bitti, öldü, yok oldu, zaman geçti’ propagandalarına verilmiş bir cevaptır.”
AKP faşizmi, saldırılarıyla eylemin yarattığı siyasi sonucu ortadan kaldıramaz!
Açıklamanın sonunda ise şu ifadeler yer aldı: “AKP faşizmi, saldırılarıyla eylemin yarattığı siyasi sonucu ortadan kaldıramaz! AKP Faşizmi haklı ve meşru eylem karşısında, demokratik kurumlara karşı saldırıya geçti. Acizliğini saldırarak örtbas etmek istedi. Onlarca ev ve demokratik kurum basıldı, 90’ı aşkın kişi gözaltına alındı. Gözaltına alınanlar arasında TAYAD’lılar, Halkın Hukuk Bürosu avukatları, Grup Yorum üyeleri de var. Bedenindeki 898 yarayla Ayten Öztürk var. Faşizmin amacı, adalet savaşçılarının cenazelerini ortada bırakmak, bu haklı ve meşru eylemin sahiplenilmesini önlemektir. Ama yine önleyemeyecekler. Halkımız, Türkiye’de ve Avrupa’da şehitlerini sahiplenecektir. Şurası bir gerçektir ki, Türkiye’de ve Avrupa’da halkımız ve tüm Halk Cepheliler, bu haklı meşru eylemi ve şehit adalet savaşçıları Emrah Yayla ve Pınar Birkoç’u sahipleneceklerdir. Çünkü onlar artık Türkiye halklarının adalet savaşının bayrakları arasındadırlar.”
Açıklamanın tam metnini yayınlıyoruz:
Adaletsiz Bırakılan Halk, Onu Mutlaka Söküp Alacaktır!
Adalet Savaşçıları Emrah Yayla ve Pınar Birkoç Ölümsüzdür!
6 Şubat’ta halkın iki yiğit evladı, faşizmin adaletsizlik sarayının önünde, adalet için şehit düştüler.
Adaletsiz bırakılan bir halkın, adaleti kendisinin sağlaması haklı ve meşrudur.
Halka karşı işlenen suçların cezasız bırakıldığı yerde, halkın adalet arayışı zorunlu ve kaçınılmazdır.
Emrah Yayla ve Pınar Birkoç, bu meşru ve kaçınılmaz halkı kullandılar.
Emrah Yayla ve Pınar Birkoç,
İstanbul Çağlayan’daki Adalet Sarayı’nın girişinde gerçekleştirdikleri eylemle,
- Adaletsiz bırakılan halkımız için,
- Depremde enkaz altında bırakılan halkımız için,
- Tecrit altında katledilmek istenen tutsaklar için,
- Adil bir yargılamanın olmadığı koşullarda yüzlerce yıllık hapis cezaları verilmesine karşı, adil yargılanma hakkı için,
- Madenlerde, tren yollarında, inşaatlarda katledilip adaletsiz bırakılan halkımız için…
adalet istediler.
İki adalet savaşçısı, hiçbir polisiye önlemin, halkın adaletinin hesap sormasını önlemeye yetmeyeceğini bir kez daha gösterdiler. Adalet savaşçıları, bir kez daha, düzenin en “güvenlikli” kurumu olan Adaletsizlik Sarayı’nın kapısına dayandılar.
BİTMEDİ, BİTMEYECEK!
“KURTULUŞA KADAR SAVAŞ!” ŞİARI, HALKIN İKTİDARI KURULUNCAYA KADAR, MEYDANLARDA YANKILANMAYA DEVAM EDECEK!
Emperyalizm ve işbirlikçi faşist yönetimler, her vesileyle devrimcilerin bittiği, halk savaşlarının sona erdiği iddiasında bulunuyorlar. Devrimcilere yönelik her tutuklama ve katliamları sonrasında “bitirdik, yokettik” propagandasına başlıyorlar.
Fakat öyle olmuyor.
