Adı sık sık işkence iddiasıyla gündeme gelen Ankara Emniyet Müdürlüğü’nde polisler tarafından iki gence uygulanan şiddet sonrasında birinin kulak zarının patladığı diğerinin de kaburgasının kırıldığı ortaya çıktı. Kendilerine uygulanan işkence ile ilgili darp raporu alan gençler, polisler hakkında suç duyurusunda bulundu.
Mamak’ta gözaltına alınan Emre Y. ile Tuna Ş. Ankara Emniyet Müdürlüğü’nde işkence gördükleri ortaya çıktı.
Yaklaşık iki saat boyunca 20’nin üzerinde polisin işkencesine uğradığını belirten Emre Y.’nin kulak zarı patladı, Tuna Ş.’nin kaburgalarında kırıklar oluştu. Üzerlerine su dökülerek birbirine bağlanan kelepçelerin kırbaç şekline getirilerek kendilerine vurulduğunu, kemer ve sopaların işkence sırasında kullanıldığını, hakaretlere maruz kaldıklarını belirten iki arkadaş sabah saatlerinde Ankara İl Emniyet Müdürlüğü’nden serbest bırakıldı.
İşkence bir devlet politikasıdır.
İşkence olayı birkaç kendini bilmez polisin davranış biçimi değildir. İster adli bir dava da olsun ister siyasi davalarda olsun polisi, MİT’i, jandarmasıyla gözaltına alınan kişilere en ağır işkenceler yapılmaktadır. Örneğin Ayten Öztürk Lübnan’dan kaçırılıp Türkiye’ye getirildi. Altı ay boyunca elektrik, askı, cinsel taciz vb… pek çok işkence metodu üzerinde denendi. Vücudunda tam 898 yara açıldı. Ayten Öztürk’ün ifadesiyle ruhu paramparça edildi. Üstelik bu işkenceleri yapanlar hakkında tek bir dava dahi açılmadı. Ayten Öztürk bir itirafçının yalanıyla tutuklanıp 3 yıl tutsak edildi. Bu da yetmedi hakkında iki kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verilerek ev hapsine maruz bırakıldı. Ayağına elektronik kelepçe takıldı. Polisler tarafından evi basılıp tehdit edildi.
Elbette işkencenin metodu her yerde aynı değildir. F, S, R, Y tipi hapishaneler de bir işkence merkezidir. Bugün özgür tutsaklar Nedim Öztürk ve Nurettin Kaya süresiz açlık greviyle tecrit işkencesine karşı direniyorlar.
İşkence bir insanlık suçudur ve zaman aşımı yoktur.