Devrimciler, 12 Eylül 1980 cuntasından bu yana, devrimcilere karşı uygulanan tüm baskılara, işkencelere, idamlara, infazlara, kaybetmelere, hapishane katliamlarına, tecrit politikalarına, her alanda uygulanan yasaklara rağmen, yokedilemediler.
Çünkü devrimcilerin ve devrim mücadelesinin varlığı, bu topraklardaki yoksulluktan, adaletsizlikten, eşitsizlikten, zulümden kaynağını alıyor.
Çünkü, burjuvazi ve düzen içi sol, ne kadar “devrimler bitti, sosyalizm öldü, bağımsızlığın modası geçti…” deseler de, EMPERYALİZME KARŞI BAĞIMSIZLIK, FAŞİZME KARŞI DEMOKRASİ, KAPİTALİZME KARŞI SOSYALİZM ihtiyacını, özlemini yoketmeyi başaramadılar.
Devrimciler, bugün de bağımsızlık, demokrasi ve sosyalizm yolunda devrimin kızıl bayrağını dalgalandırmaya devam ediyorlar. Çağlayan Adalet Sarayı önündeki eylem, işte bunun bir ifadesidir. Faşizmin “bitti, öldü, yok oldu, zaman geçti” propagandalarına verilmiş bir cevaptır.
AKP FAŞİZMİ, SALDIRILARIYLA EYLEMİN YARATTIĞI SİYASİ SONUCU ORTADAN KALDIRAMAZ!
EYLEME “MİSİLLEME” OLARAK GÖZALTINA ALINANLAR, DERHAL SERBEST BIRAKILMALIDIR!
AKP Faşizmi haklı ve meşru eylem karşısında, demokratik kurumlara karşı saldırıya geçti. Acizliğini saldırarak örtbas etmek istedi.
Onlarca ev ve demokratik kurum basıldı, 90’ı aşkın kişi gözaltına alındı.
Gözaltına alınanlar arasında TAYAD’lılar, Halkın Hukuk Bürosu avukatları, Grup Yorum üyeleri de var. Bedenindeki 898 yarayla Ayten Öztürk var.
Faşizmin amacı, adalet savaşçılarının cenazelerini ortada bırakmak, bu haklı ve meşru eylemin sahiplenilmesini önlemektir.
Ama yine önleyemeyecekler.
Halkımız, Türkiye’de ve Avrupa’da şehitlerini sahiplenecektir.
Şurası bir gerçektir ki, Türkiye’de ve Avrupa’da halkımız ve tüm Halk Cepheliler, bu haklı meşru eylemi ve şehit adalet savaşçıları Emrah Yayla ve Pınar Birkoç’u sahipleneceklerdir.
Çünkü onlar artık Türkiye halklarının adalet savaşının bayrakları arasındadırlar.
ADALETSİZLİK VARSA, ADALET İÇİN SAVAŞANLAR DA OLACAKTIR!
SÖMÜRGECİLİK VARSA, BAĞIMSIZLIK İÇİN SAVAŞANLAR DA OLACAKTIR!
SÖMÜRÜ VARSA, SÖMÜRÜSÜZ BİR DÜNYA İÇİN SAVAŞANLAR DA OLACAKTIR!
TÜM EMPERYALİST VE FAŞİST YÖNETİMLER BİLSİN Kİ; DÜNYA HALKLARI ASLA ÇARESİZ, UMUTSUZ KALMAYACAKTIR. EMRAHLAR, PINARLAR, ÇARENİN VE UMUDUN ADIDIRLAR.
- EMRAH YAYLA VE PINAR BİRKOÇ, ÖLÜMSÜZDÜR!
- TÜRKİYE’DEKİ GÖZALTI TERÖRÜNE DERHAL SON VERİLMELİ, GÖZALTINDAKİLER SERBEST BIRAKILMALIDIR!
07.02.2024
AVRUPA HALK CEPHESİ
GHA